Türkiye’de bilimsel gelişimin simge platformlarından biri haline gelen Eczacıbaşı Tıp Ödülleri, 66’ncı yılında da tıp ve eczacılık alanında çığır açan çalışmalarıyla insan sağlığına katkı sunan bilim insanlarını onurlandırdı. Dr. Nejat F. Eczacıbaşı’nın 1959 yılında başlattığı bu köklü gelenek, yalnızca ödül vermekle kalmayıp, bilimin toplumdaki değerini güçlendirmeyi, genç araştırmacılara ilham olmayı sürdürüyor. Etkinlikte konuşan Eczacıbaşı Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, iklim krizi, doğal afetler ve pandemi gibi küresel zorlukların bilimin önemini bir kez daha ortaya koyduğunu vurgulayarak, Türkiye’nin bilimsel üretim kapasitesindeki yükselişe dikkat çekti.

İçinde bulunduğumuz çağın, insanlık tarihinin en zorlu sınavlarını karşımıza çıkardığını söyleyen Bülent Eczacıbaşı, bu dönemin insanlığa olağanüstü imkanlar da sunduğunu belirtti. Son yıllarda tıp biliminin insan hayatına doğrudan dokunan çığır açıcı araştırmalara sahne olduğunun altını çizen Eczacıbaşı, “Yapay zeka destekli görüntüleme teknikleriyle kanserin erken evrede tespiti, genetik araştırmalarda kalıtsal hastalıkların tedavisinde yeni ufuklar, nörobilimde alzheimer ve parkinson gibi hastalıkların mekanizmalarının çözülmesi. Bunlar, bilimin insanlık için nasıl yaşamsal bir yol açtığını gösteriyor. Türkiye’de bu yolculuğun güçlü bir parçası” dedi.

Bilimsel yayın sayısı ve niteliğinin her yıl artığını ve TÜBİTAK verilerine göre Türkiye’nin dünyada ilk 20 içinde yer aldığını söyleyen Eczacıbaşı, öğretim üyesi başına düşen bilimsel yayın sayısının 2018-2023 yılları arasında yüzde 25’in üzerinde arttığını belirtti. Bu artışın akademik üretkenlikteki yükselişi ortaya koyduğunun da altını çizen Eczacıbaşı biyoteknoloji alanında faaliyet gösteren girişimlerin sayısının ise, yalnızca üç yılda yüzde 35’in üzerinde büyüyerek 2023’te 687’ye ulaştığını belirtti.
Pandemi bize bir ülkenin ya da toplumun tek başına ayak ta kalamayacağını, bilimin küresel bir ortak dili olduğunu gösterdiğini de söyleyen Eczacıbaşı, iklim krizinin insanlığın geleceğini tehdit ederken, yine bilimin kanıta dayalı yol göstericiliğinin en güvenilir pusulamız olduğunu belirtti. Yanlış bilgi çağında aklın ve bilimin yolundan ayrılmamanın, toplumların sağlığı ve güvenliği için her zamankinden daha kritik olduğunu da dile getiren Eczacıbaşı, “Dr. Nejat Eczacıbaşı tıp ödülleri yalnızca bir ödül programı değil, aynı zamanda bilime olan güvenin ve saygının da ifadesidir. Amacımız tıp ve eczacılık bilimlerinin gelişimine katkıda bulunmak ve değerli çalışmaların toplum tarafından duyulmasını sağlamak” diye konuştu.

Törende, Tıp Onur Ödülü, “afetnefrolojisi” kavramını dünyaya kazandırarak afet tıbbına yön veren Prof. Dr. Mehmet Şükrü Sever’e verildi. Böbrek nakli ve ezilme sendromu alanındaki çalışmalarıyla tanınan Prof. Dr. Sever, halen afet dönemlerinde tıbbi müdahale stratejileri üzerine uluslararası araştırmalar yürütüyor. Tıp Bilim Ödülü ise, mikro ve nano ölçekte sıvı akışlarını kullanarak geliştirdiği “çip üstü kavitasyon” teknolojisiyle erken tanı ve tedaviye yeni bir boyut kazandıran Prof. Dr. Ali Koşar’ın oldu. Koşar’ın çalışması, kanser, böbrek taşı ve prostat gibi hastalıkların teşhisinde devrim niteliği taşıyor.
GÜNDEM KORİDORU
05 Aralık 2025