AÇIK
Türkiye konut piyasasında reel fiyat düşüşü hız kesmeden sürüyor, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) şubat ayı verileri, nominal artışlara rağmen enflasyonun etkisiyle reel kayıpların 13’üncü aya ulaştığını ortaya koyuyor. Ülke genelinde fiyatlar bir önceki aya göre yüzde 2.8, geçen yılın aynı dönemine göre ise yüzde 31.3 artsa da reel bazda yüzde 5.6’lık bir gerileme yaşanıyor.
TCMB’nin son verilerine göre, Türkiye’de konut fiyat endeksi şubat ayında bir önceki aya kıyasla yüzde 2.8’lik bir artış göstererek 153.2 seviyesine ulaştı, ancak yıllık bazda nominal artış yüzde 31.3 ile sınırlı kaldı. Enflasyonun yüksek seyri nedeniyle reel düşüş yüzde 5.6 olarak hesaplanırken, bu gerileme son 13 aydır devam eden bir trendin parçası olarak dikkat çekiyor.
Reel kayıpların sürmesine rağmen düşüş oranında bir miktar azalma gözlemleniyor, bu da piyasanın dengelenmeye çalıştığına işaret edebilir. Ülke genelinde satılık konut arzının azaldığına dair son veriler, özellikle büyük illerde ilan sayılarının gerilediğini ortaya koyuyor.
Alım gücünün düşük kalması ve faiz oranlarının yüksek seyretmesi, konut talebini baskılamaya devam ediyor. Nominal fiyatlardaki artışın enflasyonun gerisinde kalması, konut sahiplerinin reel anlamda değer kaybı yaşadığını ve bu durumun yatırım algısını etkilediğini gösteriyor.
Konut fiyatlarındaki değişim bölge bölge incelendiğinde, ‘Erzurum, Erzincan, Bayburt, Ağrı, Ardahan, Kars, Iğdır’ yüzde 47.1’lik yıllık artışla fiyatların en çok yükseldiği bölge olarak öne çıkıyor, ‘Antalya, Burdur, Isparta’ ise yüzde 18.3 ile en az artışın yaşandığı bölge oldu. Büyük iller arasında İstanbul, aylık yüzde 2.6 ve yıllık yüzde 28.4’lük artışla hem aylık hem de yıllık bazda en düşük performansı sergileyen şehir olarak dikkat çekiyor. Ankara’da fiyatlar aylık yüzde 3.3, yıllık yüzde 37.2 artarken, İzmir’de ise aylık yüzde 3.8, yıllık yüzde 32.7’lik bir yükseliş kaydedildi.
Bu bölgesel farklılıklar, Türkiye’nin konut piyasasında homojen bir tablo olmadığını gösteriyor. Doğu illerindeki fiyat artışları, düşük baz etkisi ve yerel dinamiklerle açıklanırken, turizm bölgelerindeki yavaşlama, yabancı talebinin azalması ve yüksek stokla ilişkilendiriliyor. Ankara ve İzmir’deki nispeten daha yüksek artışlar ise kamu yatırımları ve göç hareketleriyle bağlantılı görünüyor. Ancak, reel düşüş tüm bölgelerde hissediliyor ve bu durum, konutun yatırım aracı olarak cazibesini sorgulatan bir faktör olarak öne çıkıyor.
GÜNDEM KORİDORU
03 Mayıs 2025