AÇIK
Hollanda merkezli TTF doğal gaz ticaret noktasında, Mart vadeli kontratlarda gaz fiyatı megavatsaat başına 58,75 avroya yükselerek, son iki yılın en yüksek seviyesini gördü.
Doğal gaz fiyatlarındaki artış, özellikle Kuzey Avrupa’da devam eden soğuk hava koşullarının tüketimi yükseltmesiyle belirginleşti. Soğuk havanın yanı sıra, gaz depolarındaki seviyelerin hızla düşmesi de fiyatları yukarı çekti. Avrupa gaz depolarının doluluk oranı 8 Şubat itibarıyla yüzde 49’a düşmüş durumda ve bu, son beş yılın aynı dönemine göre yüzde 8 daha düşük bir seviye.
Ayrıca, ABD’nin Avrupa Birliği’ne yönelik uygulaması beklenen gümrük vergileri, ticari ilişkilerde gerilimi artırarak, gaz piyasalarında ek belirsizlik yarattı. Bu faktörlerin birleşimi, TTF’de gaz fiyatlarının yüzde 4 artarak megavatsaat başına 58,75 avroya çıkmasına neden oldu.
Bu artış, özellikle Avrupa’nın enerji güvenliği açısından endişe verici bir durum oluşturuyor. Gaz fiyatlarındaki yükseliş, hem evsel hem de endüstriyel tüketiciler için enerji maliyetlerini artırma potansiyeline sahip.
Bunun yanında, gaz talebindeki artışla birlikte, gaz depolarındaki seviyenin daha da hızlı azalması bekleniyor. Özellikle Kuzey Avrupa ülkelerinde sıcaklıkların düşmesiyle gaz talebinin artacağı öngörülüyor ki bu da depolardaki gazın daha hızlı tükenmesine yol açacak.
Önümüzdeki günlerde, özellikle İskandinav ülkelerinde sıcaklıkların tekrar düşmesi bekleniyor. Bu durum, gaz talebinin daha da artmasına neden olacak ve dolayısıyla gaz depolarındaki seviyelerin hızla azalması kaçınılmaz görünüyor.
Gas Infrastructure Europe verilerine göre, Avrupa’nın gaz depoları, 2022’den bu yana en düşük seviyelerde seyrediyor ve bu eğilimin devam etmesi, kış aylarında enerji arzında ciddi sıkıntılar yaşanabileceğini gösteriyor. Gaz fiyatlarındaki bu yüksek seviyeler, özellikle enerji yoğun endüstriler için maliyet baskısını artırabilir.
ABD’nin gümrük vergileri ile ilgili belirsizlikler, Avrupa’nın LNG tedarikini etkileyebilir ve bu da fiyatların daha da yükselebileceği anlamına gelir. Bu bağlamda, Avrupa’nın enerji politikaları ve alternatif enerji kaynaklarına olan bağımlılığının azaltılması konusunda acil adımlar atılması gerekebilir.
Ayrıca, enerji piyasalarındaki bu dalgalanmalar, ekonomik büyümeye ve enflasyon oranlarına olumsuz etkiler yapabilir, bu da merkez bankalarının enerji fiyatlarını kontrol altına almak için politikalarını yeniden gözden geçirmesini gerektirebilir.