Vega Makine Genel Müdürü Serdar Selim Zengin, önceliklerinin kaynak makine sektöründe yenilik olduğunun altını çizerek; “Hedefimiz Türkiye’de daha önce denenmemiş, üretimi yapılmayan teknoloji odaklı kaynak makineleri üretmek. Yurt içi ve yurt dışında üretim yapmak isteyen partnerlerimizi üreticiler ile bir araya getirerek pazarlamak ve eğitimler vermek” ifadelerini kullandı.
Lazer kaynak yöntemi geleneksel ve teknolojik üretim tekniklerinin uygulanması olarak iki kategoriye ayrılır. Teknolojinin özellikle yeni üretim tekniği olarak uygulanması kullanım alanlarının da artmasına neden olmuştur. Lazer kaynak makineleri, yüksek enerji üretebilme özelliği sayesinde otomotiv, elektronik ve beyaz eşya gibi birçok sektörde kullanılır. Bu nedenle kaynak makine üreticisinin teknolojiyi olabildiğince sektöre uyarlaması gerektiğini söyleyen Vega Makine Genel Müdürü Serdar Selim Zengin, “Teknolojik makine üretme konusunda öne çıkabilecek çok firma var. Ama bizler nedense adım atmaktan çekiniyoruz. Cesaretli olmamız lazım. Yeniliklere açık olmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Teknolojinin kaynak makine üretiminin ayrılmaz bir parçası haline gelmesi gerektiğini ifade Serdar Selim Zengin, “Biz kaynak makine üreticileri olarak aslında birçok fırsata sahibiz. Türkiye’de teknolojiyi üretim noktasında kullanabilecek çok firma var. Ama bizler genelde eski usul ilerliyoruz. Aslında bakarsanız biz yurt dışından da bu noktada olumlu anlamda ayrışıyoruz. Onlar genelde Uzak Doğu’dan ürün getiriyorlar. Ama bizler yeterli kaynağa da sahibiz. Söylemek gerekirse biz şu anda pazarda ikinci durumdayız. Amerika’da yılların Türkiye mümessiliyiz. Yalnızca olması gereken biraz cesaret” cümlelerini ekledi. Yeni yılda hedeflerinin birinci firma konumuna gelmek olduğunu söyleyen Serdar Selim Zengin, “Amacımız Türkiye’de üretilmeyen ürünleri kullanıcıyla buluşturarak birinci firma konumuna yükselmek. Bu noktada birçok adım atıyoruz. Özellikle ekip olarak yenilikleri takip ediyor ve uygulamaya çalışıyoruz. Tabii bunu yaparken olumsuzluklarla da karşılıyoruz. Ama bizim bir hedefimiz var. Bu sebeple en kısa zamanda nasıl bu sorunu çözebiliriz diye düşünüyoruz. Özellikle bu noktada ekibinizden de çok büyük destekler alıyorsunuz. Tüm bunları tek başınıza yapmıyorsunuz” dedi.
Sektördeki iç daralmayı ya da kriz dönemlerini fırsata çevirdiklerini ifade eden Serdar Selim Zengin, “Türkiye bir krizler ülkesi aslında. Bizler de belirli dönemlerde bundan çok etkilendik. Ancak, böyle dönemleri fırsata çevirmek çok önemli. 2001 ve 2006 yıllarında yaşanan krizde saf malzeme ürettik. Bunun ardından pandemi de üç kat büyüdük, bu büyüme pozitif anlamda oldu. Biliyoruz ki pandeminin de bir sonu olacaktı. Tedarik konusunda belirli sıkıntılar yaşadık. Ancak, biz çalışmaya başladık. Kısacası yalnızca büyümeye odaklandık” ifadelerini ekledi.
