Yeni ekonomik güç: Türk Devletleri Teşkilatı

Binlerce yıllık geçmiş, gelenek ve tarih… Yılmadan yıkılmadan süre gelen bağımsızlık anlayışı… Bu kavramların tümü bile Türkleri tanımlayacak büyüklükte değil ne yazık ki. Buradaki “Türk” kavramı yalnızca Türkiye’den ibaret değil elbet. Dini, dili farklı olsa da kökeni Türk olan ülkelerden bahsediyoruz. Peki kim bu ülkeler? Türkiye bu ülkelerle yeni bir ekonomik güç mü doğuruyor? Yapılacak iş birlikleri dünya arenasında nasıl bir yankı uyandıracak? Gelin Türk Devletleri Teşkilatı’nı konunun bizzat muhataplarından dinleyelim…

6dk okuma
Türkiye'de İş Dünyası08.01.2024
Yeni ekonomik güç: Türk Devletleri Teşkilatı

Azerbaycan, Kazakistan ve Türkiye bir araya gelerek Nahçıvan Anlaşması’nı imzaladı. Bu anlaşma ile ilk adı “Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi (Türk Keneşi-Türk Konseyi)” olan teşkilat resmen kuruldu. 2009 yılına gelindiğinde Bakü Zirvesi’nde Özbekistan ve Kırgızistan'ın da katılmasıyla üye sayısı beşe çıktı. 12 Kasım 2021 tarihinde ise İstanbul’da düzenlenen 8. Liderler Zirvesi’nde ismi “Türk Devletleri Teşkilatı” olarak değiştirildi. Türkmenistan, Macaristan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ise teşkilatta gözlemci olarak yer aldı. Bugün 14. yılını tamamlayan Türk Devletleri Teşkilatı nasıl bir ekonomik büyüklüğü bünyesinde barındırıyor bir bakalım…

TÜRK ENTEGRASYONUNUN ÇATI KURULUŞU

Az önce bahsettiğimiz Türk Devletleri Teşkilatı’na üye ülkelerin yüz ölçümü toplam 4,25 milyon metrekare. 157 milyon toplam nüfusa sahip bu ülkelerin ekonomik büyüklükleri ise 4 trilyon Dolar. Türk Devletleri Teşkilatı üyesi olan ülkeler dünya nüfusunun yüzde 2’sini oluştururken, küresel Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’nın (GSYİH) yüzde 1,2'sini, dünya ticaret cirosunun da yüzde 2,5'ini oluşturuyor. Rakamlar bu kadar büyükken bu güçten doğacak iş birliklerinin dünyada oluşturacağı yankıyı siz düşünün…

TÜRK YATIRIM FONU KURULDU

Zamanla bölgesel ölçekte tanınırlığını artıran Türk Devletleri Teşkilatı, 14 yılda Türk dünyasının jeopolitik konumunu güçlendiren uluslararası teşkilat haline geldi. Teşkilatın son hamlesi ise Türk Yatırım Fonu (TYF) Kurucu Anlaşması oldu. Türk Devletleri Teşkilatının kurucu üyeleri Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkiye ve Özbekistan tarafından imzalanan TYF, ulusal meclisleri tarafından onaylanarak resmi gazetelerinde yayınlandı. 20 yıl süreyle faaliyet gösterecek olan fon, üye ülkelerin ekonomik kalkınmasına destek sağlayacak. Böylece üye ülkeler bölge içi ticarete teşvik edilecek.

EN ÖNEMLİ HEDEFİMİZ ORTAK ALFABE

 2021 yılında İstanbul’da düzenlenen ve Türk Devletleri Teşkilatı tarihinde pek çok açıdan bir dönüm noktası olan 8. Liderler Zirvesi sırasında, Aksakallar Konseyi’nden daha fazla istifade edebilmek amacıyla, üye devletler tarafından konseyin yönetmeliği yenilenerek, Başkanlığına Türkiye Aksakalı Binali Yıldırım atandı. Değiştirilen yönetmelikle birlikte, Aksakallar Konseyi’nin faaliyetlerinin genişletilmesi ve etkinliğinin artırılması hedeflendi. Bu hedefler ışığında konseyin temel amaçlarını ve TDT’nin teşkilat yapısını anlatan Aksakallar Konseyi Başkanı Binali Yıldırım, şöyle konuştu; “Üye devletlerin halklarının tarih, kültür, dil ve gelenekleri temelinde yüksek manevi ve ahlaki değerlerini desteklemek, korumak ve geliştirmek olan Aksakallar Konseyi ayrıca, Devlet Başkanları Konseyi’ne, üye devletler arasındaki iş birliğini geliştirmek amacıyla Teşkilat çerçevesinde çeşitli alanlarda yürütülen çalışmaların artırılması için görüş, öneri, program, proje ve uygulama teklifleri sunar, ayrıca Üyeler arasındaki iş birliğinin geliştirmesi amacına matuf konferans, seminer, çalıştay, uluslararası örgütlerin toplantı ve etkinlikleri ile diğer girişimlere katılır.”

