DOLAR 42,5117 0.02%
GBP 56,6920 -0.16%
EURO 49,5030 -0.19%
ALTIN 5.755,670,06
BIST 11.007,370,81%
BITCOIN 3771988-3.77462%
ETH 128616-4.23344%
İstanbul
14°

HAFİF YAĞMUR

ÖZEL HABER
Türkiye, bölgesel lojistik merkezi olmaya aday
Renault’dan Türkiye’de üretim hamlesi

Renault’dan Türkiye’de üretim hamlesi

Türkiye otomotiv pazarının 2025 yılı ilk yarısındaki performansını, elektrikli araç dönüşümünü ve gelecek vizyonunu ele alan özel röportajımızda, MAİS Genel Müdürü Dr. Berk Çağdaş, dergimize önemli açıklamalarda bulundu. Renault'nun iddialı bir strateji izlediğini belirten Dr. Berk Çağdaş, markanın “Renault Uluslararası Oyun Planı” çerçevesinde 2027 yılına kadar 8 yeni elektrikli ve hibrit aracın 4’ünün Türkiye’de üretileceğini söyledi.

12/09/2025 16:27
Renault’dan Türkiye’de üretim hamlesi

MAİS Genel Müdürü Dr. Berk Çağdaş ile Türkiye’nin hızla değişen otomotiv pazarının nabzını tuttuk. Ekonomi, teknoloji ve tüketici beklentilerinin kesişim noktasında duran sektördeki gelişmeleri, artan rekabeti ve geleceğe dair umutları dinlediğimiz sohbetimizde yalnızca rakamların değil, aynı zamanda hayallerin ve gelecek vizyonunun da peşine düştük. Türkiye otomotiv pazarı, 2025 yılının ilk yarısında büyük bir hareketliliğe sahne olurken, bu dinamik sürecin en önemli aktörlerinden MAİS, mevcut durumu ve geleceğe yönelik stratejilerini masaya yatırdı. MAİS Genel Müdürü Dr. Berk Çağdaş, pazarın genel görünümünden, markanın yenilikçi yaklaşımına, teknolojik dönüşümden sürdürülebilirlik hedeflerine kadar birçok konuda önemli açıklamalarda bulundu. Çağdaş, 2025 yılının ilk yedi ayını, “oldukça hareketli ve heyecanlı” olarak tanımladı. Türkiye’de yeni markaların pazara girişiyle artan rekabetin, pazarın derinleşmesi adına olumlu bir gelişme olduğunu ancak bunun hem yerli hem de Avrupalı üreticiler için yeni zorlukları beraberinde getirdiğini belirtti.

PAZARIN BÜYÜME RAKAMLARI VE GELECEK ÖNGÖRÜLERİ

2025 yılının ilk 7 ayı itibarıyla Türkiye’de 715 bin civarında araç satıldığını açıklayan Çağdaş, bu rakamın geçtiğimiz yıla göre yüzde 6,5’lik bir büyümeye işaret ettiğini vurguladı. Özellikle Temmuz ayı satışlarının son 10 yılın en parlak dönemi olduğuna dikkat çeken Çağdaş, normalde talebin düşüşe geçtiği bu ayda 107 bin adet araç satıldığını kaydetti. Bu rekor artışın ardındaki temel nedenin, ÖTV oranlarında yapılan değişiklikler ve tüketicilerin fiyatların daha da artacağı beklentisiyle alımlarını öne çekmesi olduğunu söyledi. Bu durumun, bireysel alıcıların yanı sıra filo sahiplerini de etkilediğini belirtti. Geçen yılın toplam satış rakamının 1 milyon 238 bin adet olduğunu hatırlatan Dr. Berk Çağdaş, 2025 yılı için de bu rakamın asgari olarak yakalanacağını, hatta yüksek bir ihtimalle bu sayının üzerine çıkılacağını öngördüğünü ifade etti.

thumbs b c e5c2740392801303b79e0f501fd4888b

ÇİP KRİZİ GERİDE KALDI

Pandemi sonrası dönemde otomotiv sektörünü derinden etkileyen küresel tedarik zinciri sorunları ve çip krizine de değinen Çağdaş, 2023 ve 2024 sonrası dönemde bu sorunların tamamen çözüldüğünü belirtti.

2023 yılının, kurlardaki hareketlilik ve araç arzının talebi karşılayamaması nedeniyle özel bir yıl olduğunu ve bu durumun ikinci el araç fiyatlarını yukarı çektiğini söyledi. Ancak şu an itibarıyla çip üretiminin normal seviyelere döndüğünü ve ana malzeme tedarikinde üretimleri aşırı derecede etkileyecek bir sıkıntının bulunmadığını kaydetti.

