Türkiye’nin önemli ihracat sektörlerinden biri olan cam sanayii, yerli üretimi korumak adına ithalata karşı yeni önlemler talep ediyor.
İTHALATA KARŞI KORUMA TALEP EDİLDİ
Türk cam sektörü, 170’ten fazla ülkeye ihracat yaparak Türkiye’nin cari açığını azaltan bir sektör olarak öne çıkıyor. Ancak, sektör temsilcileri, haksız rekabet oluşturan ithal ürünler karşısında korunma önlemlerinin güçlendirilmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği (ÇCSİB) tarafından düzenlenen toplantıda, sektörün mevcut durumu, gelecekteki fırsatlar ve riskler ele alındı. Bu toplantıda, özellikle ABD’nin Çin’e karşı aldığı korumacılık önlemleri, Türkiye için hem fırsat hem de risk olarak değerlendirildi. Çin ve diğer Asya ülkelerinin ABD pazarına erişimde zorluk yaşamasıyla, bu ülkelerin kapasitelerini Türkiye ve Avrupa pazarlarına yönlendirebileceği endişesi dile getirildi.
Türk cam sektörünün yüksek yerli katma değer oranı ve uzun yıllara dayanan tecrübesiyle, düşük maliyetli ithal ürünler karşısında korunması gerektiği vurgulandı. Sektör temsilcileri, korumacılık önlemlerinin Dahilde İşleme Rejimi (DİR) kapsamında da uygulanmasını talep ediyor. Çünkü mevcut DİR uygulamalarının bazı ürün grupları için yerli üreticiyi zor durumda bıraktığı belirtiliyor. ÇCSİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Tansu Kumru, korumacılığın artırılmasının ve ilave vergilerin uygulanmasının, sektörün gelecekteki büyüme ve rekabet gücü için kritik önem taşıdığını ifade etti.
KÜRESEL PAZARLAR VE REKABET SÜRECİ
Kumru, ABD’nin korumacılık politikalarının Türkiye için büyük fırsatlar barındırdığını ancak bu fırsatların değerlendirilmesi için öncelikle iç pazarın korunması gerektiğini belirtti. Orta Doğu’daki yeniden yapılanma süreçlerinin cam sektörü için büyük fırsatlar sunduğunu, özellikle mimari camlar ve enerji camları gibi alanlarda talebin artacağını öngördü. Ancak, bu fırsatlarla birlikte, Çin ve diğer Asya ülkelerinin üretim kapasitelerini Avrupa ve Türkiye pazarlarına yönlendirmesi riskini de işaret etti. Bu durumda, haksız rekabetin önüne geçmek için hızlı ve etkili önlemler alınması gerektiği vurgulandı.
Türk cam sektörünün, enerji tasarrufu sağlayan kaplamalı camlar ve güneş panelleri için enerji camları üretim kapasitesini artırarak, hem iç pazarda hem de uluslararası pazarlarda rekabet gücünü koruduğunu ve artırdığını belirtti. Kumru, Türkiye’nin mevcut üretim kapasitesinin, hem iç piyasanın ihtiyaçlarını karşılamaya hem de ihracat pazarlarını genişletmeye yeterli olduğunu, bu nedenle ithal cam ihtiyacının bulunmadığını ifade etti. Bu bağlamda, sektörün korunması ve desteklenmesiyle, Türkiye’nin cam sektöründe dünya genelindeki konumunu pekiştirebileceği savunuldu.
TÜRK CAM SEKTÖRÜNDE GELİŞİM ARTIYOR
Türk cam sektörü, yeni yatırımlarla üretim ve işleme kapasitesini artırmaya devam ediyor. Özellikle yenilikçi ürünlere yönelik yapılan yatırımlar, sektörün gelecekteki büyüme potansiyelini destekliyor. Enerji tasarruflu kaplamalı camlar ve güneş enerjisi panellerinde kullanılan camlar için yapılan yatırımlar, hem çevresel sürdürülebilirlik hem de ekonomik fayda açısından önem taşıyor. Sektör, bu yatırımlarla enerji verimliliği yüksek binaların inşasına katkı sağlarken, aynı zamanda güneş enerjisi sektöründe de önemli bir oyuncu olarak rol almaya devam edecek.
Türk cam sektörü, dünya genelinde güçlü markaları ve üretim yetenekleriyle bilinirken, Türkiye’nin cam ihtiyacını tamamen karşılayabilecek kapasiteye sahip olmasıyla da övünüyor. Kumru, ÇCSİB çatısı altında TurkishGlass markasıyla, ihracatı artırmak ve sektörü haksız rekabet risklerine karşı korumak için çalışmaların devam edeceğini belirtti. Bu strateji, Türk cam sektörünün hem Avrupa, ABD ve Orta Doğu’da hem de diğer global pazarlarda rekabet gücünü ve pazar payını artırmasını hedefliyor.
