Türkiye turizminin köklü markalarından Martı Hotels & Marinas, yarım asrı aşkın geçmişiyle Türk otelciliğine yön veren hikayesini “Bir Yaz Kulübünden Turizm Markasına” temalı özel bir sergiyle paylaştı. Özyeğin Üniversitesi’nin ev sahipliği yaptığı “Türkiye’de Otelciliğin Önderleri” 3. Bienali, sektörün duayen isimlerini bir araya getirdi. Açılışın ardından gerçekleştirilen panelde, Türk turizminin dönüşümü, sektördeki yenilikçi adımlar ve geleceğe dair öngörüler masaya yatırıldı.
Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Özyeğin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Barış Tan, üniversite iş dünyası arasındaki iş birliklerinin önemine dikkat çekerek “Bu sektöre hizmet eden eğitim ve araştırma faaliyetlerinin sektörle bir arada, sivil toplum kuruluşlarıyla bir arada yapılması bizim için çok önemli. Bu tip faaliyetleri de bu açılardan önümüzdeki yıllarda daha da arttırarak devam etmeyi planlıyoruz. Fakültemizin planladığı, uyguladığı, Türk turizmine yön veren girişimcileri ve bu sayede ortaya çıkan otellerin tanıtıldığı, tartışıldığı bu Bianel serisi son derece değerli” dedi.
Etkinlikte konuşan Martı Hotels & Marinas Yönetim Kurulu Başkanı Oya Narin, Martı Grubu’nun hikayesini ziyaretçilerle paylaştı. Narin, “Tekstilden turizme uzanan bu yolculuğumuz, bir grup vizyoner iş insanının 1964 yılında Marmaris’te bir ‘Yaz Kulübü Rüyası’ kurma hayaliyle başladı. Bu hayal, 1967’de Martı Motel’in kuruluşuyla turizmde bir öncülüğe dönüştü. 1969’da 33 odalı olan bu mütevazı otel, kısa sürede Türkiye’nin ilk resort oteline dönüştü. 1980’lerde açılan havalimanıyla Marmaris’e ulaşım da kolaylaşınca Martı Otel, sanatçılardan dünya liderlerine kadar birçok ünlü ismin buluşma noktası oldu. Daha sonra Martı La Perla, Martı Myra, Martı Marina, Güllü Konakları ve Martı Hemithea’nın açılması ile bu yolculuğumuz büyüyerek bugünlere geldi” ifadesini kullandı.
“TÜRKİYE TURİZMİNDE MARKALAŞMA ÇOK ÖNEMLİ”
Oya Narin, konuşmasında Türkiye turizmine de değinerek “Türkiye turizmi, bugün dünya turizminde ilk 5 ülke içinde güçlü bir konumda bulunuyor. Doğal, tarihi ve kültürel güzelliklerimiz, iklimimiz, coğrafyamız ile sağlık, termal, gastronomi gibi turizm zenginliklerimiz ile ülkemiz çok önemli bir potansiyele sahip. Ayrıca kalifiye insan kaynağımız ve eşsiz misafirperverliğimiz ile de fark yaratıyoruz. Gerçekleştireceğimiz bazı geliştirmeler, atacağımız bazı adımlar ile küresel turizmdeki konumumuzu çok daha güçlendirme fırsatına sahibiz. Turizm’de geliştirmemiz gereken alanlardan biri de hiç şüphesiz ‘markalaşma’dır” dedi.
HALİT NARİN’DEN EĞİTİM VURGUSU
Etkinlikte onur ödülünü alan Halit Narin, Türkiye’nin kalkınmasında eğitim ve üretimin belirleyici rolüne dikkat çekti. “Biz üniversite yapmadık ama 14’ten fazla okul yaptık, şimdi meslek okullarına ağırlık veriyoruz,” diyen Narin, nitelikli iş gücünün sanayinin geleceği için kritik olduğunu vurguladı:
“Türkiye’nin sanayide ayağa kalkması, meslek sahibi gençlerin yetişmesine bağlı. Liseyi bitirmek yetmez; çocuklarımız fabrikalarda iş bulabilecek becerilere sahip olmalı.” Narin ayrıca finansal sistemin üretimi desteklemesi gerektiğini belirterek “Üreteni engellemek yerine kolaylaştıran bir sistem kurmalıyız” dedi.