“AKSAKALLAR KONSEYİ TAVSİYESİYLE BİRÇOK SOMUT ADIM ATILDI”

Geçtiğimiz 12 yıllık dönem zarfında Aksakallar Konseyi’nin teşkilata katkılarına değinen Binali Yıldırım, “Aksakallar Konseyi, Teşkilatın özellikle eğitim, gençlik ve spor, diaspora ve ulaştırma alanında yürüttüğü çalışmalara yön vermiş, Ortak Türk Tarihi Ders Kitabı’nın yazılması ve Orhun Değişim programının tesis edilmesi sürecinde görüşlerinden istifade edildiği gibi Gençlik Kampları, Gençlik Platformu, Üniversite Spor Oyunları gibi çeşitli girişimler Aksakallar Konseyi’nin tavsiyelerine binaen başlatılmıştır. Ayrıca Teşkilatın Diaspora ve Ulaştırma alanında yürüttüğü çalışmalarda da Aksakallar Konseyi’nin tavsiyeleriyle birçok somut adım atılmıştır” dedi. Türk Devletleri Teşkilatı Aksakallar Konseyi’nin, teşkilatın gelişmesi, daha kapsayıcı olması, sadece devletten devlete ilişkilerde değil, halklar arasındaki ilişkileri de teşkilatın gücüne güç katacak şekilde artırması için çalışmalarını sürdüreceklerini aktaran Yıldırım, “Önümüzde önemli projeler, önemli konular var. Türk Dünyası 2040 vizyonumuz var. Bunun uygulanması için dört yıllık icra planımız var” ifadelerini kullandı.

“AYNI DİLİ KONUŞMAK EN ÖNEMLİ HEDEFİMİZ”

Türk Devletleri Teşkilatı’nın amacına da değinen Binali Yıldırım, “Avrasya coğrafyasında asırlardan beri devam eden Türk kültürünün, Türk geleneğinin gelecek nesillere daha da tanıtılması, yaşatılması, ulaştırma, lojistik başta olmak üzere ülkeler arasındaki ticaretin kolaylaştırılması ve artırılması, aynı zamanda da altyapının entegrasyonunun, kültür birlikteliğinin sağlanmasıdır. ‘Dilde, işte, fikirde birlik’ esasının geliştirilmesi ve 5 milyon kilometrekarelik bir coğrafyada, 300 milyona ulaşan bir topluluğa hitap eden ve dünya ekonomisine, bölgesel kalkın- maya hizmet eden, enerjinin, ulaşımın geleneksel merkezi olan bu coğrafyada Türk milletlerinin refahını, geleceğini daha da geliştirmek için teşkilat var gücüyle çalışmaya devam edecek. Türk Devletleri Teşkilatı yapılanmasında maksadın hasıl olması için, Türk Devletleri olarak aynı dili konuşmak en önemli hedefimiz. Ortak alfabe meselesi de bunun ilk adımı” dedi.

