Paris antlaşması hedeflerinde anahtar kelime; Hidrojen

Hidrojen, Paris Anlaşması hedeflerini gerçekleştirmede önemli bir rol oynayabilir. Ancak burada kastettiğim, hidrojenin her türü değil; yenilenebilir enerjiden üretilen yeşil hidrojen. Şu anda hidrojen, çoğunlukla fosil yakıtlardan elde ediliyor ve karbon yoğun bir üretim sürecine sahip. Ancak, iklim değişikliğiyle mücadelede net sıfır hedefine ulaşmak için hidrojenin üretim ve tüketim biçimlerinde köklü değişiklikler yapılması bekleniyor.

6dk okuma
09.02.2024
Paris antlaşması hedeflerinde anahtar kelime; Hidrojen

022 yılında dünya hidrojen ithalatı 2021'e kıyasla yüzde 71 oranında artarak yaklaşık 300 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti. Bu ticarete konu olan hidrojen çoğunlukla doğal gazla üretilmiş olduğundan doğal gaz fiyatındaki dalgalanmalar hidrojen ticareti rakamlarını önemli ölçüde etkiledi. Hidrojen ticareti, birkaç ekonomide yoğunlaşmış durumda. En büyük ithalatçılar ABD ve Hollanda. 2022 yılında 56,8 milyon dolarlık ithalat yapan ABD’nin tedariki yüzde 99 oranında Kanada’dan sağlanmış. 52,3 milyon dolarlık ithalat yapan Hollanda’nın büyük tedarikçileri ise Belçika yüzde 96) ve Almanya yüzde 3). Hidrojen ithalatında üçüncü sırada gelen Singapur’un 18,2 milyon dolarlık ithalatı Tayvan yüzde 85), ABD yüzde 13) ve Malezya’dan yüzde 1) gerçekleşmiş.

YEŞİL HİDROJEN ÜRETİMİ ARTMALI 

Hidrojen ithalatında dördüncü sırada olan ülke Almanya; 5,9 milyon dolarlık ithalatını Hollanda yüzde 65), Fransa yüzde 19) ve Belçika’dan yüzde 6) yapmış. Beşinci ve altıncı büyük hidrojen ithalatçıları Kanada ve Fransa görünüyor. Kanada 4,1 milyon dolarlık alımın yaklaşık yüzde 96’sını ABD’den ve yüzde 3’ünü Fransa’dan gerçekleştirmiş. Fransa da 4,1 milyon dolarlık alımın yaklaşık yüzde 36’sını Almanya’dan, yüzde 36’sını Hollanda’dan ve yüzde 13’ünü Belçika’dan gerçekleştirmiş. Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) ve Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansının (IRENA) ortak raporuna göre, yeşil hidrojenin üretimi ve ticareti, 2050'ye kadar önemli ölçüde artmalı. Bu hedefe ulaşmak için de doğal olarak yenilenebilir enerji üretiminin artması gerekiyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı hidrojen üretimi, mevcut fosil yakıt piyasalarından farklı bir dinamik sunuyor. Güneş ve rüzgar enerjisi gibi yenilenebilir kaynaklar coğrafi olarak dağılmış durumda ve bu durum ticaret dinamiklerini değiştirecektir. 

Yeşil hidrojen ticareti, farklı coğrafi bölgeler arasındaki enerji potansiyeli farklılıklarını dengeleyebilir. Ticaret maliyetleri, yeşil hidrojenin endüstri ve taşımacılık gibi son kullanım alanları için sınır ötesine arzını belirleyen önemli bir faktör. 153 DTÖ üyesinde hidrojene (yeşil ve diğer formlarına) uygulanan ortalama tarife oranı yaklaşık yüzde 5,3. 39 üye hidrojen ithalatına yüzde 5 ila yüzde 10 arasında oranlar uygularken, yedi üye yüzde 10'dan daha yüksek tarife uyguluyor. Tarifelerin yanı sıra, karbon emisyonlarından ötürü ilave vergiler de uygulanabilir. Bu noktada, Avrupa Birliği’nin Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) kapsamında ele alınan ilk sektörler arasında 28041000 GTİP ile hidrojenin ve 2814 GTİP ile amonyağın da bulunduğunu hatırlatalım. Dünya genelinde, düşük karbonlu hidrojen stratejilerine yönelik politikalar geliştiren 30'dan fazla ekonomi mevcut. Hidrojen ticaretini kolaylaştırmak için altyapı geliştirme, piyasa tasarlama, düzenleme ve uygun ticaret politikaları büyük önem taşıyor. Yeşil hidrojen ticaretinin ve hidrojen üretimi için gerekli olan teknoloji ve hizmetlerin ticaretinin dünya çapında artması beklenirken, bu yeni enerji emtiası vesilesiyle enerji yoğun endüstrilerin yer değiştirmesi de söz konusu olabilir.

Yorum Yaz