HABER: ENGİN ÇAĞLAR
Türk markalarının yurt dışına açılma süreçlerini yönlendiren danışmanlık firması AGS Global’in kurucusu ve CEO’su Ahmet Güler, küresel pazardaki mevcut dinamikleri ve Türk şirketleri için fırsatları değerlendirdi. Güler, AGS Global’in, Türk markalarına bir “pazar navigatörü” gibi yol gösterdiğini ve en büyük ihtiyacın bilimsel ve güncel veriye dayalı stratejilerle hareket etmek olduğunu vurguladı.
TÜRK MARKALARI NEDEN KÜRESELLEŞİYOR
Güler, son dönemde Türk markalarının yurt dışına yöneliminin arkasında iki temel motivasyon olduğunu belirtti:
Rekabet ve Fiyat Baskısı: Türkiye’deki yoğun rekabetten kaçınarak yeni gelir kaynakları arayışı.
Küresel Markalaşma Vizyonu: Turquality gibi devlet desteklerinin sağladığı ivme.
Bu durumun, Türkiye ekonomisi için şirketlerin kurumsallaşması, ihracat gelirlerinin çeşitlenmesi ve katma değerli ürün ihracatının artması gibi pozitif sonuçlar doğurduğunu söyledi.
DALGALI KÜRESEL SULARDA RİSK YÖNETİMİ
Jeopolitik riskler ve ekonomik dalgalanmaların markaların stratejilerini doğrudan etkilediğini belirten Güler, tek bir pazara bağlı kalmak yerine çoklu pazar stratejisinin artık bir zorunluluk haline geldiğini ifade etti. Avrupa’daki yavaşlamaya karşın Güneydoğu Asya ve Afrika gibi yükselen pazarların yeni fırsatlar sunduğunu dile getirdi.
“VERİYE DAYALI STRATEJİ” KAVRAMI
Güler, “Veriye dayalı strateji” kavramını, “hissettiğim doğru” yerine “kanıtlanmış doğru” ile hareket etmek olarak tanımladı. Geleneksel yöntemlerin aksine, gerçek zamanlı saha verisi, tüketici içgörüleri ve makro ekonomik göstergelerin bir arada değerlendirilmesiyle markaların yatırım riskinin minimize edildiğini ve pazar penetrasyon süresinin kısaldığını vurguladı. AGS Global olarak, bu süreçte yapay zeka ve büyük veri analitiği gibi teknolojilerden faydalanarak “erken uyarı” sinyalleri oluşturduklarını belirtti.
POTANSİYELİ YÜKSEK YENİ PAZARLAR
Güler’e göre, Türk markaları için Uzak Pazarlar Stratejisi kapsamında Vietnam, Endonezya, Nijerya, Suudi Arabistan ve Meksika gibi pazarlar ciddi fırsatlar sunuyor. Bu pazarların genç nüfus, artan orta sınıf ve altyapı yatırımlarıyla öne çıktığını ve doygun olmayan sektörlerde “ilk hareket avantajı” sunduğunu söyledi.
KARŞILAŞILAN ZORLUKLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Yurt dışına açılan markaların kültürel farklılıklar, regülasyonlar ve yerel rekabet gibi zorluklarla karşılaştığını belirten Güler, bu engellerin üstesinden gelmek için iki aşamalı bir yol haritası önerdi: Öncelikle derinlemesine pazar araştırması ile riskleri ve fırsatları netleştirmek, ardından adaptif bir stratejiyle değişen koşullara hızla uyum sağlamak.
Güler, yurt dışına açılmak isteyen girişimcilere üç temel tavsiyede bulundu:
Araştırmadan adım atmayın, veri en büyük sermayenizdir.
Yerel adaptasyonu hafife almayın.
Çoklu pazar stratejisi oluşturun.
