Beş yılda 100 otel hedefi

Türkiye, coğrafi konumu, tarihi ve kültürel zenginliği ile dünyanın en popüler turistik destinasyonlarından biridir. 2023 yılında 51,9 milyon turist ağırlayan Türkiye, Avrupa'da en çok turist çeken 6. ülke konumundadır. Türkiye’deki turizm sektöründe güçlü bir konuma ulaşmayı hedeflediklerini belirten Sinan Köseoğlu, “Şu anda Türkiye'de 13 farklı markayla varlık gösteriyoruz ve bu marka portföyünü genişleterek daha fazla misafire hizmet etmeyi amaçlıyoruz. Bu kapsamda, mevcut markalarımızın yanı sıra yeni markalarımızı da Türkiye turizm sektörüyle tanıştırarak pazardaki çeşitliliği artırmayı hedefliyoruz” şeklinde konuştu.

Accor'un Türkiye'deki vizyonu nedir? Önümüzdeki senelerde Accor'un Türkiye'de nasıl bir konuma gelmesini bekliyorsunuz?

Accor'un Türkiye'deki vizyonu, sürdürülebilir büyümeyi desteklemek ve Türkiye'deki turizm sektöründe güçlü bir konuma ulaşmaktır. Şu anda Türkiye'de 13 farklı markayla varlık gösteriyoruz ve bu marka portföyünü genişleterek daha fazla misafire hizmet etmeyi amaçlıyoruz. Bu kapsamda, mevcut markalarımızın yanı sıra yeni markalarımızı da Türkiye turizm sektörüyle tanıştırarak pazardaki çeşitliliği artırmayı hedefliyoruz. Özellikle residence ve living projelerine olan talebin artmasıyla birlikte, bu alanda birçok markamızın projelerini hayata geçirmeyi planlıyoruz. Bu projelerle, sadece konaklama değil, aynı zamanda yaşam deneyimlerini de sunarak misafir memnuniyetini artırmayı hedefliyoruz. Yeni şehirlerdeki fırsatları da değerlendirerek büyümeyi planlarken, mevcut bulunduğumuz şehirlerde de marka portföyümüzü genişleterek misafirlere daha geniş bir seçenek sunmayı hedefliyoruz. Ayrıca, mevcut lokal otel markalarının dönüşümü de Accor'un Türkiye'deki vizyonu içinde önemli bir yer tutmaktadır. Bu dönüşüm süreciyle, mevcut otelleri güncel trendlere ve misafir beklentilerine uygun hale getirerek rekabet gücümüzü artırmayı amaçlıyoruz. Accor, faaliyetlerinin temelinde insan ve doğa üzerinde olumlu bir etki yaratmayı taahhüt ediyor. Bu taahhüdü Türkiye'deki yatırımlarınızda nasıl uygulayacaksınız? Sürdürülebilir kalkınmayı, konukseverliğe getiren öncü bir şirket olarak, global sürdürülebilir dönüşümümüzü hızlandırıyoruz. Bu, daha fazla katkı sağladığımız ve sürdürülebilirliği faaliyetlerimizin merkezine yerleştirdiğimiz bir model oluşturmayı amaçlıyor. Global vizyonumuz olan bu dönüşümü 3 temele bağlı olarak planladık; sürdürülebilir otel işletmelerini güçlendirmek, sürdürülebilir gıda zincirini benimsemek, yerel ekosistemi ve yeni seyahat yollarını teşvik etmek. Bu global vizyonumuzu, otel sahiplerimiz ve ekiplerimizle yakın iş birliği yaparak, insanlar ve doğa odaklı sürdürülebilirliği Türkiye’deki yatırımlarımıza entegre etmeyi hedefliyoruz. Misafirperverliğin bu alandaki temel rolünü vurgulayarak, tüm paydaşları içine alarak ve sektörde iş birliği yaparak endüstri genelinde sürdürülebilir dönüşümü başarmak için çaba sarf ediyoruz.

