PARÇALI BULUTLU
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Mart 2025 enflasyon verilerini açıklamasıyla birlikte Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda ekonomi programının temel önceliğinin enflasyonu düşürmek olduğunu vurguladı ve geçen yıl Haziran’dan bu yana devam eden dezenflasyon sürecinin 10 aydır kesintisiz ilerlediğini belirtti. Tüketici enflasyonunun %38,1’e gerileyerek 37,4 puanlık düşüş gösterdiğini ifade eden Yılmaz, tek haneli oranlara ulaşana kadar kararlı mücadelenin süreceğini aktardı.
TÜİK’in açıkladığı Mart 2025 verilerine göre, tüketici enflasyonu aylık %2,46 artarken, yıllık bazda %38,1’e geriledi ve bu seviye, dezenflasyon sürecinin başladığı Haziran 2024’ten bu yana 37,4 puanlık bir düşüşü işaret ediyor. Yılmaz, bu sürecin 10 aydır kesintisiz devam ettiğini ve ekonomi programının güçlü bir siyasi ve sosyal sahiplenmeyle başarıyla uygulandığını belirtti.
Gıda fiyatlarının Ramazan etkisiyle aylık bazda %1,2 puanlık katkı sağladığı ifade edilirken, hizmet enflasyonundaki katılığın kırılmaya devam ettiği gözlendi.
Yılmaz, yurt içi üretici fiyatlarının artış hızının bir önceki aya göre azalması ve yıllık üretici enflasyonunun %23,5’e gerilemesiyle, maliyet kaynaklı baskıların hafiflediğini vurguladı. Bu durum, tüketici fiyatları üzerindeki yükün azaldığını gösterirken, enflasyonla mücadelede önemli bir adım olarak değerlendirildi.
Hükümetin para ve maliye politikalarını etkin şekilde koordine ettiği belirtilirken, kısa vadeli dalgalanmalara karşı kurumların hızlı müdahale kapasitesine sahip olduğu kaydedildi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, enflasyonu düşürmenin yanı sıra yatırım ortamını iyileştirme, verimliliği artırma ve ihracat odaklı bir makroekonomik çerçeve ile dengeli büyümeyi hedeflediklerini açıkladı. Tek haneli enflasyon oranlarına ulaşana kadar kararlı mücadelenin süreceğini vurgulayan Yılmaz, bu süreçte istikrarlı bir ekonomi ve kapsayıcı sosyal politikalar için tüm paydaşlarla işbirliği yapılacağını belirtti.
Programın ana çerçevesinin istikameti koruduğu ve dönemsel etkilere karşı esneklik sağladığı ifade edildi.
Ekonomi programının başarısı, beklentilerin sağlıklı yönetimi ve enflasyonla mücadelede koordineli politikalarla destekleniyor. Yılmaz, kısa dönemli olumlu veya olumsuz etkilere rağmen programın temel yapısının korunduğunu ve kurumların bu tür dalgalanmalara hızlı tepki verebildiğini aktardı.
Mart ayı enflasyon verilerinin %38,1’e gerilemesi, piyasalarda sınırlı bir iyimserlik yaratırken, Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksinin bugün %0,08’lik artışla 9.530,67 puana yükselmesi bu iyimserliği yansıttı. Analistler, enflasyonun düşüş trendinin devam etmesi halinde, yatırım ve istihdam artışının hızlanabileceğini öngörüyor.
ABD’nin Trump yönetimi altında açıkladığı %10-%50 arasındaki gümrük tarifeleri, küresel ticarette belirsizlik yaratırken, Türkiye’nin %10’luk tarife diliminde yer alması ihracatta avantaj sağlayabilecek bir unsur olarak öne çıkıyor. Yılmaz’ın açıklamaları, bu küresel riskler karşısında Türkiye’nin enflasyonla mücadelede kararlılığını koruduğunu ve iç dinamiklere odaklandığını gösteriyor.
Altın fiyatlarının 3 bin 167,84 dolara ulaşarak rekor kırması, küresel belirsizliklerin güvenli liman arayışını artırdığını ortaya koydu.
Yılmaz, enflasyonun çok daha düşük oranlara gerilediği bir ortamda istikrarlı büyüme ve sosyal refahı artırma hedefini vurgularken, bu hedefin küresel dalgalanmalara rağmen sürdürüleceğini belirtti. Türkiye’nin Mart 2025’te %2,46’lık aylık enflasyon oranı ve %38,1’lik yıllık enflasyonu, ekonomi yönetiminin dezenflasyon sürecindeki başarısını yansıtırken, üretici fiyatlarındaki gerileme maliyet baskılarının azalmasına işaret ediyor.
Analistler, Türkiye’nin bu süreçte hem iç hem de dış politikalarını dengeli bir şekilde yönetmesi gerektiğini ifade ediyor. Enflasyonla mücadele, küresel ekonomik risklere karşı Türkiye’nin dayanıklılığını artırmada kilit bir rol oynayacak.