Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) “İstatistiklerle Kadın, 2024” çalışması, ülke nüfusunun cinsiyet dağılımında kadınların yüzde 49,98’lik payla erkeklere çok yakın bir oranla yer aldığını ortaya koydu. 42 milyon 811 bin 834 kadın ve 42 milyon 853 bin 110 erkekten oluşan Türkiye nüfusunda, kadınların uzun yaşam avantajı 60 yaş ve üzeri gruplarda belirginleşiyor.
TÜRKİYE NÜFUSUNUN CİNSİYET DAĞILIMI VERİLERİ HAZIRLANDI
TÜİK’in 2024 verilerine göre Türkiye’nin toplam nüfusu, 42 milyon 811 bin 834’ü kadın, 42 milyon 853 bin 110’u erkek olmak üzere 85 milyon 664 bin 944 kişiye ulaştı. Kadınlar nüfusun yüzde 49,98’ini, erkekler ise yüzde 50,02’sini oluştururken, bu oranlar genel nüfusta neredeyse eşit bir dengeyi işaret ediyor.
Kadınların daha uzun yaşaması, yaş ilerledikçe bu dengeyi kadınlar lehine değiştiriyor. 60-74 yaş grubunda kadınların oranı yüzde 52’ye ulaşırken, 90 ve üzeri yaş grubunda bu oran yüzde 69,1’e yükseliyor. Bu durum, kadınların erkeklere göre ortalama 5-6 yıl daha uzun yaşadığı gerçeğini bir kez daha gözler önüne seriyor.
Uzmanlar, kadınların uzun yaşam süresinin emeklilik sistemleri ve bakım hizmetleri açısından önemli bir planlama gerektirdiğini vurguluyor. Özellikle 90 yaş üstü grupta kadınların erkeklere göre üç katına yakın bir oranda temsil edilmesi, yaşlı nüfusun cinsiyet yapısının gelecekteki demografik projeksiyonlar için kritik bir veri sunduğunu gösteriyor. Bu veriler, Türkiye’nin yaşlanan nüfus yapısında kadınların giderek daha baskın bir rol oynayacağını ortaya koyuyor.
EĞİTİM SEVİYESİNDEKİ İLERLEME DİKKAT ÇEKTİ
Ulusal Eğitim İstatistikleri Veri Tabanı’na göre, 2008-2023 yılları arasında en az bir eğitim düzeyini tamamlayan 25 ve üzeri yaştaki bireylerin oranı ciddi bir artış gösterdi. 2008’de bu oran toplam nüfusta yüzde 75,1 iken, 2022’de yüzde 92,2’ye yükseldi; cinsiyet bazında incelendiğinde ise kadınlarda yüzde 67,5’ten yüzde 87,8’e, erkeklerde yüzde 82,8’den yüzde 96,8’e çıktı.
Bu ilerleme, kadınların eğitimde erkeklere göre daha fazla mesafe kat ettiğini, ancak hala erkeklerin önde olduğunu gösteriyor. Özellikle son 15 yılda kadınların yükseköğretimdeki temsilinin artması, toplumsal cinsiyet eşitliği açısından umut verici bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
2023 verilerine göre, yükseköğretim mezunu kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 70’e yaklaşırken, okuryazar olmayan kadınlarda bu oran yüzde 15 civarında kaldı. Eğitim seviyesindeki bu artış, kadınların iş hayatında daha nitelikli pozisyonlara yönelmesini sağlarken, erkeklerle aralarındaki farkın kapanmaya başladığına işaret ediyor. Ancak, kırsal bölgelerde ve düşük gelir gruplarında kadınların eğitime erişimde hala zorluklarla karşılaştığı da belirtiliyor.