ELEKTRİKLİ VE HİBRİT ARAÇLAR PAZARIN YARISINI OLUŞTURUYOR

Türkiye otomotiv pazarında en dikkat çekici değişimlerden biri de elektrikli ve hibrit araçlara olan talep artışı. Dr. Berk Çağdaş, Türkiye’nin genç nüfusu ve şehirleşme hızı nedeniyle içten yanmalı motorlara olan talebin hala güçlü olduğunu kabul etmekle birlikte, pazarın hibrit ve elektrikli araçlara doğru kaydığının altını çizdi. Verdiği bilgilere göre, Temmuz 2025 sonu itibarıyla satılan toplam araçların yaklaşık yüzde 44’ü hibrit ve elektrikli araçlardan oluşuyor. Bu oran, hibrit araçlarda yüzde 26,8’e, elektrikli araçlarda ise yüzde 18,1’e tekabül ediyor. Geçen seneye göre elektrikli araç satışları yüzde 27 oranında artış gösterirken, dizel araçların pazar payı yüzde 8’e kadar geriledi. Bu veriler, tüketicinin yeni teknolojilere olan ilgisinin somut bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Çağdaş, bu yönelimin özellikle batı şehirlerinde daha belirgin olduğunu, iç ve doğu bölgelerde ise içten yanmalı motorlara talebin daha yük[1]sek olduğunu sözlerine ekledi.

8 YENİ ELEKTRİKLİ VE HİBRİT ARAÇ YOLDA

Renault’nun bu küresel dönüşüme paralel olarak iddialı bir strateji izlediğini belirten Dr. Berk Çağdaş, markanın “Renault Uluslararası Oyun Planı” çerçevesinde 2027 yılına kadar 8 yeni elektrikli ve hibrit araç üreteceğini ve bunlardan 4’ünün Türkiye’de üretileceğini açıkladı. Bu strateji kapsamında:

Renault Duster: Renault Duster modeli Türkiye’de Bursa Oyak Renault Otomobil Fabrikaları’nda üretiliyor. Bu modelin yıl sonunda benzinli otomatik versiyonun üretimine başlanacak.

Boreal: Yakın zamanda tanıtılan ve hybrid motora sahip olan Boreal modeli de yine Bursa’daki Oyak Renault fabrikalarında üretilecek ve Türkiye’den 54 farklı ülkeye ihraç edilecek. Bu modelin farklı versiyonları da pazara sunulacak.

Bu yerli üretim hamlelerinin yanı sıra, Renault’nun tamamen elektrikli Megane E-Tech, Kangoo E-Tech, Alpine A290 ve yeni Renault 5 gibi modelleriyle geniş bir elektrikli binek ve ticari araç portföyü oluşturduğunu dile getirdi. Çağdaş, önümüzdeki dönemde Renault’nun bu segmentteki satışlarının daha da güçleneceğini vurguladı.

“MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ HER ŞEYDEN ÖNCE GELİR”

Dr. Berk Çağdaş, bir markanın sürdürülebilirliğinin ve itibarının temelinde müşteri memnuniyetinin yattığını belirtti. Çağdaş’a göre, MAİS’in üçlü bir memnuniyet odağı bulunuyor. Bunlar; müşteri, bayi ve çalışan memnuniyeti. Bu üçlü sacayağının en önemli halkasını ise müşteri memnuniyeti oluşturuyor. Çağdaş, bu memnuniyeti sağlamanın yolunun, onlara geleceğin yetkinliklerini kazandırmaktan geçtiğini anlattı.

Çağdaş, bu doğrultuda atılan radikal adımları şöyle sıraladı:

Eğitim ve Gelişim: MAİS bünyesindeki MAİS Akademi’de, müşteriyle birebir temas kuran tüm çalışanlara psikoloji ve empati eğitimleri veriliyor. Çağdaş, bir markanın kalitesini, müşterinin karşısına çıkan elemanın belirlediğini, bu nedenle en son halkadaki hizmet kalitesini artırmanın öncelikli hedefleri olduğunu söyledi.