Son yıllarda öne çıkan sürdürülebilir turizm, macera turizmi, gastronomi turizmi ve sağlık-tedavi turizmi gibi trendlere Accor nasıl uyum sağlayacak? Bu trendlere yönelik yatırımlarınız var mı?

Accor olarak bu turizm trendlerini ön planda tutarak birçok yeniliğin öncüsü olduğumuzu söyleyebiliriz. Örneğin, sürdürülebilir turizmi desteklemek amacıyla yarattığımız Mantis markası buna çok iyi bir örnek teşkil ediyor. Mantis sürdürülebilir seyahat edenler için 2000 yılından beri ekoturizm, safari ve macera seyahati deneyimini destekleyen bir markamız. Sağlık ve tedavi turizmine gelince, Accor yine bu alanda öncü otel zincirlerinden biridir. Thalassa Sea & Spa markamız, bu konuda güzel bir örnektir. Ayrıca, 2023 senesi sonunda portfolyomuza kazandırdığımız, Swissôtel Uludağ Bursa ile Türkiye'de sağlık turizmine önemli bir adım atmış bulunmaktayız. Türkiye'deki gastronomi çeşitliliğinin en güzel örneklerini görebileceğiniz birçok değerli restoranı bünyesinde bulunduran otellerimiz mevcut. Novotel Bosphorus'un teras katında bulunan Mürver Restaurant, Swissôtel Bosphorus İstanbul'daki Madhu's, farklı ve sevilen konseptiyle Chalet Garden, İtalyan lezzetlerini sunan Mövenpick İstanbul Bosphorus'un Da Vittorio Ristorante Italiano ve Ege'nin incisi Swissôtel Büyük Efes İzmir'deki Scappi Restaurant gastronomi anlamında öncülüğümüzün en net örnekleridir.

Rekabette öne çıkabilmek için Accor hangi pazarlama ve tanıtım stratejilerini kullanacak? Dijital pazarlamaya ne kadar önem veriyorsunuz?

Accor olarak, rekabetin yoğun olduğu turizm sektöründe öne çıkmak için çeşitli pazarlama ve tanıtım stratejileri uyguluyoruz. Dijital pazarlama Accor'un pazarlama stratejisinin önemli bir parçasını oluşturuyor. Dijital platformlar, geniş kitlelere erişim sağlama, hedef kitleye özelleştirilmiş içerik sunma ve marka bilinirliğini artırma konusunda son derece etkili bir araç. Bu nedenle, dijital pazarlama stratejilerimize büyük önem veriyoruz ve sürekli olarak dijital kanallarda varlığımızı güçlendiriyoruz. Sosyal medya, arama motoru optimizasyonu, içerik pazarlaması ve dijital reklamcılık gibi çeşitli dijital araçları kullanarak potansiyel misafirlerimize ulaşmayı ve onları markamıza çekmeyi hedefliyoruz. ALL.com uygulamamızın tamamen Türkçe olması ve Türkiye'de özel bir pazarlama stratejisinin oluşturulması dijital yatırımlarımızın önemli bir örneğini oluşturuyor. ALL uygulamamız, Türk misafirlerimize özelleştirilmiş içerik sunmak, yerel taleplere cevap vermek ve misafir deneyimini artırmak için, Türkiye pazarına özel olarak belirlenen pazarlama stratejileri ile hedef kitleye daha etkili bir şekilde ulaşmayı ve markamızı daha görünür hale getirmeyi hedefliyor.

40’TAN FAZLA MARKA…

Accor’un global olarak 40'tan fazla markası bulunuyor ve Türkiye'de şu anda 13 tane marka ile hizmet veriyoruz. Mevcut markalarımızın yanı sıra, Türkiye'nin turizm potansiyeline uygun yeni markaları da tanıtarak sektördeki çeşitliliği artırmayı hedefliyoruz. Öncelikli olarak, Handwritten Collection ve ibis budget gibi markaları Türkiye'ye getirerek, farklı segmentlerde çeşitli seçenekler sunmayı planlıyoruz.