Küresel kahve sektörü, artan üretim maliyetleri ve arz sorunlarıyla sarsılıyor; Brezilya gibi büyük üretici ülkelerdeki kuraklık, kahve fiyatlarını rekor seviyelere taşırken, Arabica çekirdeklerinde kasım ayından bu yana %70, son 12 ayda ise %120’lik bir artış kaydedildi.
Tüccarların alımları durdurması ve perakendecilerin yüksek maliyetlerle baş edememesi, kahve ticaretini durma noktasına getirdi; ABD limanlarındaki kahve stoklarının yarı yarıya azalması ise krizin boyutunu gözler önüne seriyor.
Sektör temsilcileri, küçük işletmelerin kapanma riskiyle karşı karşıya olduğunu belirtirken, gelecekte arz fazlası ihtimali de tartışılıyor.
KAHVE FİYATLARI ARTMAYA DEVAM EDİYOR
Küresel kahve fiyatlarındaki hızlı yükseliş, başta Brezilya olmak üzere üretici ülkelerde yaşanan kuraklık ve iklim değişikliği kaynaklı sorunlardan besleniyor; Arabica kahve çekirdeklerinde kasım ayından beri %70’lik bir artış yaşanırken, son 12 ayda fiyatlar %120’yi aşarak rekor seviyelere ulaştı.
Brezilya’nın Minas Gerais bölgesinde aylardır devam eden kuraklık ve beklenmedik don olayları, kahve üretimini ciddi şekilde baltaladı; bu durum, dünya kahve arzının yaklaşık %40’ını karşılayan ülkenin 2025 için beklenen rekoltesini düşürdü. Tedarik zincirindeki aksaklıklar da fiyatları körüklerken, küresel nakliye maliyetlerinin artması ve limanlardaki konteyner sıkışıklığı, kahvenin uluslararası piyasalara ulaşmasını zorlaştırdı.
Bu sert yükseliş, kahve ticaretini durma noktasına getirdi; tüccarlar yüksek fiyatlar nedeniyle alımları minimuma indirirken, perakendeciler yeni sipariş vermekten kaçınıyor. ABD limanlarındaki kahve stoklarının yarı yarıya azalması, arzın talebi karşılayamaz hale geldiğini gösteriyor; bu durum, özellikle Avrupa ve ABD gibi büyük tüketici pazarlarında kahve fiyatlarının artmasına neden oldu.
Sektörde faaliyet gösteren küçük işletmeler, artan maliyetleri karşılayamadıkları için kapanma riskiyle karşı karşıya; uzmanlar, güçlü sermayeli büyük firmaların bu krizi atlatabileceğini, ancak küçük çaplı kahve dükkanlarının ayakta kalmasının zor olduğunu belirtiyor.
Öte yandan, Uganda ve Etiyopya gibi ülkelerde ekim alanlarının artması, uzun vadede arz fazlasına ve fiyatlarda ani bir düşüşe yol açabileceği ihtimalini gündeme getiriyor, bu da sektördeki belirsizliği artırıyor.
