PARÇALI AZ BULUTLU
Mobilya sektörünün kalbinin atacağı, 21-25 Ocak tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan mobilya fuarı öncesinde, Mobilya Dernekleri Başkanı Federasyonu MOSFED Başkanı Ahmet Güleç ile özel bir sohbet gerçekleştirdik. Ahmet Güleç, mobilya sektörünün son durumu, ihracat rakamları ve sektörün karşılaştığı zorluklar hakkında çarpıcı bilgiler paylaştı. Gerçekleştirdiğimiz sohbette, mobilya sektörünün dinamiklerini ve geleceğe yönelik beklentilerini derinlemesine ele aldık.
Ahmet Güleç, mobilya sektörünün Türkiye ekonomisindeki önemine vurgu yaparak, sektörün son yıllardaki ihracat performansını detaylandırdı. Türkiye’nin mobilya ihracatında dünya sıralamasında üst sıralarda yer aldığını belirten Güleç, sektörün karşılaştığı zorluklara rağmen geleceğe umutla baktıklarını ifade ediyor. Güleç, özellikle global pazarlarda rekabeti artırmak için güçlü bir marka algısı oluşturmanın önemine vurgu yapıyor.
21-25 Ocak 2025 tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi (İFM) ve TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde aynı anda düzenlenecek olan Uluslararası İstanbul Mobilya Fuarı (IIFF), dünya mobilya sektörünün en prestiji organizasyonlarından biri olarak sektörün önde gelen temsilcilerini ve satın alma profesyonellerini İstanbul’da buluşturuyor. Dünyanın 152 ülkesinden satın alma profesyonellerini ağırlayacak olan fuar, 250 bin metrekarelik büyük bir sergileme alanı üzerinde gerçekleştirilecek.
Fuarda, üretici ile satın alma profesyonellerini bir araya getiren özel B2B görüşme programlarının organize edileceğini dile getiren Güleç, “Ticaret Bakanlığı desteğiyle gerçekleştirilecek olan bu görüşmeler ve fuar kapsamında getirilecek yabancı alım heyetleri, özellikle Türk mobilya ihracatının artırılmasına ve yeni ticari bağlantıların kurulmasına olanak tanıyacak” diyor ve konuşmasına şöyle devam ediyor: “2024 fuarında 144 bini aşkın ziyaretçi ağırlayan IIFF, bu yıl daha büyük bir katılımla gerçekleştirilerek hem global trendlerin hem de Türk mobilya üreticilerinin tanıtımı açısından önemli bir platform olmaya devam edecek.”
Artan siyasi gerilimlerin, savaş ortamının, Avrupa’daki ekonomik durgunluğun ve Çin’in son yıllardaki en yavaş büyüme hızına ulaşmasının, küresel talebi baskıladığını dile getiren Güleç, enerji maliyetlerindeki artışın, hammadde sıkıntılarının, lojistik zorlukların ve artan enflasyonun da işlerini zorlaştırdığını söyleyerek, “Kasım 2024 döneminde mobilya ihracatımız 4 milyar 135 milyon Dolara gerileyerek geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1,5 düşüş kaydetti. Yılı, geçen senenin ihracat rakamlarına yakın bir seviyede kapatmayı öngörüyoruz” diyor.
2025 yılı beklentilerinin ise durgunluktan çıkarak yeniden ivme kazanması yönünde olduğunu vurgulayan Güleç, “Trump yönetiminin gündeme getireceği bazı gümrük vergisi uygulamalarının Türkiye’nin lehine olabileceği ve bu sayede ABD’ye mobilya ihracatımıza katkı sağlayabileceği düşünülüyor. Ayrıca CSIL, 2025 yılında Hindistan’da mobilya tüketiminin reel olarak yüzde 5; Çin, ABD, İtalya, İspanya ve Kanada’da yüzde 2; Almanya, Birleşik Krallık, Fransa, Japonya ve Hollanda’da ise yüzde 1 artacağını tahmin ediyor. En büyük ihracat pazarlarımızdaki bu canlanmanın ihracatımıza olumlu yansıması bekleniyor” diyerek, yeni yıldan umutlu olduğunun altını çiziyor.