Doğrudan ve Hızlı İletişim: Çağdaş, kendi sosyal medya ve kişisel iletişim hesaplarının bile müşteriler tarafından kolaylıkla ulaşılabildiğini ve gelen şikayetleri doğrudan takip ederek “sahada” kaldığını ifade etti. Bu yaklaşımın, bayi memnuniyetinden müşteri şikayetlerine kadar tüm süreçlerde hızlı ve etkili çözüm üretilmesini sağladığını belirtti.

“Taraftar Müşteri” Yaratma: Sadece memnun bir müşteri kitlesi yaratmanın yeterli olmadığını vurgulayan Çağdaş, asıl hedeflerinin markaya tutkuyla bağlı, adeta bir “taraftar” gibi davranan bir müşteri kitlesi oluşturmak olduğunu dile getirdi. Bu vizyon sayesinde MAİS, Şikayetvar.com gibi platformlarda üst üste 6 yıldır “şikayeti en iyi yöneten marka” olarak şampiyon seçiliyor.

TEKNOLOJİ VE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK VİZYONU

Renault’nun, otomotiv sektöründeki teknolojik dönüşümün en ön saflarında yer aldığını belirten Çağdaş, otonom sürüş, bağlantılı araçlar ve akıllı yaşam alanları gibi kavramların, markanın tüm yeni modellerinde temel donanım olarak bulunduğunu söyledi. “Araçlarımız artık sadece bir ulaşım aracı değil, birer akıllı cihaza dönüşüyor,” diyen Çağdaş, sesli komutlarla kumanda edilebilen ve internete bağlanabilen bu araçların, sürücülere kişiselleştirilmiş bir deneyim sunduğunu ifade etti. Sürdürülebilirlik konusuna da değinen Çağdaş, Renault’nun 2040 yılına kadar tamamen elektrikli araçlara geçme taahhüdü olduğunu hatırlattı. Elektrikli araç kullanımında sıkça dile getirilen şarj altyapısı sorununa da çözüm odaklı yaklaştıklarını belirterek, Türkiye’deki şarj istasyonu sayısının hızla arttığını ve bu sorunun yakın gelecekte ortadan kalkacağını düşündüğünü dile getirdi.

Bu alandaki en önemli yatırımlarından birinin, Bursa’daki tesislerinde kurdukları “ana batarya tamir, onarım ve yenileme merkezi” olduğunu açıkladı. Bu merkez sayesinde, elektrikli araç bataryalarında meydana gelen arızaların yurt dışına gönderilmesi yerine, yerinde ve en fazla iki gün içinde tamir edilerek müşterilerin mağduriyetinin önüne geçiliyor. Benzer şekilde, kullanılmış araçların fabrika ortamında orijinal parçalarla yenilenerek tekrar satışa sunulduğu “Refactory” sistemi de hem sürdürülebilirlik hedeflerine hizmet ediyor hem de ikinci el araçlara yeni bir yaşam döngüsü kazandırıyor.

MAKROEKONOMİK DALGALANMALAR VE LİDERLİK ANLAYIŞI

Küresel ekonomik dalgalanmaların, enflasyon ve faiz oranlarındaki değişimlerin Türkiye otomotiv pazarını doğrudan etkilediğini belirten Dr. Berk Çağdaş, bu faktörlerin tüketici satın alma kararlarını şekillendiren temel parametreler olduğunu söyledi. Özellikle kredi faizlerin[1]deki istikrarsızlık ve kredi limitleri, orta gelir segmentinin araç alımını zorlaştırıyor. Bu durumun, pazarın daha çok “hazır parası” olan, yatırımını döviz veya altında tutan bireysel alıcılara yönelmesine neden olduğunu ifade etti.

Son olarak, bir lider olarak yönetim felsefesini de özetleyen Çağdaş, başarının üç temel unsura dayandığını söyledi: “Müşteri memnuniyeti, bayi memnuniyeti ve çalışan memnuniyeti.” Liderliğin merkezde değil, sahada, en küçük noktada olduğunu savunan Çağdaş, her çalışanın işine motivasyonla gelmesini sağlamanın ve onların hayatında bir anlam yaratabilmenin en büyük hedefi olduğunu belirtti. “Önemli olan onu taşıyan hücreleri sağlam tutabilmek. O hücreler bir insandır,” diyerek insan odaklı bir yönetim anlayışını benimsediğini vurguladı. Bu felsefenin, şirketi başarıya taşıyan temel güç olduğunu sözlerine ekledi.

TİCARETİN YENİ MODELİ DİJİTALLEŞME

Dijitalleşmenin otomotiv sektöründe artık bir trend değil, temel bir iş modeli haline geldiğini söyleyen Dr. Berk Çağdaş, müşterilerin araç satın alma süreçlerinin büyük bir bölümünü çevrimiçi platformlarda geçirdiğini ve bu durumun markanın dijital stratejisini yeniden şekillendirdiğini anlattı.

