Lojistikten teknolojiye tarımdan gayrimenkule kadar çok sayıda sektörde faaliyet gösteren İstanbul Holding, 100 iş insanının bir araya gelerek kurduğu çok ortaklı bir yapı olarak karşımıza çıkıyor. İstanbul Holding’i bir “yatırım örgütlenme modeli” şeklinde betimleyen İstanbul Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kalsın, “2024 yılı sonunda varlıklarımızın değerini 50 milyon Dolara çıkarmayı hedefliyoruz. Kısa vadede ise 100 milyon Dolarlık şirket değeri oluşturarak alanında öncü bir iş modeli olmayı planlıyoruz. Bunun yanı sıra orta ve uzun vadede yatırımlarımızı 2028 yılına kadar 1 milyar Dolar değere ulaştırarak şirketlerimizin stratejik büyümelerine katkı sağlamayı arzu ediyoruz” şeklinde konuşuyor.
100 ortak modelinin nasıl şekillendiğini anlatan Kalsın, “İstanbul Holding’in 100 ortağı belirleme sürecimiz, pandemi döneminde önemli ölçüde etkilendi. İş dünyası temsilcileri olarak evlere kapanmak zorunda kaldık ve başlangıçta sosyal medya platformlarına uyum sağlamakta güçlük çektik. Ancak kısa sürede bu yeni iletişim kanallarına alıştık ve aramızdaki bağlar güçlendi. Bu süreçte, ortak bir dayanışma içinde bir araya gelerek altı ay gibi kısa bir sürede şirketleşme kararı aldık. İş dünyasından pek çok deneyimli isimden yararlanarak, hiyerarşiye yer vermeden ve herkese eşit haklar tanıyan bir anayasa hazırladık. 100 ortak, 100 hisse ile şirketimize ortak oldu” dedi. Birçok farklı sektörde yatırımlarına devam eden İstanbul Holding, tarım sektöründeki yüzü Big Tarım ile Türkiye’de tarımsal kalkınmayı desteklemeye yönelik kapsamlı bir girişim başlattı ve Uşak’ta 2 milyon metrekare alan üzerinde yer alan 85 bin ağacı ile yapay zekâ teknolojisini kullanarak sürdürülebilir badem yetiştiriciliği gerçekleştiriyor.
YILLIK 1500 TON ÜRÜN
Dünya tarım üretiminde sürdürülebilirlik ve yenilikçilikte lider bir marka olma hedefiyle kaynakların verimli kullanımına yönelik projeler geliştirdiklerine değinen Murat Kalsın, “Big Tarım’ın 10 yıllık akademik bilgi birikimi ve saha tecrübesiyle kaynakların verimli kullanılmasına odaklanıyoruz. Arazimiz 2 bin hektar alandan oluşuyor ve 85 bin adet ağacımız var. Ağaçlarımızın tamamı mavi sertifikalı ve Fransız sofra bademi yetiştiriyoruz. Arazinin tamamı tam verim dönemine geçtiğinde yıllık ortalama 1500 ton ürün elde edeceğiz.
Beş kuyumuzdan çıkan su kaynağını, iki adet 25 bin ton ka[1]pasiteye sahip sulama havuzumuzda dinlendirerek gübreyle birlikte kullanıyoruz. Böylece üretimde kalite standartlarının artırılmasına ve ürünlerin çeşitlendirilmesine katma değer sağlıyoruz” şeklinde konuştu.
“TÜRKİYE TARIMDA KENDİ KENDİNE YETEBİLİR HALE DÖNECEK”
Tarımda üretim modellerinde kurumsallaşmanın önemine değinen Murat Kalsın, “Tarımda her şeyi devlete bırakmışız. Devletin geliştirdiği kooperatifleşme modelini özel sektör sırtlanmalı. Bu anlamda sanayici ile çiftçiyi bir araya getiren oluşumlara ihtiyacımız var. Tüm işletmelerin bir arada hareket etmesiyle 10 yıl gibi kısa bir sürede Türkiye tarımda kendi kendine yetebilir hale dönecektir” açıklamalarında bulundu.
Türkiye’nin tarımsal üretimde yeniden kendi kendine yeten bir ülke konumuna erişebilmesi için üreticilerin desteklendiği, sürdürülebilir yöntemler ve global pazarlama stratejileriyle şekillenen kapsamlı bir yol haritası belirlediklerine dikkat çeken Murat Kalsın, konuya ilişkin şu bilgileri verdi: “Topraktan sahaya uzanan değer zincirimizde sürdürülebilirliği merkeze alarak geliştirdiğimiz Sözleşmeli Tarım Modeli ile üreticileri doğa dostu üretim yöntemleriyle tanıştırıyoruz. Çevresel etkileri en aza indirmek amacıyla su kaynaklarının etkin yönetimini sağlıyor, karbonsuz tarım ve biyo çeşitliliğin desteklenmesini sağlayan yenilikçi ve çevre dostu yöntemleri kullanıyoruz. Yenilenebilir enerji kullanımı ile karbon ayak izimizi azaltıyoruz. Yapay zekâ ve ileri teknoloji kullanarak verimliliği artırıyoruz. Bu sayede 1 ağaçtan aldığımız verimi 10 kilograma çıkardık. Çevresel sürdürülebilirlik, su kaynaklarının korunması ve karbon emisyonlarının azaltılması ile yerel toplulukların yaşam kalitesini artırmaya yönelik projelerimizle de tarımsal kalkınmayı topyekûn destekliyoruz.”
Bademin; tıptan, gıda ve kozmetiğe kadar oldukça geniş bir alanda kullanılan stratejik bir ürün olduğunu söyleyen Murat Kalsın, “Yıllık 170 bin ton badem üretimiyle dünyada 6. sırada yer alan Türkiye, ürettiği bademin yüzde 80’ini ihraç ediyor. Amerika ise yıllık 1,5 milyon ton üretimiyle dünya lideri konumunda bulunuyor. Üretim kalitesini artırmaya yönelik sürdürülebilir projeler ile dünyadaki konumumuzu daha yukarılara taşıyabiliriz” dedi.
