PARÇALI AZ BULUTLU
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, Boğaziçi Üniversitesi Finans Zirvesi 2025’te yaptığı konuşmada, enflasyonla mücadele ve para politikasına ilişkin önemli mesajlar verdi. Sıkı para politikasının süreceğini ve fiyat istikrarının ekonomik büyüme için ön koşul olduğunu ifade etti.
2024 yılı Haziran ayından bu yana devam eden dezenflasyon süreci, enflasyonun ana eğiliminde gerileme sağladı. Hizmet enflasyonundaki düşüş belirginleşirken, mal enflasyonu düşük seviyelerde seyrediyor. Talepteki dengelenme, enflasyondaki düşüşe katkı sağladı. Nisan 2025’te yıllık enflasyon yüzde 37,46’ya gerileyerek, Mayıs 2024’teki zirvesinden bu yana kesintisiz bir düşüş gösterdi.
Gıda fiyatları, Ramazan etkisiyle Mart’ta yükselse de Nisan’da ılımlı bir artış kaydetti. Ancak zirai don olayları, özellikle meyve fiyatlarında yukarı yönlü riskleri artırdı. Tüketici fiyatları üzerindeki maliyet baskıları hafiflerken, bu durumun sektörel değil genel bir iyileşme göstermesi dikkat çekti. Karahan, enflasyon beklentilerinin hala dezenflasyon patikası üzerinde seyrettiğini belirtti.
Merkez Bankası, enflasyonda kalıcı düşüş için sıkı para politikasını sürdürecek. Politika faizi, temel araç olarak kullanılırken, makroihtiyati politikalarla destekleniyor. TL mevduatın payını artırmak ve Kur Korumalı Mevduat’ı (KKM) kademeli azaltmak hedefleniyor. Finansal piyasalardaki oynaklıklara karşı proaktif adımlar atıldı, likidite yönetimi araçları etkin şekilde kullanıldı.
Mart 2025’te finansal piyasalarda yaşanan hareketlilik sonrası, gecelik borç verme faizi yüzde 44’ten yüzde 46’ya yükseltildi. TL ve döviz likiditesine yönelik tedbirler alındı, likidite senetleri ihracı başlatıldı. 14 Mart-2 Mayıs arasında döviz talebinin yüzde 70’i yurt dışı kaynaklı oldu, yurt içi talep sınırlı kaldı. Karahan, TL’ye geçişin ve tasarrufların desteklendiğini vurguladı.
Küresel ticaret politikalarındaki belirsizlikler, hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde riskleri artırıyor. Gelişmekte olan ülkeler, finansal ve reel kırılganlıklar nedeniyle daha yoğun etkileniyor. Belirsizlik, yatırımların ertelenmesine ve tüketimin daralmasına yol açarken, ihracata dayalı ekonomilerde büyümeyi baskılıyor. Risk primlerinin artması, borçlanma maliyetlerini yükseltiyor.
Merkez bankaları, küresel finansal döngülerin dalgalı seyrine karşı politika araçlarını çeşitlendiriyor. 2008-2009 Krizi sonrası, faiz ayarlamalarının yanı sıra makroihtiyati politikalar finansal istikrarı destekledi. Türkiye, diğer gelişmekte olan ülkeler gibi esnek ve çok araçlı politika bileşimleri uyguluyor. Karahan, para politikası duruşunun ihtiyatlı ve sıkı kalacağını ifade etti.