Türkiye, zengin mutfağı ve şarküteri ürünlerinin çeşitliliğiyle gastronomi turizminde öne çıkıyor. Özellikle yabancı turistler Türk yemeklerlerini tatmak ve yerel şarküteri ürünlerimiz ile tanışmak için Karaköy’ü sıkça ziyaret ediyor. Düzenli olarak her ay Türkiye’de İş Dünyası dergisinin “Mahkeme Sohbetleri” toplantılarına ev sahipliği yapan Mahkeme Lokantası’nın sahibi Emin Selim Akgül’ün bir başka işletmesi olan Karaköy’deki Galaktos Gurme Restomarket’in lezzetlerini İşletme Müdürü Adnan yazıcı bizlere anlattı…
Türk mutfağı, dünyanın en zengin ve lezzetli mutfaklarından biri olarak kabul ediyor. Sadece ana yemekleri değil, mezeleri, tatlıları ve özellikle de şarküteri ürünleriyle de dünya çapında bir bilinirliğe sahip olduğu aşikâr. Değerli şarküteri lezzetlerimizi, ülkemizi ziyaret eden turistlere en güzel şekilde sergileyen bir mekân var Karaköyde…
Galaktos Gurme Restomarket’in adından da anlaşılacağı üzere sadece bir şarküteri dükkânı değil aynı zamanda bir lezzetli ve kaliteli yemeklerin sunulduğu restoranda olduğunu söyleyen Adnan Yazıcıoğlu, “Bizde her bölgenin özer ürünleri var. Tereyağımızı Trabzon’dan, Tulum peynirimizi Erzincan’dan getiririz. Bodrum’dan mandalina reçelimizi, Kayseri’den pastırmamızı getiririz” diyor.
Mekânın spesiyal ürünü olan Galaktos Gurma Spesiyal’ın nasıl ortaya çıktığı ile ilgili demeçler veren Yazıcıoğlu, “Lokasyon olarak burası Galata bölgesine çıkan yolun üzerinde. Avrupalı insanların da et ürünlerine talepleri oldukça yoğun. O sebeple lezzet konusunda bir adım öne çıkabilmek için et ürünlerimizi kendi kasabımızda kendimiz üretiyoruz. Şeflerimizle bir gün mönümüze daha farklı neler katabiliriz diye düşünürken Galaktos Gurme Spesiyal’ini keşfettik. Bu spesiyalimizin içinde sucuk, pastırma, Hellim ve Çedar peyniri mevcut. Bunları hem ızgara yapıp hem de tavada kızartıp müşterilerimize sunuyoruz” şeklinde konuşarak, bu özel lezzetin nasıl ortaya çıktığını anlattı. Sucuğun baharatlı aroması, pastırmanın tuzluluğu, Hellim ve Çedar peynirlerinin eriyik dokusu, Galaktos Gurme Spesiyal’i benzersiz kılan unsurlar arasında yer alıyor.
Yerli ve yabancı turistlerin Galaktos Gurme Restomarket’te en çok rağbet gösterdiği ürünleri sıralayan Yazıcıoğlu, “Sonuç olarak bizler de tüketiciyiz. Bir markete gittiğimiz zaman lezzetini sevdiğimiz peyniri, zeytini alırız. Yine şeflerimizle bir araya geldiğimiz bir gün tezgahımızda yer alan zeytinleri nasıl karma hale getirebiliriz dedik ve Zeytin Salatası adında bir karışım hazırladık. Mönümüzde yer alan zeytinleri birbirine karıştırıp içine zahter, domates kurusu ve kuruyemiş ekleyip bir hafta salamurada beklettikten sonra misafirlerimize servis ediyoruz ve ortaya müthiş bir lezzet çıkıyor. Peynir çeşidi olarakta çok geniş bir yelpazeye sahibiz. Hem ithal hem de yerel peynirlerimiz var. Erzincan’dan getirdiğimiz Tulum peynirimizi nasıl daha lezzetlendirebiliriz diye düşünürken peynirimizin içine ekleyebileceğimiz değişik karışımlar hazırladık. Peynirin içine Şam fıstığı, ceviz ve çöğrek otu koyup, bir hafta bekletip müşterilerimize sunuyoruz” dedi.