Teknolojik dönüşüm ve küreselleşmenin, mobilya sektöründe büyük bir değişim oluşturduğunu söyleyen Güleç, MOSFED olarak bu değişimlere hızlı uyum sağladıklarını ve aynı zamanda sektördeki dönüşümün öncüsü olmayı hedeflediklerini dile getiriyor. Mobilya üreticilerinin dijital dönüşüme, teknolojik altyapıya ciddi şekilde yatırım yaptıklarını ifade eden Güleç, şunları söylüyor:
“Özellikle akıllı mobilya ve çok işlevli tasarımlar hem yerel hem de global pazarlarda büyük ilgi görüyor. Değişime ayak uydurularak yapılan çalışmalar, tüketiciler tarafından takdirle karşılanıyor. Tabii sürdürülebilirlik de teknolojik dönüşümün merkezinde yer alıyor. Yenilenebilir malzemelerin kullanımı, karbon ayak izinin azaltılması ve döngüsel ekonomi prensipleri, sektörümüzün öncelikli konuları arasında.”
Güleç, pandemi sonrası oluşan tasarım trendlerinin daha kişiselleştirilmiş olarak geliştiğini söyleyerek, “Tüketiciler artık daha kişiselleştirilmiş, işlevsel ve estetik açıdan özgün mobilyalar talep ediyor. Minimalizm, doğadan ilham alan organik formlar ve geçmişle günümüzü birleştiren Retro-modern çizgiler öne çıkan trendler arasında” şeklinde konuşuyor.
Türkiye mobilya sektörünün sahip olduğu büyük potansiyele rağmen tanıtım, markalaşma ve ihracat konularında çeşitli zorluklarla karşı karşıya kaldığına dikkat çeken Güleç, “Global pazarlarda rekabet edebilmek için yalnızca kaliteli ürün üretmek yeterli değil, güçlü bir marka algısı oluşturmak, bu algıyı uluslararası arenada tanıtmak ve katma değeri yüksek ürünlere yönelmek büyük önem taşıyor” diyor.
MOSFED olarak sektörün karşılaştığı bu sorunları çözmek ve Türk mobilyasını dünyada bir marka haline getirmek için kapsamlı projeler ve etkinlikler düzenlediklerini belirten Güleç, şunları söylüyor: “IIFF, bu çabaların en somut örneklerinden biri. Yılın 365 günü üreticiler ile satın almacıları bir araya getiren dijital iş platformumuz Heartmade’nin de ana amacı Türk mobilyasını dünyada bir kategori markası haline getirmek. Satın almacıların 365 gün, 7/24 mobilya üreticisi ile bir araya gelmesini, en yeni ürünleri özelliklerine göre görüp incelemesini sağlayan platformumuz inanıyoruz ki ilerleyen yıllarda yabancı mobilya üreticileri için de bir çekim noktası olacak. Onlarda ürünleriyle bizim platformumuzda olmak isteyecekler.”
Tasarım odaklı büyüme stratejilerinden de bahseden Güleç, “Bir diğer fuar organizasyonumuz olan Furnishings & Design İstanbul (FDI); tasarımcılarımızı ve üreticilerimizi bir araya getirerek tasarım odaklı bir büyüme stratejisi oluşturuyor. Bu fuar ile tasarımı endüstrinin kalbine taşıyoruz. Tasarım, inovasyon ve sürdürülebilirlik tarafında güçlü bir hafıza oluşmasına öncülük ediyoruz” diyerek her alanda mobilya sektörü için çalıştıklarına vurgu yapıyor.
Sürdürülebilirlik konusunu odak merkezi olarak belirlediklerini ve bu kapsamda geliştirdikleri Yeşil Ekonomi Endeksi’nden bahseden Güleç, şu bilgileri veriyor: “Yeşil Ekonomi Endeksi, sektörümüzde çevre dostu üretim süreçlerini teşvik etmeyi, karbon ayak izini azaltmayı ve döngüsel ekonomi prensiplerine uygun bir üretim anlayışı benimsemeyi hedefliyor. Bu çalışmalar, global pazarların giderek daha fazla önemsediği sürdürülebilirlik standartlarını karşılamak ve Türk mobilya sektörünü çevre dostu üretimde lider konuma taşımak için kritik önem taşıyor.”
Son olarak Türkiye’nin dünyada tüm mobilya gruplarında üretim yapan 4 ülkeden biri olduğuna dikkat çeken Güleç, “Ancak rekabet gücümüzü koruyabilmek ve artırabilmek için sürekli yeni stratejiler geliştirmemiz gerekiyor. Sektör olarak, geleneksel ihracat pazarlarımız olan Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’nın yanı sıra yeni pazarlar keşfetmeye odaklanıyoruz. Bu doğrultuda, Türk mobilya sektörünün global pazarlarda daha güçlü bir yer edinmesi için iki temel stratejiyle ilerliyoruz: Markalaşma ve farklılaşma. Yüksek katma değerli ürünler üretmek, inovasyonu ve tasarımı öne çıkarmak bu stratejilerin temelini oluşturuyor” ifadelerini kullanıyor.
GÜNDEM KORİDORU
06 Haziran 2025