Masa başı araştırmalar, anketler, mülakatlar ve çalıştaylar sonucunda oluşturulan strateji dokümanında beş temel stratejik amaç belirlendi: Yüksek Teknoloji, Dijital Ekonomi, Yeşil Dönüşüm, Küresel Entegrasyon ve Yapısal Dönüşüm. Belgede, bu amaçların alt kırılımları bazında odaklanılacak konular ve varsa planlanan projeler detaylandırılıyor. Ayrıca 2030’a kadar ulaşılması hedeflenen 20 makro gösterge tanımlandı.
SER Akademi Genel Müdürü Dr. Ömer Özdinç, strateji belgesine ilişkin ilk değerlendirmesinde şunları kaydetti: “Strateji dokümanında ilk dikkatimizi çeken şey dünyadaki trendlerin büyük ölçüde gözden kaçırılmadığı ve son yıllarda öne çıkan kavramların büyük çoğunluğunun çalışmaya dahil edildiği. Bazı konularda neler yapılacağı daha somut eylemlerle izah edilirken bazısı daha muğlak bırakılmış. Bir önceki strateji belgesine göre hedeflerin somutlaştırılması öne çıkan pozitif değişikliklerden biri olurken önceki strateji dokümanında başarılamayanlara yönelik çözümlere değinilmemesi dokümanın eksiklerinden biri olarak öne çıkıyor.”
Özdinç, Mart 2019’da yayımlanan 2023 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi ile yeni belgeyi karşılaştırdı. 2023 dokümanında Yüksek Teknoloji ve İnovasyon, Dijital Dönüşüm ve Sanayi Hamlesi, Girişimcilik, Beşeri Sermaye, Altyapı olmak üzere 5 temel amaç belirlendiğini hatırlatan Özdinç, yeni dokümandaki mimari değişikliğe dikkat çekti:
“Bu dokümanda ise girişimcilik yüksek teknoloji başlığının altında konumlandırılırken altyapı ve beşeri sermaye diğer amaçların altına serpiştirilmiş. Yeni dokümanda öne çıkan husus ise yeşil dönüşüme müstakil bir başlık ayrılmasıdır. Bu da özellikle Avrupa Birliği öncülüğünde yol alan yeşil dönüşüm trendinin üst düzeyde takip edildiğini söyleyebiliriz. Altyapı başlığı yerine Yapısal Dönüşüm’ün tercih edilmiş olması da sadece fiziksel değil başta kurumlar ve kurallar olmak üzere gayrı maddi altyapının da dikkate alındığını gösteriyor.”
Yeni dokümanda makro hedeflerin daha derinlemesine ve kapsamlı çalışıldığını belirten Özdinç, önceki dokümanda 12 hedef varken yeni stratejide tamamı şeffaf olarak ölçülebilir 20 hedef bulunduğunu ifade etti. Özdinç, önceki 2023 hedeflerine yönelik performansı şöyle sıraladı:
Bu analiz sonucunu “Performans Başarısı” ve “Öngörü Başarısızlığı” olarak yorumlayan Özdinç, sözlerine şöyle devam etti: “Yukarıdaki gibi dikkatli bir analiz yaptığımızda başarısız bir görüntü veren göstergelerde esasında önemli gelişimlerin sağlandığını görebiliyoruz. Aslında her bir parametrede periyodun 5 yıl olduğunu göz önünde bulundurursak önemli başarılar elde edilmiş (pandemi döneminin bu periyodun içinde olduğunu da unutmayalım). Buradaki sorun hedeflerin gerçekçi olarak belirlenmemesinde yatıyor. Çünkü 5 yıllık dönem aslında çok büyük sıçramalar kaydetmek için uzun bir dönem değil. Geçmişe yönelik istatistikler, makro düzeydeki sıçramaların asgari 10 ila 20 yıl içinde gerçekleşebildiğini gösteriyor. Bu sebeple 5-6 yıllık hedefler belirlenirken geçmiş ulusal ve uluslararası trendlerle uyumlu artış oranlarını öngörmek gerekiyor.”
Özdinç, geçtiğimiz belgede planlanan bazı projelerin hayata geçtiğini de belirterek, TOGG’un ilk teslimatı, Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı, Millî Uzay Programı, Türkiye’nin insanlı ilk uzay misyonunun planlanması, Teknofest’ler, Türkiye Açık Kaynak Platformu, Yapay Zekâ Enstitüsü ve Raylı Ulaşım Teknolojileri Enstitüsü gibi yapıların kurulmuş olmasının stratejik devamlılık açısından önem taşıdığının altını çizdi.
Yeni 2030 hedeflerine bakıldığında bazı parametrelere yönelik hedeflerin “biraz iddialı” olduğunu ifade eden Ömer Özdinç, şu örnekleri verdi:
“Örneğin imalat ihracatının 400 milyar dolara çıkması çok iddialı bir hedef. Türkiye’nin insan kaynağı kapasitesinin ve diğer altyapı bileşenlerinin bu sıçramayı desteklemesi gerekiyor. Bunun 5-6 sene gibi kısa bir sürede gerçekleşmesi biraz zor görünüyor. Orta yüksek teknoloji ihracatının 92 milyar dolardan 180’e çıkarma hedefi de yine oldukça iddialı görünüyor. Yüksek teknoloji ihracatının 6 senede 8,8 milyardan 30 milyar dolara çıkması her ne kadar daha yüksek artış oranını gerektirse de savunma sanayii ihracatında büyük sıçramalar beklendiği için gerçekleşmesi daha muhtemel görünüyor. Organize Sanayii Bölgeleri ve endüstri bölgelerinin 149.000 hektardan 350.000 hektara çıkarılması hedefi de son yıllarda yıllık 10.000 hektarın altında bir büyüme olduğu düşünüldüğünde biraz iddialı görünüyor. Bunun için birtakım radikal düzenlemelerin yapılması şart.”
Yeni strateji belgesinde öngörülen mega projeler de dikkat çekici. Belgede yer alan bazı öne çıkan projeler şunlar:
SER Akademi Genel Müdürü Dr. Ömer Özdinç, yukarıda sıralanan bu projelerin Türkiye’nin yapısıyla sorunlarının çözümünde ve hedeflenen sıçramanın gerçekleştirilmesi için “akılcı araçlar olarak öne çıktığının” altını çizdi.
GÜNDEM KORİDORU
16 Haziran 2025Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.