Donald Trump’ın ikinci kez ABD Başkanı olarak göreve gelmesiyle birlikte piyasalarda belirsizlik artarken, Çin ve diğer merkez bankalarının altın alımları, değerli metalin fiyatının hızla yükselmesine neden oldu.
Trump’ın ikinci dönem başkanlığı, piyasa katılımcıları arasında belirsizlik ve endişe yarattı. Özellikle, ithalat tarifeleri konusundaki tehditleri ve Avrupa Birliği ile ticaret ilişkilerine yönelik eleştirileri, küresel ticaretin geleceği konusunda soru işaretleri doğurdu. Bu durum, yatırımcıların güvenli liman arayışını tetikledi ve altın, bu arayışta önemli bir yere sahip oldu. Trump’ın yemin töreninde aldığı siyasi kararların, ABD’de enflasyon ve ulusal borç seviyelerini artıracağına dair endişeler, altının ons fiyatının yıl başından bu yana yaklaşık 125 dolar değer kazanmasına yol açtı.
Altın fiyatları, Trump’ın ekonomik politikalarının yarattığı belirsizlikle birlikte, merkez bankalarının düşük faiz politikalarına dönüş beklentisiyle de yükselişini sürdürüyor. Yeni yılın ilk gününe 2 bin 620 dolardan başlayan altının ons fiyatı, sabah saatlerinde 2 bin 758 dolara ulaşarak Ekim 2024’teki rekor seviyesine yaklaştı. Altının bu performansında, merkez bankalarının altın alımlarının yanı sıra, faiz oranlarının düşeceğine dair beklentiler de büyük rol oynadı.
Çin Merkez Bankası, Kasım 2024’ten bu yana yaklaşık 15 ton altın satın alarak, altının ons fiyatını desteklemeye devam ediyor. Bu alımlar, Çin’in ekonomik belirsizlikler karşısında altını bir güvenlik ağı olarak kullanma stratejisinin bir parçası. Hindistan’da da altın üzerindeki ithalat vergilerinin düşürülmesi, özel yatırımcıların altına olan talebini artırdı. Bu iki ülke, dünyanın en büyük altın tüketicileri arasında yer alıyor ve talepleri, altın fiyatlarının belirlenmesinde önemli bir etken.
Analistler, Hindistan ve Çin’deki yatırımcıların, diğer yatırım araçlarının kârlı olmaması nedeniyle altına yöneldiğini belirtiyor. Özellikle, Hindistan’daki vergilerin düşürülmesi, bu ülkenin altın talebini canlandırdı. Ayrıca, ABD’nin finansal istikrarına olan güvenin azalmasıyla birlikte, yatırımcılar tahvil yerine altına yatırım yapmayı tercih ediyor. Bu eğilim, altın fiyatlarının yükseliş trendini destekliyor ve değerli metalin ons fiyatını rekor seviyelere yaklaştırıyor.
Orta Doğu ve Ukrayna’daki jeopolitik gelişmeler, altın fiyatlarının yükselişinde önemli bir rol oynuyor. Bu bölgelerdeki riskler, yatırımcıların güvenli liman arayışını artırıyor ve altına yatırımı teşvik ediyor. Ekonomik durgunluk endişeleri de, faiz oranlarının düşeceği beklentisiyle altının cazibesini artırıyor. Merkez bankalarının sıkı para politikasından dönüş sinyalleri, altının değerini destekleyen bir diğer faktör.
Jeopolitik gerginlikler ve ekonomik belirsizliklerle birlikte, dünya genelinde faiz oranlarının düşeceği beklentisi, altın fiyatlarının artışında anahtar rol oynuyor. Altın, bu koşullar altında, yatırımcıların portföylerinde riskleri dengelemek için tercih ettikleri bir varlık haline geldi. Bu nedenle, altın fiyatlarının kısa ve orta vadede yükseliş trendini sürdürmesi bekleniyor, ancak ekonomik veriler ve uluslararası gelişmelere bağlı olarak volatilite de artabilir.
Trump’ın ikinci dönem politikalarının yarattığı belirsizlik ve ithalat tarifeleri tehdidi, yatırımcıları güvenli liman olan altına yönlendirdi.
Çin Merkez Bankası’nın Kasım 2024’ten bu yana yaklaşık 15 ton altın satın alması, altının ons fiyatını yukarı yönlü destekleyerek fiyatların yükselmesine katkıda bulundu.
Hindistan’da altın ithalat vergilerinin düşürülmesi, özel yatırımcıların altına olan talebini artırarak, altın fiyatlarının yükselişine katkı sağladı.
GÜNDEM KORİDORU
31 Ocak 2025