Sanayi sektörleri arasında en çok ihracat yapan 6’ncı sektör olan Demir ve Demir Dışı Metaller sektörünün mayıs ayı ihracatı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 5,8 artarak 1,2 milyar Dolar olarak gerçekleşti.
İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB), mayıs ayı ve ocak-mayıs dönemi ihracat rakamlarını açıkladı. Türkiye’nin ihracatı, mayıs ayında geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 11,4 artışla 24,1 milyar Dolara çıkarak tüm zamanların aylık ihracat rekoruna imza attı. Demir ve Demir Dışı Metaller sektörünün mayıs ayı ihracatı bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 5,8 artış ile 1,2 milyar dolar, Ocak-Mayıs dönemi ihracatı ise geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 5,2 düşüşle 5,1 milyar Dolar olarak gerçekleşti. Demir ve Demir Dışı Metaller sektörü genel ihracattan yüzde 5,4 pay alarak sanayi sektörleri arasında en çok ihracat gerçekleştiren 6’ncı sektör oldu.
Demir ve Demir Dışı Metaller alt sektörlerinde ise mayıs ayında ihracat şöyle gerçekleşti; Alüminyum sektöründe yüzde 4,78 artış ile 471,27 milyon Dolar, Yapı Malzemeleri sektöründe yüzde 7,06 artış ile 2,7 milyar Dolar, Genel Mutfak sektöründe yüzde 6,2 artış ile 550 milyon Dolar, Metal Ambalaj sektöründe yüzde 0,6 azalış ile 49,5 milyon Dolar, Armatür sektöründe yüzde 7,33 artış ile 382 milyon Dolar, Hırdavat sektöründe yüzde 9 artış ile 1,1 milyar Dolar, Bakır sektöründe yüzde 22,15 artış ile 229 milyon Dolar, Döküm sektöründe yüzde 3,20 artış ile 1,05 milyar Dolar olarak gerçekleşti.
Açıklanan rakamları değerlendiren Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Tecdelioğlu, Demir ve Demir Dışı Metaller sektörlerinin Türkiye ekonomisinde önemli bir yer tuttuğunu belirtti.
Ham madde olarak yurtdışına bağımlı olmanın emtia piyasalarındaki değişimlerden doğrudan etkilendiklerini vurgulayan Tecdelioğlu, “Özellikle, demir gibi ana ham madde fiyatlarındaki dalgalanmalar, sektördeki maliyetleri ve kar marjlarını etkiliyor. Bu durum, döviz kurlarındaki dalgalanmalarla da bağlantılı. Çünkü ham madde fiyatlarındaki artışlar, ithalat maliyetlerini yükselterek döviz talebini etkileyebiliyor. Dolayısıyla, Türkiye’nin Demir ve Demir Dışı Metaller sektörlerindeki bu bağımlılığı, ekonomik karar alıcılara dövizdeki dalgalanmaları izleyerek ve etkilerini değerlendirerek politika oluşturma konusunda daha dikkatli olma gerekliliğini ortaya koyuyor” dedi.
Son dönemde Türkiye’de ihracat konusunda yeni yaklaşımların ve perspektiflerin öneminin giderek arttığını belirten Tecdelioğlu, “Ham madde ve emtia fiyatlarındaki bakır ve alüminyumdaki yükseliş finansman zorluğuna ve işletme sermayesindeki darlığa daha çok engel oluyor. Sermaye açığı ciddi bir finansman kullanımına sebebiyet vermekte. Fakat yüksek faizlerden dolayı ciddi bir şekilde kâr erozyonu oluşmakta. İhracatın sürdürülebilir büyümesi için döviz kurlarındaki istikrarın sağlanması ve maliyetlerin kontrol altında tutulması önemli. Türkiye, ihracatını artırmak için sadece döviz kurlarındaki artışlara değil, aynı zamanda rekabetçiliği ve üretim altyapısını güçlendirecek uzun vadeli stratejilere odaklanmalı diye düşünüyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’nin ihracatının artan jeopolitik gerilimlere rağmen istikrarlı bir şekilde devam etmesinin, Türkiye’nin ekonomik direncini ve dış ticaretteki çeşitliliğini gösterdiğinin altını çizen Tecdelioğlu, “İsrail-Filistin ve Rusya-Ukrayna gibi çatışmaların etrafımızda artması, bölgesel istikrarsızlık endişelerini beraberinde getiriyor. Ancak, Türkiye’nin ihracatının hız kesmeden devam etmesi, ülkenin ekonomik yapısal gücünü yansıtıyor. Bu süreçte, Türkiye’nin dış ticaretteki çeşitliliği ve pazarlara erişim stratejileri önemli bir rol oynuyor. Ülke, sadece yakın coğrafyasındaki değil, aynı zamanda dünya genelindeki pazarlara da odaklanarak ihracatını çeşitlendiriyor. Bu noktada, iş dünyasının ve ihracatçıların esneklik göstermesi, pazarlardaki değişimlere hızlı bir şekilde uyum sağlaması ve krizler karşısında alternatif pazarlar arayarak çeşitliliği artırması da önem taşıyor” dedi.
GÜNDEM KORİDORU
22 Kasım 2024