Konya bozkırının ortasında, teknoloji ve gıdanın buluştuğu devasa bir kampüs. Bacacı Yatırım Holding, “Geleceğe Değer Üretmek” mottosuyla çıktığı yolda, geçtiğimiz Mayıs ayında Türkiye’nin 137 yıllık değeri Helvacızade Grubu’nun markalarını portföyüne eklemişti. Ancak Bacacı Yatırım Holding Finans İcra Kurulu Üyesi Cem Cansu’ya göre bu sadece finansal bir imza değil, aynı zamanda bir “mirası geleceğe taşıma” sorumluluğuydu.
Fabrika turumuz öncesinde Cem Cansu’ya, global ekonominin dalgalı olduğu bir dönemde bu kararı nasıl aldıklarını soruyoruz. Cansu, Holdingin yatırım felsefesini üç temel faktör üzerine kurduklarını anlatıyor: “Biz aslında yatırım yaparken üç faktöre dikkat ediyoruz. Bir tanesi potansiyel; yani sektörün ve şirketin gidebileceği yer. İkincisi sürdürülebilirlik; hem finansal hem de operasyonel anlamda çarkların dönmesi. Üçüncüsü de risk parametreleri.” Zade Grubu’nun bu metrikleri fazlasıyla doldurduğunu belirten Cansu, satın alma öncesi yaptıkları tespiti şu sözlerle aktarıyor: “Biz buraya ne koyacağız dedik. Gördük ki, bu şirkette eğer işletme sermayesi biraz daha güçlü olsa ve kurumsal yönetişim desteklense, buranın kapasitesine yüzde 100 ulaşması içten bile değil. Biz de aslında tam olarak bu dokunuşları yaptık. Sonuçlarını da 5-6 ay gibi rekor bir sürede almaya başladık.”

Bacacı Yatırım Holding Finans İcra Kurulu Üyesi Cem Cansu
Cem Cansu ile üretim bantlarının arasına girdiğimizde, hummalı bir çalışma göze çarpıyor. Cansu, görevi devraldıkları Haziran ayındaki tabloyu samimiyetle paylaşıyor: “Ben buraya geldiğimde tesis biraz ‘sessiz’ gidiyordu. Haksızlık etmek istemem ama kapasite kullanım oranları belki de yüzde 15 seviyelerindeydi. Haziran ayı ile birlikte bir ivmelenme başladı; Temmuz, Ağustos derken şu an yüzde 70’lere ulaştık. Önümüzdeki yıl bu oranın yüzde 90-95 bandına oturacağını öngörüyoruz” ifadelerini kullandı. Rakamlar da bu dönüşümü doğruluyor. Bacacı Yatırım Holding, altı ayda Zade Vital tesislerinde yüzde 45, Zade Yağları tesislerinde ise yüzde 240 oranında üretim artışı sağladı. Cansu, yağ fabrikasının yıllık 110 bin ton rafinasyon kapasitesine sahip olduğunu hatırlatarak, “Bu yılın kısa döneminde 30 bin tona ulaştık. Önümüzdeki sene için hedef tahtamıza ‘100 bin ton’ rakamını yazdık” diyor. Fabrikanın üretim sahası sadece bir yağ tesisi değil, adeta kendi kendine yeten devasa bir ekosistem olarak işliyor. “Sıfır Atık” prensibiyle kurgulanan bu yapıda, üretimden arta kalan her madde, bir başka sektörün ham maddesine dönüşüyor. Özellikle “asit yağı” konusundaki inovasyon, tesisin Ar-Ge geçmişinin derinliğini ortaya koyuyor. Selçuk Üniversitesi ile 20 yıl önce başlatılan klinik çalışmalar sonucunda, üretim atığı olan asit yağı, kanatlı hayvanlar için yüksek besin değerine sahip bir yeme dönüştürülmüş durumda. Yem katkı maddesi olarak değerlendirilen bu ürün, yumurta kabuklarına mukavemet kazandırırken, sarısının besleyiciliğini artırıyor ve hayvanlara yüksek enerji sağlıyor. Böylece potansiyel bir atık, mucizevi bir katma değere evriliyor.

Sağlık tarafında ise Zade Vital için agresif bir büyüme planı masada. Cem Cansu, Türkiye pazarında henüz gidilecek çok yol olduğunu düşünüyor. ‘’2026 hedefimiz ise üretimi ikiye katlayıp 3 milyon kutuyu geçmek ve sektördeki ilk 10 oyuncu arasına girmek”. İhracat konusunda da rota yeniden çiziliyor. Geçmişte 85 ülkeye ihracat yapan tesisin kaslarını yeniden güçlendir[1]diklerini belirten Cansu, şu an 30 ülkeye ulaştıklarını, özellikle Batı Avrupa ve Afrika pazarlarında derinleşeceklerini vurguluyor.

Bacacı Yatırım Holding, 2025 yılını yüzde 73 büyüme ile kapatmayı hedefliyor. Cansu, Holdingin büyüme iştahının kapanmadığını, gıda ve sağlığın yanı sıra kimya sektörün[1]deki fırsatları da radarlarına aldıklarını gizlemiyor. Röportajı bitirirken Cem Cansu’nun son sözleri, Anadolu sermayesinin yeni dönemdeki vizyonunu özetler nitelikteydi: “Bizim işimiz risklere güvenmek. 140 yıllık bir tarihi devraldık, bu sorumluluğun farkındayız. Şimdi hedefimiz, bu değeri sadece Türkiye’nin değil, dünyanın sayılı markalarından biri yapmak.” Anadolu’nun kalbinde, teknolojiyi doğaya saygıyla harmanlayan bu tesis, Türk sanayisinin “kabuk değiştirme” sürecinin en canlı örneği olarak karşımızda duruyor.
GÜNDEM KORİDORU
16 Aralık 2025