Kod yazma işlemini bir kilim dokuma işine benzetiyor Balo ve betimlemesine şöyle devam ediyor: “Kilimi dokuyan kişinin gün sonunda çıkardığı ürüne baktığımızda ilmek ilmek örülmüş bir tasarım görebiliyoruz. Fakat herkesin de bildiği üzere artık elde kilim dokunmuyor ve seri üretim yapan birçok fabrika var. Yazılım sektörünün de artık seri üretime geçmesi gerekiyor çünkü yazılıma artık eskisinden çok daha fazla ihtiyacımız var. Söylemek istediğim de aslında yazılımın da böyle bir dönüşüm içerisine girmesi. Sizin noktasına virgülüne kadar geliştirmeniz gereken binlerce satırlık kodlar, yapay zekânın desteğiyle ve hazır sistemler sayesinde kodsuz veya çok az kod yazarak geliştirilmeye başlandı. Yaklaşık 10-15 yıldır dijital dönüşümü ve endüstri 4.0’ın kurumları dijitalleştirmesini konuşuyoruz ve dijital dönüşümün en temel parçacığı da yazılımlar. Ama tüm dünyada bir dijitalleşme yavaşlığı mevcut ve istediğimiz hızda gelişemiyoruz. Çünkü dijitalleşmenin temelindeki yazılım ve kod geliştirme süreçleri çok zor ve zahmetli. Hem yazılım geliştirmenin kendisi hem de yazılımı geliştirecek kişiyi eğitmek çok zor. Bir yazılımcıyı en iyi senaryoda 7-8 senede yetiştirebiliyorsunuz ama gelişim için bu süreler çok fazla. Bu sistemde yazılım sektörü arzın sadece yüzde 20’sini karşılayabiliyor. Arz-talep dengesizliği oluşturan bu durum maalesef fiyat artışlarına da neden oluyor.
Bizlerde sektördeki bu tarz olumsuz durumları inceleyerek kilim dokuma sektörünün makineleştirilmesi gibi yazılım sektörünü de belli bir sistem içerisine oturtarak 2012 yılında bu çalışmayı başlattık ve 2016 yılında da projemizi ürünleştirip piyasaya No-Code bir ürün çıkarttık”
“YAZILIM İHTİYACINI KARŞILAYABİLECEK NESİL YETİŞTİRMEMİZ LAZIM”
Geliştirdikleri basit kod yazma sisteminin nitelikli yazılımcı geliştirilmesi konusunda bir sorun oluşturmayacağını dile getiren Balo, “İhtiyaç 100 birim ise elde olan sadece 20 birim. Mevcutta var olan bir yazılımcının kodlama yapmayı bırakıp kodsuz bir platform kullanmasını söylemiyoruz. Hali hazırda kodlama yazmasını bilen insanlara hala çok ihtiyaç var. Bizde platformumuzu kodlama yapanlar ile geliştiriyoruz. Fakat bu yüzde 80’lik yazılım ihtiyacını karşılayabilecek yeni bir nesil yetiştirmemiz lazım. Bu yeni nesli kodlama ile yetiştirmeye çalışırsak yazılım ihtiyacını karşılayamayız. Şu zamana kadar üretilen tüm kilimlerin el dokumasıyla imal edildiğini düşü nün. Sizce halı veya kilim ihtiyacı ne kadar karşılanabilirdi? Bizim platformumuz yazılım geliştirmeyi hiç öğrenmemiş bir kişinin birkaç ay içinde yazılım geliştirebilir hale gelmesine olanak tanıyor. Dolayısıyla yazılım sektöründe yepyeni bir nesil var olacak” şeklinde konuştu. Aslında dijital dünyada var olan her bir kişini farkında olmadan bir No-Code geliştiricisi olduğunu savunan Balo, “Bu günlerde her birimiz bir sosyal medya platformunda anketler açıp, bu anketlere cevaplar alıp sonuçları raporlayabiliyoruz. Bu durum tamamen bir No-Code uygulamanın eseridir ve insanlar farkında olmadan bu tarz platformlarda kendi uy gulamalarını geliştiriyor. Bu anket uygulamasını bir yazılım şirketinden temin etmek isteseniz hem çok maliyetli hem de çok uzun bir süreç sizleri bekliyor olacak. Fakat artık dakikalar içerisinde bu tarz işlemleri gerçekleştirebiliyorsunuz. Hayatı mıza dahil olan birçok dijital alanda farkında olmadan yazılım geliştirmeye başladık. 10 yıl önce bir web sayfası tasarlamak çok zordu fakat bugünlerde yazılım okuyan bir üniversite öğrencisi dakikalar içerisinde kendi web sayfasını geliştirebili yor” ifadelerini kullandı. Kodlama ile yazılım geliştirmeyle No-Code yazılım geliştir menin birbirini destekleyen yapılar olduğunu vurgulayan Balo, “İki tarafın kullancısı ve iş verimi başkadır. Bir tarafta hali hazır da kodlama bilen insanların geliştirdiği yazılımlar varken diğer tarafta bu insanların oluşturduğu yüzde 80’lik yazılım ihtiyacı açığını No-Code teknolojisiyle kapatmaya hazırlanan bir nesil var. Bizler de bu nesli desteklemeye ve bu alandaki istihdam açığını kapatmaya uğraşıyoruz. Bizim gibi aynı amacı kendine ilke edinen birçok No-Code firması da bulunmakta” dedi.
DOĞRU SORU SOR, DOĞRU CEVAP AL
Geliştirdikleri teknolojinin yapay zekâyla nasıl entegre çalıştığını anlatan Balo, “Yapay zekâ “data driven” bir sektördür. Yani elinizde bir veri olmalı ki yapay zekâyla bu datayı değerlendirebilesiniz. Bizler de uygulamamız içerisinde bir yapay zekâ sistemiyle çalışıyoruz. Bu dataları toplayabilmek için de belli yazılımlara ihtiyacımız var ve biz bu aşamada bir parça yapay zekâ kullanıyoruz. Yapay zekâyı doğru kullanırsanız size yazılım geliştirme noktasın da da çok fazla fayda sağlar. Dolayısıyla Chat CPT entegras yonumuzla yapay zekâya doğru sorular sorarak cevapları işlerimizde rahatça kullanabiliyoruz” ifadelerini kullandı.
