Geleceği kodlayan teknoloji olarak adlandırılan yapay zekâ, artık sadece bir olasılık değil, hayatımızın tam merkezinde yer alan bir gerçeklik. Bu güçlü dönüşümün itici gücü ise hiç şüphesiz gençler ve onların teknolojiye olan merakı. Türkiye Vodafone Vakfı, tam da bu noktada devreye girerek gençlerin potansiyelini ortaya çıkarmayı ve teknolojiyi iyilik için kullanmayı hedefliyor.
Vakıf Başkanı Hasan Süel ile yapay zekânın Türkiye’deki yansımalarını, gençlerin bu alandaki yıldızlaşma potansiyelini ve vakfın bu yolda attığı adımları masaya yatırdık. Türkiye’nin yapay zekâ alanında yetenek geliştirme ihtiyacının altını çizen Hasan Süel, gençlerin bu konuda[1]ki potansiyeline ve istekliliğine dikkat çekiyor.
“Dünya bu sorunun cevabını vermiş durumda: Gençlerin eğitime çok ihtiyaçları var. Türkiye’de de farklı bir durum söz konusu değil” diyen Süel, gençlerin artık bu alanda gelişmek için haklarını talep ettiğini belirtiyor. Yapay zekânın hem gençlerin ilgisini çeken bir konsept olduğunu hem de gelecekte profesyonel hayatlarını geliştirmeleri için önemli bir yetkinlik sunduğunu vurgulayan Süel, “İş dünyası da yapay zekâ yetkinliklerine sahip iş gücü arayışında. Bu konunun artarak devam edeceğini düşünüyoruz” ifadelerini kullanıyor.
PROGRAM HEDEFLERİ AŞIYOR
Peki, Türkiye Vodafone Vakfı’nın “Yapay Zekâ Yıldızları” programı bu ihtiyaca ne ölçüde yanıt veriyor? Süel, programın henüz ilk yılında hedeflediklerinin üzerinde bir başarı yakaladığını belirtiyor ve şunları söylüyor: “Konu gençler ve teknoloji olunca, bu durum limitsiz bir konuya dönüşüyor. Kapasite önemli, iş ortaklarımızla geniş bir coğrafyaya yayılmak önemli, okulların bunu istemesi önemli. Ama benim şöyle bir tecrübem var; güzel bir şey yapılınca bunların hepsi gerçekleşiyor. Birinci yıl için hedefimizin üzerinde kalmanın önemli bir başarı olduğunu düşünüyorum.”
Vakfın daha önceki kodlama eğitimleriyle 2016’da 1.800 öğrenciyle başlayıp 400.000 öğrenciye ulaştığını hatırlatan Süel, “Yeterli değil ama şu an geldiğimiz noktada başarılı görüyorum. İnşallah daha üst noktalara da getireceğiz” diyerek programa olan inancını dile getiriyor. Kamu tarafından dolaylı bir destek aldıklarını, devletin kamu politikalarında bu konuyu önceliklendirmesinin kendilerini tamamlayıcı bir güç olarak heyecanlandırdığını ve cesaretlendirdiğini de ekliyor.
“KURALLARI DEĞİŞTİREN BİR ETKİ”
Yapay zekânın sıkça bahsedilen “yıkıcı etkisi” konusunda ise Süel, daha yapıcı bir tanımlama getirerek, “Yıkıcı etki demeyelim. Kuralları değiştiren, dinamikleri değiştiren bir etki diyelim. Yapay zekânın sorumlu bir şekilde kullanılması gerekiyor. Kötü amaçlı kullanılmaması gerekiyor” şeklinde konuşuyor.
Vakıf olarak pozitif tarafa odaklandıklarını belirten Süel, yapay zekânın neredeyse her iş alanında kullanılabileceğini düşünüyor. Süel, “Özellikle ölçek ekonomileri dediğimiz, yüksek sayıda aboneye hizmet veren telekomünikasyon operatörleri gibi sektörlerde, eğitim sektöründe, bankacılık sektöründe, ziraatte ve birçok alanda bunun uygulanabileceğini düşünüyoruz” diyor.
Vodafone Vakfı’nın gelecekteki projeleri hakkında da ipuçları veren Hasan Süel, şirketlerin iş geliştirme süreçlerine benzer bir yaklaşımla ihtiyaçlara odaklandıklarına dikkat çekerek, “Şunu söyleyebilirim; kadınlar, çocuklar ve gençlerin gelişmesi adına işin içinde teknolojinin de olduğu projeler yapmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullanıyor. Süel, henüz takvimlenmiş bir proje olmasa da çevre bilincini ve farkındalığı içeren konulara da eğileceklerini belirtiyor.
Bu kapsamda, kadınlara yönelik çalışmalarının halihazırda devam ettiğini vurgulayan Süel, şunları söylüyor: “2020’de başladığımız ve şu anda da devam eden ‘Dijital Benim İşim’ projemiz var. Orada kadınlarımıza dijital okuryazarlık eğitimleri veriyoruz.
Dijital okuryazarlığı olan kadınlarımıza dijital pazarlama meslek eğitimlerimizi Milli Eğitim Bakanlığımız ve Halk Eğitim Merkezleri aracılığıyla sunuyoruz” diyerek, bu projeyle bugüne kadar 35 binin üzerinde kadına ulaştıklarını da sözlerine ekliyor. Son olarak, sıkça konuşulan “Yapay zekâ mı insanı yönetiyor yoksa insan mı yapay zekâyı yönetiyor?” sorusuna Hasan Süel, “Ben biraz yaş aldığım için midir bilmem ama insanın yapay zekâyı yönettiğini düşünüyorum. Ama tabii ki farklı görüşü olanlara da saygım var” diyerek, bu konudaki düşüncelerini açıklıyor.