TÜRKİYE YÜZYILI TÜRK DEVRİ İLE ÖRTÜŞTÜ

 Büyükkaya Brokerlik Yönetim Kurulu Başkanı Alaattin Büyükkaya, “Kırım Türklerinden Gaspıralı İsmail’in söylediği “Dilde, işte, fikirde birlik”sözü bugün Türk devletleri arasında da hızla gerçekleşiyor. 2040 yılı için hazırlanan yol haritasında Türk devletleri ticari olarak serbest dolaşımda büyük adımlar atıyor. Birçok ülkeye artık kimliğimizle gidebilir hale geliyoruz. Birkaç sene içerisinde, bu ülkelerdeki insanlar diğer ülkelerde rahatlıkla iş kurup oralara yerleşme haklarına da sahip olabilecekler. 21. yüzyılın ticari olarak da ekonomik olarak da Türklerin dünya sahnesindeki yerini aldığı bir dönem olacağına inanıyorum. Unutmayalım ki, Türk Devletleri Teşkilatı bugün ekonomik olarak 2 trilyon Doların üzerinde bir ekonomiyi bünyesinde barındırıyor. Türkiye bu ekonominin yüzde 50’sini tek başına karşılıyor ama Türk Devletleri Teşkilatı arasında yer alan bölgeler doğal zenginlikler açısından oldukça önemli bir noktada yer alıyor. Örneğin petrolün yüzde 12’si, doğal gazın ise yüzde 27’si bu bölgede yer alıyor. Yine aynı şekilde Özbekistan, altın ve gümüşte önemli bir konumda bulunuyor” diyerek Türk devletlerinin dünyanın geleceği açısından stratejik bir bölge olacağına dikkat çekti.

TÜRK DEVLETLERİYLE İŞ FIRSATLARI DEĞERLENDİRİLMELİ

İşte birlik konusunun oldukça önemli olduğunu dile getiren Alaattin Büyükkaya, buna şu şekilde açıklık getirdi; “İş hayatında gelişecek birlik, şunu sağlayacaktır; Örneğin, benim Kazakistan’da yatırımın varsa Kazakistan’daki her olay benim artık ilgi alanımdır. Tıpkı bizim olduğu gibi Türkiye de onların ilgi alanına girecektir. Dolayısıyla buralarda istikrarın korunması, bu ülkelerin gelişmesi bakımından herkes üstüne düşeni daha fazla yapacaktır. Avrupa Birliği’nin kuruluşundaki temel hususun Demir ve Çelik Birliği olduğunu unutmayalım. Ekonomiyle başladılar ve bugün Avrupa Birliği ülkeleri siyasi bir birliğe doğru gitti. Türk devletleri arasındaki ilişkilerin temelinde de ekonomi yatıyor. Bu yüzden de bunu Türkiye’de yaşayan iş insanları da dahil olmak üzere herkesin düşünmesi lazım. Çünkü bu alanda çok büyük fırsatlar var.” Türk Devletleri ile yapılacak iş birliklerinin dolaylı yoldan elde edilecek avantajlarına da değinen Büyükkaya, “Bu bölgelerde büyük bir ekonomik güç mevcut. Onun için bizim mutlaka bu ülkelerde bir adım atmaya ihtiyacımız var. O adımlar ne kadar çok atılırsa, ilerde o insanların dünyası da değişecektir. Unutmayın ki bugün Azerbaycan’da iş yapan biri, Rusya’ya da girmiş oluyor. Çünkü oralarda gümrük birliği yok. Bir anda 350 milyonluk bir pazara girmiş oluyor. Aynı şey, diğer ülkeler ve Türk devletleri için de geçerli. Yani orada sadece 200 milyon nüfusu 250 milyon nüfusu düşünmeyin. Buranın çarpan etkileriyle düşündüğünüz zaman 500 milyonluk bir pazara giriyorsunuz” dedi.

“TÜRK DÜNYASININ REASÜRANS İHTİYACI TÜRKİYE’DEN KARŞILANABİLİR”

Jeopolitik gelişmelerin sigorta sektörüne ilişkin etkilerini değerlendiren Alaattin Büyükkaya, birçok Türk Devleti’nin sigorta kanunlarının hazırlanmasında rolü olduğunu söyleyerek şöyle konuştu; “Türk Devletleri’nde de bankacılık ve sigortacılık hızla gelişmeye başladı. Bütün sigortacılar Londra’daki Lloyd’sa gidiyoruz. Benim en büyük hayallerimden biri ise İstanbul Sendikasyonu Lloyd’u kurmak. Bunu başarırsak, Türk dünyasının reasürans ihtiyacı Türkiye’den karşılanabilir. Türkiye’deki sendikasyon kanalı ile hepimiz birbirimizle iş alışverişi yaparak hem gelir elde ederiz hem de Türk Devletleri’nin sigortacılık konusundaki istismarını da önleriz.”

Yorum Yaz