Gençlerin eğitim hayatlarını tamamlayıp iş dünyasına atılması konusunda en önemli artı değerlerden biri gençlerin yetkinliklerini artırmış olması. Fakat bu noktada belli bariyerler mevcut. Özellikle dezavantajlı imkânlara sahip gençler için yetkinlik artırmak bir lüks haline geliyor. Bazen işler onlar için sanılandan daha karmaşık olabiliyor. Bu sebeple onlara yön gösterme ve öncü olma sorumluluğu da işin ehli kişilere, kurumlara düşüyor. Bu ihtiyaca en iyi cevap veren kurumlardan biri ise Esas Sosyal. Geçtiğimiz günlerde 10’uncu yılını kutlayan kurum, bu işi kendine görev edinmiş durumda. Birden fazla programla işin merkezinde bulunuyorlar. İşverenlerce daha az bilinen üniversitelerden mezun olan öğrencilerin iş dünyasına entegrasyonu konusunda sivil toplum kuruluşlarında 12 ay süren süren dolu dolu bir iş deneyimi fırsatı sunuyorlar, İlk Fırsat Akademisi ile program katılımcılarının yekinliklerini güçlendiriyorlar ve 12 ayın sonunda gençlerin yeni işlerine geçişlerinde yüzde 99 gibi başarılı bir orandan söz ediyorlar. Öte yandan İngilizce bariyerleri dolayısıyla talep ettiği pozisyondan çok uzakta kalan gençleri de atlamayan kurum, bir de mezunlar komitesi başlattıkları işin sürekliliğini sağlıyor. Programa katılan gençler ile iletişimi koparmadan sürecin her bir evresine hâkim olmak konusunda da iddialılar. Esas Yönetim Kurulu Başkan Vekili Emine Sabancı Kamışlı, 10 yıldır verilen emeğin ardından gelinen noktadan memnun. Esas Sosyal’i anlatırken Esas ’ın Robin Hood’u diye bahsediyor Sabancı Kamışlı.
“AKIL BAĞIYLA BİR AİLE OLDUK”
Genç işsizliği konusuna özenle dikkat çeken Esas Yönetim Kurulu Başkan Vekili Emine Sabancı Kamışlı, “Gençler bizim geleceğimiz” diyor.
Gençlerin umutlu olması gerektiğini, bu noktada herkese görev düştüğünü ifade eden Kamışlı, problemin kişilerin değil bizzat toplumun problemi olduğunu söylüyor. Esas Sosyal’in ise gençlerin umudunu tekrar yeşertmeye öncülük ettiğini dile getiren Sabancı Kamışlı, “Farklı programlar yaptık ki gençlerimiz fark edilebilsin, o bariyerleri geçebilsin, fırsat eşitliği olsun. Birçok yerde gençlerimiz mülakatlara bile çağırılmıyor. O filtreleri geçemiyor. Geçmesi için neler lazım diye düşündük ve Esas Sosyal’de bunu değiştirmek için çalışmaya başladık” diyerek işe başlarken edindikleri temel motivasyonu anlatıyor. Kurumun bünyesindeki birinci program Şevket Sabancı Vizyonuyla İlk Fırsat. Bu programla Anadolu’nun işverenlerce daha az bilinen üniversitelerinden mezun olan gençler sivil toplum kuruluşlarında bir sene tam zamanlı, maaşlı iş bulma imkânına sahip oluyor. Dolayısıyla kuvvetli bir referansla iş deneyimi kazanmış oluyorlar. Bu programı tamamlayan gençlerin yüzde 99 oranında işe girdiklerini ifade ediyor Sabancı Kamışlı. İkinci program ise Hayırlı Sabancı Desteğiyle İngilizce Fırsatım. Burada da yine Anadolu’nun işverenlerce daha az bilinen üniversitelerinde okuyan gençlere bir yıl boyunca İngilizce eğitimi veriliyor.
Emine Sabancı Kamışlı söz konusu programı şu sözlerle anlatıyor: “Bu programa 150 kişi ile başlamıştık, şu an programa devam eden 500 katılımcı ile beraber 1.600 gence dokunduk. Ayrıca bu programların tepesinde oturan bir mezunlar komitemiz var. Sürdürülebilirlik için bu çok önemli. Çünkü biz bir ürün yarattık. O ürünün takip edilmesi ve bizlerden sonra da yaşaması lazım. Esas Sosyal Esas Sosyal programlarından mezun olan gençler kendinden sonra gelenlere buddy’lik yapıyorlar. Aynı hedefe odaklanan 5000 kişilik ekosistemle biz bir akıl bağıyla bir aile yarattık. Bunu da hep beraber ileriye götürmemiz lazım.”
“SEN DE VARSIN VE İYİSİN”
Esas Sosyal’i kurarken bir sosyal sorumluluk projesinden ziyade iş gibi görerek büyük bir ciddiyetle başladıklarını ifade eden Sabancı Kamışlı, “Birinci kural biz vakıf, dernek değiliz. Bu bir iş kolu, Esas’ın ana iş kollarından biri. Diğer iş kolların[1]da olduğu gibi fizibilite ve iş planı yapıyoruz. Sürdürülebilirlik için sosyoekonomik etkileri ölçülebilir olmalı” diyor. Sabancı Kamışlı, Esas Sosyal’in kuruluş amacını anlatırken “Ülkemizdeki en önemli değeri, gençlerimiz olarak görüyoruz. Ama bazı kopukluklar var, bu gençlerimiz fırsatlarını bulamıyor. Bu sebeple dedik ki gençlerimize dokunalım. Eğitim yatırımı yapılmış gençlerimize dokunalım. Onlara “Sen de varsın ve iyisin” hissini kamçılayalım dedik” diye konuşuyor. Bu projeleri hayata geçirirken manevi kâr amacı taşıdıklarını aktaran Sabancı Kamışlı, “10 yıl içinde öğrendiklerimizden bakıyoruz, biz de sorumluyuz. Bu probleme katkıda bulunuyoruz iş dünyası olarak. Bu gençler mülakata çağrılmıyor, çünkü insan kaynakları ben üniversiteyi tanımıyorum, o riski almam diye düşünüyor.
Diğer yandan o insan kaynakları şirketi gidip 300-500 kişiye burs veriyor” diyerek insan kaynaklarında ön yargılardan kaynaklı sorunları aktarıyor ve çözümü de beraberinde veriyor: “Bir şirket içerisinde bir makineyi siz üretim müdürüne sormadan, planlamadan almazsınız. Burs vermek de böyle olmalı, insan kaynakları almayabilir ama diğer taraf demeli ki ‘Ben şirketin parasından burs verdim, en azından mülakata çağıralım.’ Unutmayın o mülakata çağırılmak bile umuda iyi geliyor.”
