Doğa, biz olmasak da var olmaya devam edecek ama doğa yoksa insanın varlığını devam ettiremeyeceği hepimizin malumu. Çevresine olan etkilerini fark edebilme yeteneğine sahip olan insan, bu gerçeği bilmesine rağmen her gün doğaya, çevreye, ekosisteme ve kendisine zarar verecek kararlar alıyor. Doğayı, doğadan geleni, doğal olanı yok ederek, yerine yapay muadillerini yerleştiriyor. Bunun en çarpıcı örneği ise bal… Oysa, hiçbir yapay müdahaleye maruz kalmamış olan doğal bal, adeta zamanın kendisini durduruyor. Bunun en çarpıcı örneklerinden biri, Mısır piramitlerinde, Milattan önceki döneme tarihlenen ve Tutankhamun’un mezarında arkeologlar tarafından keşfedilen kapalı bal küpleri, binlerce yıl geçmesine rağmen bozulmadan korunmuştu. Balın içinde doğal olarak bulunan ve bakteri üremesini engelleyen enzimler, onu yüzyıllarca koruyabilmiştir. Bu olağanüstü durum, balın zamanın etkisinden bağımsız bir besin olarak var olabileceğini kanıtlamaktadır. O nedenle arıların yaşaması ve balın en doğal haliyle kalması için hem arıcıya hem sanayiciye hem de tüketiciye önemli görevler düşüyor.
Arılar ve doğal bal hakkında sayısız sosyal sorumluluk ve farkındalık projesi hayata geçiren Balparmak Yönetim Kurulu Başkanı Özen Altıparmak, “Sektör lideri olarak bu çabayı ülkemize, işini hakkıyla yapan emektar arıcı dostlarımıza ve tüketicimize karşı sorumluluğumuz olarak görüyoruz” diyor. Arıcıların binbir emekle elde ettiği doğal balların birçok market rafında yerini koruyan bal benzeri hileli ürünlerle rekabet edebilmesinin çok zor olduğunun altını çizen Altıparmak, arıcılığın ne kadar önemli bir meslek olduğunu şu sözlerle anlatıyor: “Arıcılık, ülkemizde ata yadigarı bir meslek ve göçer arıcılık şeklinde ailece yürütülüyor. Kadın, erkek, bebek, çocuk, genç ve yaşlı, kısacası ailenin tüm üyelerinin eşlik ettiği bu meşakkatli meslek, ağır doğa ve yaşam koşulları altında sürdürülüyor.”
Bahar ayında, çiçeklerin açmaya başladığı dönemde başlayan zorlu yolcuğun, aralık ayının ortalarına kadar devam ettiğini vurgulayan Altıparmak, “Ancak arıcıların yaşadığı zorluk bununla da sınırlı değil; emek yoğun bu meslek da lında, taklit ve tağşiş yani balda yapılan hileler sorunu da giderek büyüyen bir tehdit oluşturuyor. Doğal bal üretimi için yıl boyunca doğayla iç içe çalışan, işini hakkıyla yapan arıcılar, son yıllarda sahte ve katkılı ürünlerle mücadele etmek zorunda kalıyor” diyor.
Tesislerine gelen balları özenle analiz ettiklerini dile getiren Altıparmak, “Tesisimize gelen balları, Türkiye’nin bal ve diğer arı ürünleri alanında ilk, gıda alanında 8. olan Ar-Ge merkezimizde geliştirdiğimiz yeni metotlar da dahil olmak üzere APİLAB Kalite Kontrol Laboratuvarımızda en az 100 parametrede analiz ediyoruz. Bir yandan da gittikçe yaşlanan ve artık bir meslek tercihi olmaktan çıkmaya başlayan arıcılık mesleğinin sürdürülebilirliğine destek olmak için de eğitim projeleri hayata geçiriyoruz. Bunun için 2015 yılında başlattığımız Orkide projemizin kapsamını genişleterek projenin Balparmak Arıcılık Akademisi adıyla yoluna devam etmesine karar verdik. Balparmak Arıcılık Akademisi, 2018’den beri kırsal kalkınma bölgelerindeki kadın ve gençlerin arıcılığa kazandırılması misyonuyla, arıcı dostlarımızın gelişimlerini destekliyor” şeklinde konuşuyor.
Balparmak, tüketicisine sunduğu “Bu Doğallık Nereden Geliyor” izlenebilirlik projesi ile doğal bala güvenle ulaşmayı mümkün kılıyor. Bu proje ile Balparmak ürünlerinin üzerine yerleştirilen Kare Kod uygulaması sayesinde, tüketicilerine ürünlerini doğrulatabilme ve ürünlerin analiz raporuna ulaşma imkânı sağlıyor. Balparmak Yönetim Kurulu Başkanı Özen Altıparmak, bu projeye verdikleri önemi şu sözlerle ifade ediyor: “Tüketicilerimizin evine götürdüğü, sofrasına koyduğu ürünün doğal ve tüm kalite standartlarına sahip olduğunu, hangi bölgeden geldiğini ve içindeki polenlerin bitki, çiçek kaynağını görebilmelerini istiyoruz. Böylece, ürünle ilgili tüm bilgilere sahip olduktan sonra geriye yalnızca onu keyifle ve huzurla tüketmeleri kalıyor” diyor.
“Bu Doğallık Nereden Geliyor” izlenebilirlik projesini 2025 takvimine de taşıyan Balparmak, tam 33 yıldır aralıksız yayınlanan ve her yeni yılda tüketicileri tarafından merakla beklenen Balparmak Takvimi’nde şu mesajı veriyor: “Doğa, her şeyin başlangıcı. Her sabah üstümüzde yükselen güneş, yemyeşil ormanlar, mis kokulu çiçekler, toprakla buluşan yağmur… Kusursuz bir düzen. Doğanın içindeki her bir parça, yaşamın devamı için birlikte çalışıyor ve doğa, sunduğu mucizeleriyle bize hayat veriyor. Bu hayranlık uyandıran yaşam döngüsünün en çalışkan üyeleriyse hiç şüphesiz ki arılar. Doğanın eşsiz mimarları arılar, kendi dünyalarında mükemmel bir ahenkle çiçekten çiçeğe dolaşırken hiç farkında olmadan yaşamı devam ettiriyorlar. Bu küçük varlıkların özenle taşıdığı polenler yaşamı canlandırıyor. Arıların asıl mucizesiyse sabırla ve özveriyle ürettikleri o sihirli damlalardan geliyor; bal! Arıların insanlığa hediyesi, dünyanın doğal lezzeti. İşte biz doğanın mucizesi, arıların emeği ve arıcıların fedakarlığıyla süren bu doğal iş birliğini saygıyla devralıyoruz. Balın, doğadan sofranıza uzanan bu benzersiz hikâyesini özenle takip ediyor ve doğallıklarını koruyarak siz değerli Balparmak sevenlerin sofralarına taşıyoruz.”