Türkiye Çimento Üreticileri Birliği (TÜRKÇİMENTO) Başkanı Fatih Yücelik, sektörün 2024 yılında yaşadığı artışı ve 2025 yılına dair beklentilerini paylaştı. Yücelik, özellikle faiz oranlarının düşmesiyle birlikte inşaat ve çimento sektöründe canlanma beklendiğini vurguladı.
ÇİMENTO SEKTÖRÜNÜN GELECEĞİ
2024 yılında çimento sektörü, devam eden deprem konutları ve kentsel dönüşüm projeleri sayesinde iç satışlarında bir artış yaşadı. Ancak, bu artışın 2018 yılındaki tepe noktasına ulaşamadığını belirten Yücelik, “Bu yukarı yönlü seyirde bir önceki yıla kıyasla yaşanan baz etkisinin rolü büyüktür.” dedi. İnşaat sektörünü etkileyen unsurlar arasında konut kredi faiz oranlarındaki değişiklikler, enerji fiyatlarındaki dalgalanmalar ve döviz kurunun etkileri yer alıyor. Bu faktörler, sektörün maliyet yapısını yeniden kurgulamasını gerektirdi ve kapasite kullanım oranlarının düşmesine yol açtı.
Kamu tasarruf paketiyle birlikte inşaat ve çimento sektöründe daralma beklentisi, 2024 yılı iç satışlarını etkiledi. Yücelik, “Kamu tasarruf paketinin hayata geçirilmesiyle birlikte inşaat ve çimento sektöründe bir daralma bekliyoruz.” ifadelerini kullanarak, bu etkinin 2025 yılının ilk yarısında deprem konutları nedeniyle belirgin olmayabileceğini, ancak ikinci yarısında ekonomide toparlanma olmazsa gerçekleşebileceğini belirtti. Döviz kurlarının ihracatta rekabetçiliği zorlaştırması da sektörü olumsuz etkiledi.
SURİYE VE UKRAYNA’DAKİ FIRSATLAR
Yücelik, faizlerin düşmesiyle birlikte 2025 yılında sektörde bir canlılık beklediklerini ifade etti. Ancak, talep artmadığı sürece arz tarafında tedirginliklerin devam edeceğini öngörüyor. Konut sektöründeki talep, alım gücünün artmasıyla hareketlenebilir ve bu da konut kredilerine erişimle ilişkilidir. Yücelik, “Faizler psikolojik bir sınırın altına düşmeden, konut sektörünün ciddi bir canlanma yaşaması zor görünmektedir.” diyerek, Merkez Bankası’nın likidite genişlemesi yapmayacağı yönündeki açıklamasına dikkat çekti.
Suriye ve Ukrayna’daki yeniden yapılanma süreçleri, çimento sektörü için önemli fırsatlar sunuyor. Yücelik, Suriye’de yıkılan yapıların yeniden inşasının 50-60 milyon ton arasında çimento ihtiyacı doğuracağını, Ukrayna’da ise 1 trilyon dolar yatırım gerektiğini belirtti. Bu durum, Türk çimento sektörünün ihracat potansiyelini önemli ölçüde artırabilir. Ancak, Suriye’de ani gümrük vergisi artışları gibi belirsizlikler, öngörülebilirliği zorlaştırıyor.
ÇİMENTO SEKTÖRÜNÜN KÜRESELDEKİ DURUMU
Türkiye, dünyada en büyük ikinci çimento ihracatçısı konumunda. Yücelik, “Türk müteahhitlerin yurtdışı faaliyetleri ve yatırımlarını dikkate alınca çimento sektörünün konumu oldukça önemli.” diyerek, ABD ve diğer ülkelere yapılan ihracatın altını çizdi. Finansman maliyetleri ve borçluluk oranları konusunda ise, Yücelik, finansmana erişimin zor olduğu dönemlerde şirketlerin öz sermaye ile ilerlemeye çalıştıklarını belirtti.
2025 yılı için büyüme beklentilerini değerlendiren Yücelik, projeler ve kamu yatırımlarının ana etken olacağını vurguladı. Komşu ülkelere yapılacak ihracatta yukarı yönlü bir ilerleme beklenirken, Suriye’deki gümrük vergisi artışları gibi belirsizlikler, sektör için öngörülemezlik yaratıyor. Yücelik, “Büyümenin enflasyon oranında olmasa bile enflasyon altında ezilmeyecek bir oranda olmasını ümit ediyoruz.” diyerek, olumsuz senaryolara rağmen umutlu olduğunu belirtti.
Çimento Sektörü 2025’te Ne Kadar Büyüyecek?
Çimento sektörünün 2025’te büyümesi, faiz oranlarının düşmesi ve Suriye, Ukrayna gibi ülkelerdeki yeniden yapılanma projelerine bağlı olarak artabilir. Yücelik, sektörün enflasyonun altında ezilmeyecek bir büyüme yakalamasını bekliyor.
Türkiye’nin Çimento İhracatı Hangi Ülkelere Yapılıyor?
Türkiye, en büyük ikinci çimento ihracatçısı olarak ABD başta olmak üzere pek çok ülkeye ihracat yapıyor. Bu ülkeler arasında Suriye ve Ukrayna da yeniden yapılanma süreçleri ile öne çıkıyor.
Faizlerin Düşmesi Çimento Sektörünü Nasıl Etkiler?
Faiz oranlarının düşmesi, konut sektörüne olan talebi artırarak çimento sektöründe canlanma yaratabilir. Ancak, bu canlanmanın gerçekleşmesi için faizlerin psikolojik bir sınırın altına düşmesi ve likidite şartlarının uygun olması gerekiyor.