Çevrimiçi Satış ve Rezervasyon

Çağdaş, müşterilerin artık diledikleri aracı internet üzerinden inceleyebilmelerine, donanım paketlerini kişiselleştirebilmelerine ve hatta ön rezervasyon yapabilmelerine olanak tanıyan dijital platformlar geliştirdiklerini belirtti. Bu platformlar, fiziksel bayi deneyimini ortadan kaldırmak yerine, onu daha verimli ve kişiselleştirilmiş bir hale getirmeyi amaçlıyor. Veri Analizi ve Kişiselleştirilmiş Pazarlama

Dijital kanallardan toplanan verilerin, müşteri beklentilerini ve tercihlerini anlamada büyük önem taşıdığını ifade eden Çağdaş, “Hangi müşterimizin ne tür bir araca ilgi duyduğunu, ne zaman satın alma yapmayı planladığını artık daha iyi görebiliyoruz. Bu verileri kullanarak, müşteriye özel kampanya ve teklifler sunabiliyor, pazarlama faaliyetlerimizi çok daha hedefe yönelik yapabiliyoruz” dedi. Bu stratejinin, reklam bütçelerinin daha verimli kullanılmasını sağladığını da sözlerine ekledi.

Sosyal Medya ve Etkileşim:

Markanın sosyal medya kanallarının, sadece bir duyuru platformu olmaktan öte, müşterilerle doğrudan iletişim kurulan, geri bildirimlerin alındığı ve marka sadakatinin pekiştirildiği birer mecra haline geldiğini belirtti. Çağdaş, Şikayetvar.com’daki başarılarının arkasında da bu şeffaf ve etkileşimli iletişim anlayışının yattığını söyledi.

YENİ NESİL OTOMOTİV YETKİNLİKLERİ

Otomotiv sektöründeki teknolojik dönüşümün, çalışanlardan beklenen yetkinlikleri de değiştirdiğini vurgulayan Çağdaş, artık yalnızca mekanik bilgisi olan teknisyenler değil, aynı zamanda yazılım, veri analizi, elektrik-elektronik ve siber güvenlik gibi alanlarda da bilgi sahibi olan çalışanlara ihtiyaç duyduklarını belirtti. Bu nedenle, mevcut çalışanların yeniden yetkinlik kazandırma (reskilling) ve yeni yetenekler ekleme (upskilling) programlarına büyük yatırımlar yaptıklarını söyledi.

ÇEVİK VE İNOVATİF ÇALIŞMA KÜLTÜRÜ

Çağdaş, “otomotiv devi” gibi büyük bir şirketi yönetmenin, aynı zamanda bir start-up gibi çevik ve inovatif olabilmeyi gerektirdiğini söyledi. Çağdaş, Çalışanların fikirlerini rahatça paylaşabildikleri, hiyerarşinin daha yatay olduğu ve yeni projelere kolayca dahil olabildikleri bir çalışma ortamı yaratmaya odaklandıklarını belirtti. Bu kültürün, marka içi inovasyonu teşvik ettiğini ve değişime adapte olma hızlarını artırdığını ifade etti.

Röportajın sonunda kişisel liderlik felsefesine atıfta bulunan Çağdaş, çalışanların sadece maaş için değil, aynı zamanda bir “anlam” için çalıştıklarını belirtti. “Bizim için sadece bir araç satmak değil, aynı zamanda Türkiye’nin otomotiv sektöründeki geleceğini inşa etmek, daha sürdürülebilir bir dünya için katkı sağlamak gibi daha büyük bir misyonumuz var. Bu misyonu çalışanlarımıza hissettirebilirsek, onların memnuniyeti ve aidiyeti de kendiliğinden oluşur” diyerek insan odaklı yönetim felsefesini pekiştirdi.

Dr. Berk Çağdaş’ın bu kapsamlı değerlendirmeleri, MAİS’in sadece bir otomobil distribütörü değil, aynı zamanda pazarın dönüşümünü yönlendiren, teknolojiye, insana ve sürdürülebilirliğe yatırım yapan bir lider pozisyonunda olduğunu gösteriyor. Bu vizyon, markanın gelecek dönemde de Türkiye otomotiv pazarındaki güçlü konumunu koruyacağının sinyallerini veriyor.

En az 10 karakter gerekli