Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD), Türkiye’ye yönelik kapsamlı bir inceleme raporu yayımladı ve ülkenin ekonomik performansına dair önemli tahminlerde bulundu. Raporda, Türkiye’nin son 10 yılda OECD ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ekonomilerden biri olduğu vurgulandı, 2025 ve 2026 yıllarına ilişkin büyüme ve enflasyon beklentileri paylaşıldı. Ayrıca, enflasyonun hedeflerle uyumlu bir patikaya oturması için temkinli makroekonomik politikaların sürdürülmesi ve yapısal reformların hayata geçirilmesi gerektiği ifade edildi.
TÜRKİYE’NİN EKONOMİK PERFORMANSI VE GELECEK TAHMİNLERİ
OECD’nin Türkiye İnceleme Raporu’na göre, Türkiye ekonomisi son 10 yılda yıllık ortalama yüzde 4,9’luk büyüme oranıyla dikkat çekiyor. Bu dönemde halkın yaşam standartları yaklaşık dört kat iyileşirken, iş gücüne katılım oranı 2005’teki yüzde 50 seviyesinden 2023’te yüzde 60’a yükseldi ve yoksulluk oranı yarı yarıya azaldı. Raporda, Türkiye’nin 2025’te yüzde 3,1, 2026’da ise yüzde 3,9 büyüyeceği tahmin edilirken, enflasyonun bu yıl sonunda yüzde 31,4, 2026’da ise yüzde 17,3 seviyesine ineceği öngörülüyor.
Türkiye’nin kamu borcunun Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’ya (GSYH) oranının görece düşük olduğu belirtilirken, bütçe açığının 2026’da yüzde 2,6’ya gerilemesi bekleniyor. OECD, yatırımlar ve kamu harcamalarının azalacağını, ancak dış ortamın iyileşmesiyle ihracatta kademeli bir artış yaşanacağını öngörüyor. Bu tahminler, Türkiye’nin makroekonomik politikalarındaki sıkı duruşunun ve dış talebin artmasının bir sonucu olarak görülüyor.
ENFLASYONLA MÜCADELE VE POLİTİKA TAVSİYELERİ
OECD, Türkiye’nin uluslararası piyasalarda iyileşen algısından tam anlamıyla faydalanabilmesi için enflasyonun hedeflerle uyumlu bir patikaya oturana kadar temkinli makroekonomik politikalara devam etmesi gerektiğini vurguladı. Enflasyonun yıl sonunda yüzde 31,4’e gerileyeceği tahmin edilse de, hala yüksek seyretmesi nedeniyle dikkatli bir yaklaşım öneriliyor. 2026’da enflasyonun yüzde 17,3’e düşmesi beklenirken, bu hedefe ulaşmak için Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) sıkı para politikası duruşunu sürdürmesi gerektiği belirtiliyor.
