AÇIK
2025 yılına yönelik holdingin büyüme stratejilerini, halka arz sürecini, sürdürülebilirlik vizyonunu, teknoloji ve lojistik alanındaki hedeflerini haber koordinatörümüz Engin Çağlar’a açıklayan Pasifik Holding Genel Müdürü A. Cemail Batuk, “Titra şirketimiz Alpin isimli helikopterimiz de Türkiye Savunma Sanayi müsteşarlığıyla yaptığımız birtakım çalışmalar neticesinde envantere girmiş ve devamında birtakım siparişlerin teslimatları üzerine çalışılıyor.” dedi. İşte Batuk’un açıklamaları…
Pasifik Holding’in 2025 yılına yönelik temel büyüme stratejileri ve hedefleri nelerdir? Özellikle hangi sektörlerde (gayrimenkul, lojistik, teknoloji, enerji/maden) daha agresif bir büyüme beklenmektedir?
2025 yılı içerisinde yaptığımız genel yatırım planlaması içerisinde teknoloji ve lojistik operasyon olmak üzere diğer sektörlerimizi sıralayabiliriz. Biz 2024 yılını biraz daha yatırımları yapmak, 2025 yılını da onun sonuçlarını ve verilerini ortaya çıkarmak stratejisiyle belirlemiştik. Dolayısıyla bu yıl içerisinde lojistik ve teknoloji başta olmak üzere diğer sektörlerde yatırımlarımızın sonuçlarını almak yönünde bir strateji planımız var.
Pasifik Holding’in beklenen halka arz süreci ne aşamadadır? Halka arzdan elde edilecek gelirler hangi stratejik alanlarda kullanılacak ve bu durum holdingin gelecekteki büyüme potansiyelini nasıl etkileyecektir?
Şu anda grubumuz içerisinde halka açık 4 şirketimiz var. Orsay, Pasifik GYO, Pasifik Euroasia ve Pasifik teknoloji. Bunlardan 3 tanesi Pasifik Holding içerisinde. Şu anda Pasifik Holding şirketimizin halka arz sürecini tamamlamış, sonuçlanmasını bekliyoruz. Halka arzdan elde edilecek geliri ağırlıkla Pasifik Holding çatısı altındaki şirketlerimizin yatırımlarında kullanmayı hedefliyoruz. Bunların da 2025-2026 ve devam eden yıllarda sonuçlarını elde etmeye çalışacağız.
Pasifik Holding’in sürdürülebilirlik vizyonu ve bu kapsamda yürüttüğü önemli projeler nelerdir? Özellikle “Net Zero 2050” hedefi doğrultusunda hangi somut adımlar atılmaktadır?
Sürdürülebilirlik tabii ki hem ülkemiz hem de dünya ekonomisi ve çevresel etkileri için çok önemli. Biz de sürdürülebilirlik çerçevesinde özellikle yeşil enerji, yeşil tabanlı karbon ayak izinin azaltılmasına yönelik birçok çalışma yapıyoruz. Özellikle Pasifik Euroasia şirketimizin demiryolu işletmeciliği birçok müşterimizin ve piyasanın bu manada ihtiyacını karşılıyor. Çünkü bu anlamda ciddi bir enerji maliyeti, enerji tasarrufu ve diğer müşterilerimize avantaj sağlıyoruz. Diğer taraftan yaptığımız gayrimenkul projelerinde yeşil mimariyi ve yeşil fonksiyonları hep ön planda tutuyoruz. Dolayısıyla şirketlerimizin kendi doğal ticari faaliyetleri içerisinde bu çıktılar var. Bunu da bu şekilde sürdürmeye devam edeceğiz.
Pasifik Teknoloji’nin savunma sanayine yönelik yatırımları ve geliştirdiği ürünler (ALPİN insansız helikopteri gibi) Türkiye savunma sanayindeki yerini nasıl sağlamlaştırmaktadır? Bu alandaki gelecek projeksiyonlarınız ve potansiyel işbirlikleriniz nelerdir?
Pasifik teknoloji şirketlerimizden, Titra şirketimiz Alpin isimli helikopterimiz de Türkiye Savunma Sanayi müsteşarlığıyla yaptığımız birtakım çalışmalar neticesinde envantere girmiş ve devamında birtakım siparişlerin teslimatları üzerine çalışılıyor. Bunu biraz daha geliştirmek, bütünleştirmek için bir taraftan Ar-Ge çalışmalarını sürdürüyoruz bir taraftan hem yurt içinde hem yurt dışı dost ülkeler pazarlarında sürdürdüğümüz faaliyetlerle bunun kullanımını pazarlara yaygınlaştırmaya çalışıyoruz. Dolayısıyla burada hem tedarik zincirlerini yönetmek hem çeşitli birtakım üretim ve satış iş birliklerine açık olmak ve bu tür çalışmalarımızı değerlendiriyoruz. Kullanım arttıkça ve bunlar sonuçlandıkça Ar-Ge faaliyetleriyle beraber teknolojinin de yeni yarattığı imkanlarla hem ürünler gelişecek hem kullanımlar artacaktır.
Uluslararası lojistik alanında Pasifik Eurasia’nın Orta Koridor’daki büyüme hedefleri nelerdir? Demiryolu taşımacılığındaki kapasite artışı ve “Yeşil Lojistik Belgesi”nin holdingin bu alandaki rekabet gücüne ve sürdürülebilirlik hedeflerine katkısı nasıl olacaktır?
Tarifeler hem ülkelerin kendi arasındaki ticareti hem üretim kapasitelerini hem de bu lojistiğin trafik haritasında bazı değişikliklere neden olacaktır. Bu ülkemiz açısından da şirketimiz açısından da avantajlar barındırdığını düşünüyoruz. Hem ülkemizin bir üretim haline gelmesi hem üretimin lojistikle beslenmesi adına özellikle Çin’den Avrupa’ya olan hatta orta koridoru kullanarak diğer ülkelerle yaptığımız iş birlikleriyle beraber Pasifi Euroasia’nın da burada çok önemli bir oyuncu olarak yer tutması söz konusu. Bunun beraberinde yeni yarattığı karbon merkezi avantajı, yeşil lojistik kavramları bizim için, şirketimizi için ve dolayısıyla ülkemizin de gelişmesi için çok önemli. Bunu geliştirerek sürdürmeye devam edeceğiz.
Uluslararası Ekonomi Zirvesi’yle ilgili de konuşan Batuk, “Burada tüm katılımcıların, paydaşların ortaya koyduğu düşünceler, geleceğe yönelik değerlendirmeler çok önemli. Gittikçe gelişen ve derinleşen bir yapısı da var. Eski İspanya Başbakanı Zapatero, Türkiye’nin AB’ye girmesinin AB için çok önemli bir avantajı ve ihtiyacı olduğu ve dünyanın gelişimi içinde çok önemli bir yer tuttuğu gibi bir düşünce ortaya koydu. Sayın Cumhurbaşkanımızla daha önce yürüttükleri iletişimlerde, diğer çalışmalarda AB’ye girmesinin ve ortaya çıkartılacak tüm çalışmaların devamlılığının hem Türkiye hem Avrupa hem de dünyanın genel gelişmesi, ekonomisi ve barış için çok önemli olduğunun altı çizildi.” ifadelerini kullandı.
GÜNDEM KORİDORU
04 Mayıs 2025