ABD Başkanı Donald Trump, 25 Şubat’ta bakır ithalatının ulusal güvenliğe etkilerini değerlendirmek amacıyla Ticaret Bakanlığı’na soruşturma başlatma talimatı verdi. Savunma, altyapı ve yenilenebilir enerji gibi kritik sektörlerde kullanılan bakırın Çin’in küresel üretimdeki liderliği ve tedarik zinciri üzerindeki etkisi, Washington’un “Ticareti Genişletme Yasası”nın 232. maddesi kapsamında yeni bir ticaret cephesi açmasının temel gerekçesi olarak öne çıkıyor.
ABD’nin bakır ithalatına yönelik başlattığı soruşturma, Çin’in küresel bakır üretiminin yüzde 50’sinden fazlasını kontrol etmesi ve bu hakimiyetin ABD’nin ulusal güvenliği ile ekonomik istikrarını tehdit ettiği görüşüne dayanıyor. Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, bakırın savunma donanımları, elektrikli araçlar, temiz enerji teknolojileri ve gelişmiş elektronik gibi alanlarda kritik bir malzeme olduğu vurgulandı; ancak ABD’nin geniş rezervlerine rağmen eritme ve rafine etme kapasitesinin Çin gibi rakiplerin gerisinde kaldığı belirtildi. Trump, Truth Social hesabından “Bakır Amerika’da üretilmeli, muafiyet yok, istisna yok” diyerek, yerli üretimi canlandırmak için gümrük tarifelerinin gerekliliğini savundu.
Statista verilerine göre, Çin 1 milyon 800 bin tonla en fazla bakır madeni çıkaran dördüncü ülke konumundayken, ABD 1 milyon 100 bin tonla beşinci sırada yer alıyor; ancak Çin’in rafine bakır üretimindeki üstünlüğü, ABD’nin dışa bağımlılığını artıran bir faktör olarak öne çıkıyor. Soruşturma, 270 gün içinde hazırlanacak raporda, bu bağımlılığın ulusal güvenlik risklerini ve tedarik zinciri kırılganlıklarını ortaya koyarak çözüm önerileri sunmayı amaçlıyor.
Trump’ın ticaret ve imalattan sorumlu danışmanı Peter Navarro, soruşturmanın Çin’in bakır üretimindeki gelişen hakimiyetine karşı bir önlem olduğunu vurguladı; Navarro, Çin’in kapasite fazlası üretimi ve düşük maliyetli ürünlerle küresel piyasaları domine ederek rakiplerini zayıflattığını savundu. Navarro’ya göre, Çin bu stratejiyle çelik, alüminyum, güneş panelleri ve elektrikli araçlar gibi sektörlerde ekonomik etkisini genişletti; bakırda da benzer bir yaklaşımın ABD sanayisini tehdit ettiği düşünülüyor. Trump, “Bakır endüstrimizi yeniden inşa etmek için Ticaret Bakanımdan ve ABD Ticaret Temsilciliği’nden (USTR) bakır ithalatını incelemelerini talep ettim” diyerek, tarifelerin yerli endüstriyi güçlendireceğini ve ulusal savunmayı destekleyeceğini belirtti.
Trump’ın “Önce Amerika” politikasının istihdam yaratma ve kritik sanayileri geri getirme hedefini yansıttığını, ancak Çin’in misilleme yapma ihtimalinin ticaret gerilimini artırabileceğini gösteriyor. ABD’nin bakırda dışa bağımlılığı 1991’de sıfırken 2024’te yüzde 45’e ulaşmış durumda; bu, Navarro’nun işaret ettiği yüzde 70’lik yerli üretim artışı hedefini zorlu ama stratejik bir öncelik haline getiriyor. Soruşturma, Çin’in devlet destekli sanayi politikalarına karşı gümrük tarifeleriyle denge kurmayı amaçlarken, Trump’ın geçmişte çelik ve alüminyuma uyguladığı tarifeler gibi bir yol izlenebileceği öngörülüyor.
GÜNDEM KORİDORU
28 Şubat 2025