Son yıllarda yapay zekânın makineleşmeyi bir adım öne çıkardığını cümlelerine ekleyen Serdar Selim Zengin, “Kısa zamanda yapay zekâ destekli makinelerin kullanılmaya başlandığını gördük. Artık makinelerin daha da işlevsel hale geldiğini biliyoruz. Bizler de kaynak makinelerini konuşturmaya çalışıyoruz. Tabii ki bunu üretici firmaların desteğiyle yapmak istiyoruz. Teknoloji öyle bir şey ki internete bağlandığınız her yerde fabrika sahibi ve yöneticisi olabilirsiniz. Dünyada hiç kimsenin yapamadığını bizler lazer kaynak makinelerini konuşturarak yapmak istiyoruz. Yazılımla makineleri dijitale uyarlamak istiyoruz” dedi. Kaynak makine üretimi yaparken sektörde farklılık ortaya koymak istediklerini dile getiren Zengin, “Kaynak makine üretirken yapacağımız şey farklılık oluşturmak. Bu düşünceyi her zaman içimizde uygulamaya çalışıyoruz. Biz kendi dışımızda üreticilerle de konuşuyoruz. Kaynak makine sektörü nasıl yenilikleri yakalar ve uygular bu noktada pek çok kişiyle görüşüyoruz. Türkiye’deki ihracatçıya söylüyoruz. Bu ürünü üreteceğiz ya da vereceğiz ama sizlere şu gibi faydaları olacak. Sizi üretici aşamasında farklı bir noktaya getirecek. Çünkü bu insanlar ihracat pazarlarında mücadele ediyorlar. Özellikle kısa zamanda daha az enerji ve işçilikle adet olarak daha fazla ürün bekliyorlar. Biz de diyoruz ki, bunu ancak zamanla değişen teknolojiye ayak uydurarak yapabilirsiniz. Biz üretici olarak başka bir tarafa gitmek istiyoruz” diye konuştu. Sektörün ekonomik değişikliklerden etkilenmesinin dışında nitelikli insan bulma aşamasında da belirli sorunlar yaşadığını söyleyen Serdar Selim Zengin, “Biz ekonomik sorunları konuşuyoruz. Ancak, Türkiye’nin en büyük sorunu nitelikli insan kaynağının giderek azalması. Şöyle söylemek gerekirse birkaç yıl önce en büyük sorunumuz ekonomik sıkıntılardı. 2024 yılındaysa en büyük problem beyin göçü. Tabii sektördeki Ar-Ge çalışmalarının yetersizliği de bir diğer etken. Ama şunu biliyoruz ki kendi sektörümüzde nitelikli insanları elimizde tutamıyoruz. Şu an kaynak makine üretimi yapan insanlarla ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı.
Türkiye’deki kaynak makinelerinin gelişim sürecinde üreticilerin ortak çekincelere sahip olduğunu dile getiren Serdar Selim Zengin, “Türkiye’deki kaynak makineleri eski teknoloji. Kendimizi bu alanda geliştirmemiz gerekiyor. Pazarın ve üreticinin yeni ürünlere bir direnci var. Bunu da göz ardı etmemek gerekiyor. Firmalar teknoloji kullanmayayım ya da kendimi bu alanda yenilemeyeyim diye düşünüyor. Eski firmalar hala karbüratörlü araç üretiyor. Üreticiler bunu genelde önlem amaçlı yapıyor. Çünkü pazarın beklentisi az, üretici kârını maksimize etmek istiyor. Bunu kullanarak kendilerine göre bir önlem alıyorlar. Aslında bu nokta da mücadele gerekiyor. Çünkü orada da bir pazar ve rekabet var” dedi.
Kaynak makine üretimi sırasında Ar-Ge çalışmalarının önemli bir faktör olduğunu cümlelerine ekleyen Serdar Selim Zengin, “Üretim aşamasında Ar-Ge çalışmalarına önem vermemiz gerekiyor. Bence firmaların bilanço büyüklüklerine göre yüzde on veya on beş oranında Ar-Ge yatırımı yapmaları gerekiyor. Tabii ki bunu devlet zorunlu kılmalı. Çünkü bu alandaki aksaklıkları ancak o şekilde giderebiliriz. Kaynak üretiminin mazisine baktığınızda Avrupa’da daha önce başladığını görürsünüz. Ben bunu Ar-Ge çalışmalarına bağlıyorum. Bir kıstas getirilerek Ar-Ge çalışmalarına yatırım yapılması gerekli” ifadelerini kullandı.
Global anlamda üretimi geliştirmenin gerekli iş birliğinin yapılmasından sonra elde edileceğini ifade eden Serdar Selim Zengin, “Biz üretim yapalım ama bunu tek başımıza kontrolsüzce değil. Bu noktada pek çok kurum ya da üreticiyle iş birliği gerekli. Özellikle sivil toplum örgütleri ya da meslek liseleriyle iş birliği yapılması gerekiyor. Bu bizi global anlamda da öne çıkaracak başka bir etken olur.
GÜNDEM KORİDORU
23 Kasım 2024