Kendi imalatları olan et ürünlerinin hazırlanışından da bahseden Yazıcıoğlu, “Dükkanımızın altında büyük bir kompleksimiz mevcut ve iki tane kasabımız var. Et bize karkas halde geliyor ve kasaplarımız bu etin en güzel yerlerini işlemek için ayırıyor. Kendi ürünümüz olan sucuğumuz çok rağbet görüyor. İçinde asla raf ömrünü uzatmak için eklenen katkı maddeleri mevcut değil. Zaten bu ürünlerin sirkülasyonu çok oluyor ve bu sebeple katkı maddesi kullanmamıza gerek kalmıyor. Etimiz Balıkesir’den geliyor ve etin döş kısmından sucuğumuzu elde ediyoruz. Dananın döş kısmı en kıymetli yeridir” ifadelerini kullandı.
Marketlerden yüksek ücretlerle ‘gerçek tereyağı’ kisfesi altında satılan tereyağılara mutlaka hepimiz denk gelmişizdir. Bazı tereyağıların içinde patates nişastası bile bulunabiliyor. Gerçek tereyağı ile yapay tereyağının birbirinden ayırt edebilmesinin püf noktaralarını bizlerle paylaşan Yazıcıoğlu, “Biz tereyağımızı Trabzon’dan getirtiyoruz. Maliyeti yüksek bir ürün olan kaymak yayık tereyağını kullanıyoruz. Aklınızda soru işaretleri bırakan market tereyağılarından iki kaşık alıp bir tavada erittiğinizde dışarıya bol nişasta çıkarır. Fakat tereyağı köpürüyorsa ve güzel bir koku veriyorsa gerçek ve sağlıklı bir tereyağıdır. Her ürünümüzde olduğu gibi tereyağılarımızda da katkı maddesi bulunmamaktadır. Kullandığımız tereyağılar büyüklerimizin köy yaşamlarında kullandığı tereyağılarla aynıdır. Ayrıca ürünlerimiz Tarım Bakanlığı’ndan sertifikalı olduğu için bir sorun yaşamıyoruz” dedi.
“Türk mutfağında ekmeğin çok önemli bir yeri var” diyen ve en iyi lezzeti yakalamak için ekmekleri de kendilerinin ürettiğini söyleyen Yazıcıoğlu, “Sabah kahvaltılarımızda, öğlen ve akşam yemeklerimizde ekmek olmazsa olmazımız. Ekmeklerimizde bağırsak düzenleyici bir florasan kullanıyoruz. İster yemeğinizin yanında isterseniz de sandviç olarak kullandığınız ekmeklerimizi yerken hem eşsiz bir lezzet tadıyorsunuz hem de sağlıklı bir şekilde beslenebiliyorsunuz” dedi.
İçindeki antioksidanlar sayesinde vücudu hastalıklara karşı koruyan ve özellikle kış aylarında grip ve soğuk algınlığına karşı doğal bir kalkan görevi gören beyaz balı da bu mekânda bulabilmek mümkün… İlk defa duyanlar için beyaz balı bizlerle tanıştıran Adnan Yazıcıoğlu, “Rize’nin Komati Yaylası’ndan, Hakkari’den Siirt’ten gelen ballarımız var. Fakat beyaz bal hem farklı görünüşüyle hem de lezzetiyle bir adım öne çıkmakta. Bu bal uzun dilli Kafkas arılarının yüksek rakımlardaki çiçeklerden topladığı polenlerden oluşturdukları bir bal. Çocuklar bu balı özellikle tercih ediyor çünkü sindirimi kolay ve kremamsı yapısıyla rahat sürülebilir” ifadelerini kullanarak beyaz balın lezzetini ve faydalarını bizlerle buluşturuyor…
GÜNDEM KORİDORU
22 Kasım 2024