İlk “Türk Demiri”nin 86. yılı

0

Karabük Demir ve Çelik Fabrikaları (KARDEMİR), Türkiye Cumhuriyeti’nin sanayileşme hedefleri doğrultusunda atılan en önemli adımlardan biri olarak 1937 yılında temelleri atılan, 1939 yılında ise ilk üretimini gerçekleştiren dev bir sanayi yatırımı oldu. Cumhuriyetin ilk ağır sanayi tesisi olma özelliğini taşıyan KARDEMİR, yalnızca Karabük’ün değil, Türkiye’nin sanayileşme tarihinde mihenk taşı kabul ediliyor.

“KARDEMİR BİR İRADE VE BAĞIMSIZLIK MÜCADELESİDİR”

KARDEMİR Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Demir, fabrikanın kuruluşundan bugüne geçen sürecin sadece bir üretim yolculuğu değil, aynı zamanda bir irade, azim ve bağımsızlık mücadelesi olduğuna dikkat çekti. Demir, “10 Eylül 1939’da gerçekleştirilen ilk Türk demiri üretimi, Cumhuriyetimizin sanayi vizyonunun somut bir ifadesi olmuştur. Ülkemizin sanayi tarihinin dönüm noktasıdır. Bu adım, Türkiye’nin kendi ham maddesini işleyerek yüksek katma değerli ürünlere dönüştürme kararlılığının en güçlü sembolüdür.” sözleriyle fabrikanın önemini vurguladı.

STRATEJİK ÜRÜNLERLE ÜLKE EKONOMİSİNE KATKI SAĞLADI

Kuruluşundan itibaren birçok ilke imza atan KARDEMİR, yalnızca demir üretmekle kalmadı; Türkiye’nin ekonomik ve teknolojik bağımsızlığının da kapılarını araladı. Yıllar içinde gelişen mühendislik kabiliyeti, yetişen insan kaynağı ve modernleşen üretim teknolojileriyle sanayiye yön veren bir kurum haline geldi. Türkiye’nin ilk yerli demir yol rayını ve ilk yerli demir yolu tekerleğini üreten KARDEMİR, ülkenin ulaşım altyapısına doğrudan katkı sağlayarak stratejik bir rol üstlendi.

İsmail Demir, KARDEMİR’in önemini şu sözlerle özetledi: “Burada üretilen her ürün, yalnızca bir sanayi çıktısı değil; aynı zamanda Cumhuriyetimizin kendi ayakları üzerinde durma iradesinin, ekonomik bağımsızlık hedeflerinin bir yansımasıdır. KARDEMİR, geçmişten bugüne bu vizyonu kararlılıkla sürdürmüş ve sürdürmeye devam etmektedir.”

86 yıl önce toprağa atılan bu sanayi tohumunun, bugün Türkiye’nin ağır sanayideki en köklü miraslarından birine dönüşmesi, hem ülkenin kalkınma yolculuğunun hem de mühendislik gücünün gurur verici bir göstergesi olarak görülüyor.