Türkiye’nin lider enerji şirketi ile dünyanın en fazla ülkesine uçan havayolu, sürdürülebilirlik alanında önemli bir iş birliğine imza attı. Sürdürülebilir Havacılık Yakıtı (SAF) tedariki için yapılan bu anlaşma, Türkiye’nin karbon nötr hedeflerine ve havacılık sektörünün çevresel dönüşümüne katkı sağlayacak stratejik bir adım olarak öne çıkıyor.
TÜPRAŞ THY ARASINDA STRATEJİK İŞ BİRLİĞİNDEKİ HEDEFLER
Enerji sektörünün öncülerinden biri, rafinaj kapasitesi ve teknolojik altyapısıyla Türkiye’nin enerji dönüşümüne yön verirken, havayolu şirketi de çevresel sürdürülebilirlikte liderlik hedefini güçlendiriyor. Bu iş birliği, yurt içinde Sürdürülebilir Havacılık Yakıtı tedariki için yapılan ilk anlaşma olma özelliğini taşıyor ve uluslararası çevre hedeflerine uyumu destekliyor. Bitkisel ve hayvansal ham maddelerden üretilecek SAF, yaşam döngüsü boyunca geleneksel jet yakıtına kıyasla karbon emisyonlarını yüzde 87’ye varan oranda azaltmayı hedefliyor.
Üretilen yakıt, uluslararası karbon dengeleme programı CORSIA ile uyumlu olacak ve gerekli sertifikasyonlarla belgelendirilecek.
Son dönemde, havacılık sektöründe karbon emisyonlarını azaltma çabaları hız kazanırken, bu anlaşma Türkiye’nin bu alandaki üretim kapasitesini artırma yolunda önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Enerji şirketi, 2021’de duyurduğu Stratejik Dönüşüm Planı kapsamında, İzmir Rafinerisi’nde 2026 yılında mevcut tesislerin üretim kabiliyetlerinden faydalanarak SAF üretimine başlamayı planlıyor. Hedef, 300 bin ton SAF üretim kapasitesine ulaşmak için yeni bir ünite inşa edilmesi yönünde nihai yatırım kararını yıl sonuna kadar tamamlamak. Bu iş birliği, her iki şirketin de 2050 karbon nötr hedeflerine yönelik kararlılığını ortaya koyuyor.
TÜRKİYE’NİN ENERJİ VE HAVACILIKTAKİ ROLÜ
Enerji şirketi, Türkiye’nin jet yakıtı ihtiyacının yüzde 74’ünü karşılayarak bölgenin en önemli havalimanlarından birinin ana tedarikçisi konumunda bulunuyor. “Enerjimiz Geleceğe” mottosuyla sürdürülebilir rafinaj, sıfır karbon elektrik üretimi ve yeşil hidrojen teknolojileri gibi alanlarda yatırımlarını sürdürüyor. Bu stratejik hamle, Türkiye’nin enerji ihtiyacını emniyetli ve kesintisiz bir şekilde karşılamayı hedeflerken, aynı zamanda çevresel sürdürülebilirlikte liderlik vizyonunu destekliyor. Havayolu şirketi ise filolarını modernleştirme ve alternatif yakıt kullanımını artırma çalışmalarıyla çevresel performansını güçlendiriyor.
Bu iş birliği, Türkiye’nin enerji ve havacılık sektörlerinde düşük karbonlu bir geleceğe yönelik adımlarını hızlandırıyor. Havacılıkta SAF kullanımının, uluslararası ve yerel mevzuatlar kapsamında artık bir zorunluluk haline geldiği belirtiliyor. Ülke, bu tür iş birlikleriyle hem çevresel hem de ekonomik açıdan kaldıraç etkisi yaratmayı hedefliyor. Anlaşma, sürdürülebilir havacılığın Türkiye’deki geleceği için önemli bir kilometre taşı olarak görülüyor.
