Sanayi üretim endeksi ocakta aylık yüzde 2,3 azalırken yıllık yüzde 1,2 arttı

0

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2025 yılının ocak ayına ilişkin sanayi üretim endeksi verilerini açıkladı; takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi, geçen yılın aynı ayına göre %1,2 artarken, mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış üretim bir önceki aya kıyasla %2,3 azaldı.

Sanayi sektörünün alt kırılımlarında farklı bir tablo ortaya çıkarken, imalat sanayi ve elektrik-gaz üretimi yıllık bazda büyümeye katkı sağladı, madencilik ve taş ocakçılığı ise geriledi. TÜİK’in geçmiş aylara yönelik revizyonları da dikkat çekerken, sanayi üretiminin 2024’teki dalgalı seyri ve 2025’e başlangıcı, ekonomik aktivitenin yönü hakkında önemli ipuçları sunuyor.

TÜİK SANAYİ VERİLERİNİ AÇIKLADI

Türkiye’de sanayi üretimi, ocak 2025’te geçen yılın aynı dönemine göre %1,2’lik bir artış kaydederken, bu büyüme imalat sanayi ve elektrik-gaz sektörlerinden destek aldı; takvim etkisinden arındırılmış verilere göre, imalat sanayi sektörü endeksi %1,2, elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi ise %5 yükseldi.

Madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi %0,7’lik bir düşüşle bu büyümeyi dengeledi. Arındırılmamış sanayi üretim endeksi ise yıllık bazda %1,4’lük bir artış göstererek, takvim etkisinden bağımsız olarak sanayideki üretimin genel anlamda pozitif bir seyir izlediğini ortaya koydu.

Bu veriler, 2024’ün aralık ayındaki %7’lik yıllık artışın ardından ocak ayındaki büyümenin daha ılımlı bir hızda gerçekleştiğini gösteriyor.

Aylık bazda ise madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi %7,5’lik bir sıçrama ile dikkat çekerken, imalat sanayi %3, elektrik-gaz sektörü ise %0,8 azaldı; bu, aralık ayındaki yüksek üretim temposunun ocakta bir miktar yavaşladığını işaret ediyor. TÜİK’in geçmiş verilere yönelik revizyonları da dikkate alındığında, 2024’te sanayi üretiminin temmuz-ağustos aylarında sırasıyla %3,9 ve %5’lik düşüşler yaşadığı, aralıkta ise %7’lik bir toparlanma sergilediği görülüyor. Analistler, bu dalgalı seyrin 2025’te ekonomik politikalar ve küresel taleple şekilleneceğini belirtiyor.