AÇIK
Uluslararası Para Fonu, jeopolitik gerilimlerin ve ticari kısıtlamaların finansal piyasaları tehdit ettiğini açıkladı. 21 Nisan’daki bahar toplantıları öncesi yayımlanan rapor, borsalarda büyük düşüş riskine dikkat çekiyor.
Küresel Finansal İstikrar Raporu’nun bir bölümü, jeopolitik risklerin hisse senedi piyasalarını ciddi şekilde etkileyebileceğini ortaya koyuyor. 2022’den bu yana savaşlar, diplomatik krizler, terör olayları ve ticaret kısıtlamaları gibi unsurların haberlere dayalı risk ölçümlerinde keskin bir artış gösterdiği belirtiliyor. Araştırmalar, bu tür olayların hisse senedi fiyatlarını tüm ülkelerde aylık ortalama yüzde 1 düşürdüğünü, gelişmekte olan piyasalarda ise bu oranın yüzde 2,5’e ulaştığını gösteriyor. Özellikle çatışmalar, diğer risk faktörlerine kıyasla piyasalarda iki kat daha fazla tahribat yaratıyor.
Örneğin, 2022’de başlayan Ukrayna’daki savaş, hisse senedi getirilerini aylık ortalama yüzde 5 oranında aşağı çekti. Bu tür olaylar, ekonomik belirsizliği artırarak yatırım portföylerinde beklenmedik kayıplara yol açıyor. Ticaret savaşlarının yeniden alevlenmesiyle birlikte, özellikle Asya ve Avrupa borsalarında volatilitenin yükseldiği gözleniyor. Finansal kuruluşların bu risklere karşı yeterli sermaye ve likiditeyle hazırlanması gerektiği vurgulanıyor. Jeopolitik gerilimlerin sadece hisse senetlerini değil, hükümet borçlanma maliyetlerini de artırabileceği ifade ediliyor.
Ticari kısıtlamalar ve gümrük vergileri, küresel piyasalarda yeni bir baskı unsuru olarak öne çıkıyor. Son haftalarda açıklanan ek tarifeler, hisse senedi piyasalarında dalgalanmalara neden oldu. Rapor, bu gerilimlerin ekonomik belirsizliği körükleyerek piyasa kuyruk risklerini artırdığını belirtiyor. Kuyruk riski, yatırım portföylerinde aşırı kayıplar yaşanma olasılığı olarak tanımlanıyor ve bu durum borsa çöküşü ihtimalini yükseltiyor. Özellikle teknoloji ve otomotiv gibi ihracat odaklı sektörler, tarifelerden en çok etkilenen alanlar arasında yer alıyor.
Gelişmekte olan ülkeler, jeopolitik şoklara karşı daha kırılgan bir konumda bulunuyor. Bu piyasalarda hisse senedi getirilerindeki düşüş, küresel ortalamanın üzerinde seyrediyor. Finansal istikrarı tehdit eden bu dinamikler, merkez bankalarının para politikalarını da zorlaştırıyor. Küresel ticaret hacmindeki daralma, borsalardaki güveni sarsarken, yatırımcıların riskten kaçınma eğilimi artıyor. IMF, finansal kurumların stres testlerini güçlendirerek bu tür şoklara hazırlıklı olmalarını öneriyor. Bu uyarılar, piyasalarda temkinli bir havanın hakim olmasına yol açıyor.
IMF, jeopolitik risklerin finansal piyasalar üzerindeki etkisini azaltmak için bir dizi önlem öneriyor. Finansal kuruluşların sermaye ve likidite tamponlarını güçlendirmesi, olası şoklara karşı direnci artırabilir. Ayrıca, düzenleyici kurumların risk yönetimi çerçevelerini güncelleyerek piyasaları daha iyi izlemesi gerektiği belirtiliyor. Rapor, merkez bankalarının enflasyonla mücadele ederken finansal istikrarı göz ardı etmemesi gerektiğini vurguluyor. Bu denge, özellikle gelişmekte olan ekonomiler için kritik önem taşıyor.
Piyasa volatilitesinin artmasıyla birlikte, yatırımcıların portföylerini çeşitlendirmesi öneriliyor. Altın ve devlet tahvilleri gibi güvenli liman varlıklarına olan talep artarken, hisse senedi piyasalarında seçici davranılması gerektiği ifade ediliyor. Küresel ticaretin yeniden şekillenmesi, uzun vadede yeni fırsatlar yaratabilir, ancak kısa vadede belirsizlik hakim. IMF, hükümetlerin jeopolitik gerilimleri azaltmak için diplomasiye ağırlık vermesi gerektiğini belirtiyor. Finansal piyasaların dayanıklılığını artırmak için uluslararası iş birliği de kritik bir rol oynuyor.
Jeopolitik riskler, hisse senedi fiyatlarını aylık ortalama yüzde 1 düşürüyor, gelişmekte olan piyasalarda bu oran yüzde 2,5’e ulaşıyor. Çatışmalar, getirilerde yüzde 5’lik kayıplara yol açıyor. Ekonomik belirsizlik, borsa çöküşü riskini artırıyor.
IMF, savaşlar, diplomatik krizler, terör olayları ve ticaret kısıtlamalarını başlıca riskler olarak sıralıyor. 2022’den bu yana bu risklerde keskin artış yaşanıyor. Ticari gerilimler, finansal istikrarı tehdit ediyor.
Finansal kuruluşların sermaye ve likidite rezervlerini güçlendirmesi öneriliyor. Merkez bankaları, enflasyonla mücadelede finansal istikrarı gözetmeli. Yatırımcılar, portföy çeşitlendirmesiyle riskleri azaltabilir.
GÜNDEM KORİDORU
06 Mayıs 2025