Türkiye’de artan maliyetler ve enflasyondaki dengesizlikle birlikte satın alma gücünde büyük oranda bir düşüş görüyoruz. Özellikle teknolojik ürünlere eklenen başta gümrük vergisi olmak üzere çeşitli vergilerin de etkisiyle tüketici alışkanlıkları yeniden form kazandı. Önceki yıllarda Türkiye’deki tüketicilerin telefon değiştirme sıklığı yılda bir gibi bir orana tekabül ederken, bu oran yıllar içinde 3 yılda bir gibi bir konuma geldi. Bu oranın düşmüş olması tüketim çılgınlığının azalması gibi bir izlenim sunarak olumlu gibi görünse de ardında ekonomik sebeplerin olması nedeniyle olumsuz bir tablonun izlerini taşıyor. Söz konusu konjonktürde alım gücündeki düşüş sebebiyle Türkiye’de Apple’ın pazar payında düşüş yaşandığını belirten General Mobile Strateji ve İş Geliştirme Genel Müdür Yardımcısı İlkay Cihaner, Huawei’nin azalan pazar payının yerini diğer markaların hücreler halinde doldurduğunu ifade ediyor.
Türkiye için son 7 yıldır stabil kalan bir pazardan söz edildiğini aktaran İlkay Cihaner, konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Yaklaşık 10 milyonluk bir hacim söz konusu. Biz bu yıl yaklaşık yüzde 2,2’lik bir daralma bekliyoruz pazarda yıllık kapanışta. Şöyle bir şey vardı geçmişte: Enflasyon ve fiyat artışlarının çok hızlı yaşandığı konjonktürde insanlar bugün aldığı cihazın en uygunu olduğunu düşünerek aslında alımı biraz öne çektiler. Bunun da etkisi olduğunu görüyoruz. Son 12 aya baktığımız zaman fiyatlarda yüzde 78’lik bir artış var geçen senenin aynı dönemiyle kıyasladığımızda. Son 5-6 aya baktığımızda ise yüzde 5,6’lık bir fiyat artışı var. Artık enflasyon biraz durağanlaşmaya başladı ama talebin de sıkıştığını görüyoruz aynı zamanda sektörde.”
Eskiye nazaran telefon değiştirme sıklığının azalmaya başlamasının pazar paylarına etki ettiğini dile getiren Genel Müdür Yardımcısı, “Geçmişte Türkiye’ye baktığımız zaman yılda bir telefon yenileme sıklığı vardı. Şimdi ise bu oran 3 yıla yükseldi. Türkiye’de toplum olarak yeni teknolojiyi satın almaya ve tüketmeye istekliyiz gelişmiş ülkelere nazaran. Ama özellikle cihazların dayanıklılığının yükselmesi, daha uzun süreler teknolojinin ivmelenme hızının düşmesiyle değiştirme hızı eskiye göre yavaşladı. Globalde ortalama 4 yıl şu anda. Türkiye yine globale göre daha hızlı dönüşüm gerçekleştiriyor” diye konuşuyor.
Küresel bloklaşmanın da getirdiği şekilde üretimin Hindistan’a kayması gibi bir durumun söz konusu olduğunu ifade eden Cihaner, Hindistan’ın Çin’de üretilen ürünleri kendi pazarında satılmasını istemediğini, bu sebeple ülke içinde üretim yapmayı zorunlu kılacak belli teşvikler sağladığını söylüyor ve devam ediyor: “Bizde bu teşviklerden yararlanmak maksadıyla üretimi Hindistan’da yapıyoruz. Bir yıl önce Hindistan’daki şirketi kurduk. İlk yıl 180 milyon Dolarlık satış gerçekleştirdik. Şu anda 400 milyon Dolara doğru gidiyoruz. Hindistan’da, sabit geniş bant modem tarafında pazarın yüzde 20’sini domine ediyoruz.”
En önemli pazarın Amerika pazarı olduğunu dile getiren Cihaner, “Yıl sonuna kadar da oradaki stratejimiz de şu: Geniş bant ürünleriyle pazara giriş yapıp akıllı telefon, akıllı mobil ürünler, giyilebilir ürünlerle de aslında 5G’nin katalizörünü kullanıp pazar payını ve ürün gamını da geliştirmek. Bugün baktığınızda ürün geliştirme tarafında ihtiyaçların olduğunu görüyoruz. Örneğin Türkiye pazarı için akıllı çocuk saatini bu şekilde geliştirdik. Söz konusu akıllı çocuk saatlerinde görüntülü konuşma yapılabiliyor, konum takibi yapılabiliyor, rehber sınırlaması yapılabiliyor. Bu ürünü AT&T ile görüşmemizde anlattık. Amerika pazarında böyle bir ürüne ihtiyaç olduğunu söylediler ve “Burada çok büyük adetlerde pazara sunmak üzere çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Gelin siz de bu ihaleye girin” dediler. Sertifikasyon sürecindeyiz. Ama Çinli bir üreticinin geliştirdiği çip seti üründe istemiyorlar” diye konuştu. “5G’YE GEÇİLMEZSE TREN KAÇAR” Bugün hem iç pazarda hem globalde tüketicilerin tercih ettikleri cihazların 5G akıllı telefonlar olduğunu ifade eden Cihaner, yerli 5G’li modellerini piyasaya sürdüklerini duyurdu. 5G akıllı telefona sahip başka bir marka olmadığının altını çizen Cihaner, “Türkiye’de 2025 yılında 5G ile ilgili altyapı ihaleleri başlayacak ve 2026’da hayatımıza girecek diye bir söylenti var. Birkaç yıldır ötelenerek buraya kadar geldi. Türkiye’deki endüstrinin 5G teknolojisinden geri kalmaması gerekiyor. Yani ülkenin, devletin, operatörlerin bu işi hakikaten bu işe el birliğiyle yaklaşması önemli. Ürün sağlayanların da yine aynı şekilde ama geç olmaması önemli. Yoksa tren kaçar buralarda” ifadelerini kullanıyor.
Şu anda baktığımız zaman katlanabilir ekran teknolojili ürünlerin piyasaya artık daha fazla girdiğini görüyoruz. Yani trendler muhtemelen iki yıl içerisinde katlanabilir ekran teknolojilerinin orta segmente doğru geleceğini gösteriyor. Şu an 1000 Dolar üzeri, artık 500 Dolar ve altına doğru düşecek iki yıl sonra. Katlanabilir ekran teknolojisinin geleceği net değil. Çünkü beklenen hızda gitmedi. Mesela belli bir döngüde katlayıp açınca menteşe alanındaki deformasyona henüz çözüm bulunamadı. Bu sebeple biz sektörün çok önemsediği üretken yapay zekâya odaklanıyoruz. Kullanıcının günlük işlerine çözüm üretecek bir teknolojiden bahsediyoruz. Şu anda bazı kompleks hesaplamaları dahi yapay zekâya yaptırıyoruz. Bu sebeple yapay zekâya adapte olamayan yok olacak.
Bağımsız bir araştırma kuruluşuyla 800 kişiyle bir araştırma yaptık. Hem sektörün hangi trendde gittiğini hem satın alma davranışlarını hem de kendimizi de görmek adına yaptık bu çalışmayı. Tüketicilerin satın alma davranışlarına bakıldığında depolama birinci sırada geliyor. İkincisi dayanıklılık, sağlamlık. Üçüncüsü batarya, şarj süresi ve dördüncüsü kamera kalitesi olarak belirlendi.
GÜNDEM KORİDORU
23 Kasım 2024