Türkiye ile Endonezya arasında imzalanan 13 anlaşma arasında, Baykar ile Republikorp arasındaki SİHA ihracatı ve ortak üretim anlaşması dikkat çekiyor.
BAYRAKTAR’DAN ENDONEZYA’YA SATIŞ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Endonezya ziyareti kapsamında, Baykar Genel Müdürü Haluk Bayraktar ile Republikorp Kurucusu Norman Joesoef arasında “Bayraktar TB3 ve Bayraktar AKINCI İhracatına Yönelik Ortak Üretim Anlaşması” imzalandı. Bu anlaşma, Endonezya’ya 60 adet Bayraktar TB3 ve 9 adet Bayraktar AKINCI ihraç edilmesini kapsıyor.
Bu, Bayraktar TB3’ün ilk ihracatını temsil ediyor ve Türkiye’nin savunma sanayisindeki küresel varlığını pekiştiriyor. Anlaşma, sadece silahlı insansız hava araçlarının satışını değil, aynı zamanda iki ülke arasında teknoloji transferi, ortak üretim ve işbirliği gibi alanlarda da stratejik bir ortaklığı içeriyor.
Bayraktar TB3 SİHA, katlanabilen kanat yapısıyla kısa pistli gemilerden kalkış ve iniş kabiliyetine sahip, bu da onu TCG Anadolu gibi platformlarda kullanılabilir kılıyor. Bu özellik, TB3’ü sınıfındaki diğer SİHA’lardan ayıran önemli bir yenilik. Ayrıca, görüş hattı ötesi haberleşme kabiliyeti ile çok uzun mesafelerden kumanda edilebilir, bu da keşif-gözetleme, istihbarat ve taarruz görevlerinde üstün performans sağlar.
Bayraktar TB3, sadece askeri operasyonlar için değil, aynı zamanda deniz aşırı hedeflere yönelik caydırıcı güç olarak da önemli. Milli SİHA, akıllı mühimmatlarla donatılarak, düşman hedeflerine karşı etkin bir taarruz gücü sunar. Bu, Endonezya gibi adalar ülkesi için stratejik bir avantaj anlamına gelir. Ayrıca, TB3’ün yüksek irtifa ve uzun havada kalış süresi, onu çok yönlü bir araç haline getiriyor; hem askeri hem de sivil amaçlı kullanım için uygun.
Bayraktar AKINCI ise, yüksek irtifa, uzun havada kalma ve geniş faydalı yük kapasitesiyle hem savaş hem de insani yardım operasyonlarında kullanılabilir. Yangın, deprem, arama-kurtarma gibi acil durumlarda, AKINCI’nin katkısı hayati öneme sahip olabilir. Bu SİHA’lar, Endonezya’nın hem askeri savunma hem de doğal afetlerde müdahale kabiliyetini güçlendirecek. İki ülke arasındaki bu işbirliği, sadece ekonomik ve askeri değil, aynı zamanda teknolojik ve stratejik bir iş birliği olarak da değerlendirilebilir.
