PARÇALI BULUTLU
2025 Ocak-Nisan döneminde savunma ihracatının bir önceki yıla göre %67 artışla 2,2 milyar dolara ulaştığını açıklayan Yılmaz, yıllık bazda 10 milyar dolar ihracat hedeflediklerini söyledi.
Yılmaz’ın açıklamasına göre, Türkiye’nin savunma sanayisinde yerlilik oranı %20’lerden %80’lere yükseldi. Bu, güçlü bir siyasi iradenin sonucu olarak nitelendirildi. Özellikle insansız hava araçları (İHA) ve silahlı insansız hava araçları (SİHA) üretiminde Türkiye’nin dünya çapında öncü ülkeler arasında yer aldığı belirtildi. Yılmaz, Türkiye’nin dünya İHA pazarının %65’ine sahip olduğunu ve bu alanda küresel pazarda önemli bir oyuncu konumunda olduğunu vurguladı. İnsansız kara ve deniz araçları alanında da önemli mesafeler katedildiği, yüksek teknolojiye dayalı çözümler geliştirildiği ifade edildi.
Türk savunma sanayisinde bugün 3 bin 500’ü aşkın firma, 1200’ün üzerinde proje ve 100 milyar doları aşan proje hacmiyle faaliyet gösteriliyor. Sektörün 18 milyar dolara ulaşan cirosu ve 100 bine yaklaşan istihdamı, Türkiye’nin teknolojik gücünü ve stratejik vizyonunu yansıttığı belirtildi. Yılmaz, elde edilen bu yetkinliklerin sivil endüstrilere de aktarılarak ekonomik ve sosyal refahın artırılması için çabaların sürdürüleceğini ifade etti. Türkiye’nin bilgi, tecrübe ve teknolojisini dost ve müttefik ülkelerle paylaşmaya her zaman hazır olduğu, özellikle Balkan ülkeleriyle işbirliğine açık olduğu vurgulandı.
Yılmaz, dünyanın çok yönlü krizlerle sarsıldığı bir dönemde, enerji ve gıda arzında yaşanan kırılmalar, iklim değişikliği ve düzensiz göç gibi sorunlara dikkat çekti. Gazze’deki insani felaketin ve Ukrayna’daki savaşın uluslararası düzenin yetersizliğini gösterdiğini belirtti. Bu çok boyutlu sınamaların, askeri güvenliğin yanı sıra bütüncül bir güvenlik anlayışının geliştirilmesini ve bölgesel diyalog, çok taraflı işbirliği ile kurumsal dayanışmanın önemini bir kez daha teyit ettiğini söyledi. Türkiye’nin Balkanlar’dan Kafkaslar’a, Ukrayna-Rusya Savaşı’ndan Etiyopya-Somali ilişkilerine, Suriye’den Gazze’ye her bölgede diplomasiyi önceleyen, barış ve istikrara katkı sunan, güven veren bir siyaset yürüttüğünü ifade etti. İstikrarlı bir Suriye’nin hem Orta Doğu hem Avrupa hem de Kuzey Afrika için son derece kıymetli olduğunu vurgulayan Yılmaz, bu konuda uluslararası işbirliğinin zorunlu olduğunu belirtti. Türkiye’nin NATO içindeki stratejik konumunu korumaya devam edeceği ve Balkan ülkelerinin Avrupa-Atlantik kurumlarıyla entegrasyon süreçlerini desteklemeyi sürdüreceği de açıklamalar arasında yer aldı.
GÜNDEM KORİDORU
10 Haziran 2025