PARÇALI BULUTLU
2023 yılı itibarıyla küresel işsizlik oranları, COVID-19 pandemisi sonrası toparlanma ile birlikte düşüş göstermiştir. 2023’te %4.96 olarak kaydedilen oran, 2022’deki %5.26 ve 2021’deki %6.03 seviyelerinden daha düşüktür. Ocak 2025 itibarıyla OECD işsizlik oranı %4.8 ile rekor düşük seviyelerde seyretmektedir.
Genel düşüşe rağmen, işsizlik oranlarında ülkeler ve demografik gruplar arasında önemli eşitsizlikler bulunmaktadır. Düşük gelirli ülkelerde işsizlik oranları yüksek gelirli ülkelere göre daha fazladır. Ayrıca, kadınların işsizlik oranları bazı bölgelerde erkeklere göre daha yüksek seyretmektedir. Genç işsizliği de önemli bir sorun olmaya devam etmektedir.
Teknolojik Değişim: Otomasyon ve yapay zeka gibi teknolojilerin hızla gelişmesi, bazı mesleklerin geleceği hakkında endişelere yol açmaktadır. Tekrarlayan ve rutin görevlerin otomasyonu, bu tür işlerde çalışanların işsiz kalma riski taşıdığı anlamına gelebilir. Ancak, teknolojik gelişmelerin yeni iş alanları da yarattığı ve çalışanların daha nitelikli ve az tekrar gerektiren işlere yönelmesi gerektiği de belirtilmektedir. Ekonomik Belirsizlikler: Küresel ekonomideki dalgalanmalar, jeopolitik riskler ve enflasyon gibi faktörler işsizlik oranlarını olumsuz etkileyebilir. Ekonomik büyümedeki yavaşlama veya resesyon beklentileri, şirketlerin işe alım konusunda daha temkinli davranmasına veya işten çıkarmalara gitmesine neden olabilir. Demografik Değişimler: Yaşlanan nüfus ve işgücüne katılım oranlarındaki değişiklikler de işsizlik üzerinde etkili olabilir. Özellikle genç nüfusun işgücüne katılımındaki zorluklar ve yaşlı nüfusun emeklilik sonrası durumu işsizlik oranlarını etkileyebilir. Yeşil Dönüşüm: İklim değişikliğiyle mücadele kapsamında hayata geçirilen yeşil politikalar, bazı sektörlerde iş kayıplarına yol açabilirken, yenilenebilir enerji ve sürdürülebilir teknolojiler gibi alanlarda yeni iş fırsatları yaratması beklenmektedir. Bu dönüşüm sürecinin yönetimi ve çalışanların yeni becerilerle donatılması önemlidir. Sosyal Eşitsizlikler: İşsizliğin bölgesel ve sosyal gruplar arasındaki eşitsiz dağılımı, sosyal huzursuzluğa ve ekonomik kalkınmanın engellenmesine yol açabilir. Özellikle düşük gelirli ülkelerde ve kırılgan gruplarda işsizlik oranlarının yüksek olması, bu endişeyi artırmaktadır.
Küresel işsizlikte hafif artış beklentisi: Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) gibi kuruluşlar, 2024 yılında küresel işsizlik oranında hafif bir artış beklemektedir. Nitelikli işgücüne talep artışı: Gelecekte, teknoloji ve diğerMega trendlerin etkisiyle daha çok yaratıcılık, problem çözme, analitik düşünme ve dijital beceriler gerektiren işlere olan talebin artması beklenmektedir. Sürekli öğrenme ve adaptasyonun önemi: İşgücünün gelecekteki değişimlere ayak uydurabilmesi için sürekli öğrenme, yeni beceriler kazanma ve değişime adaptasyon yetenekleri kritik öneme sahip olacaktır.
Dünyada işsizlik endişesi devam etmektedir ve bu endişe teknolojik değişim, ekonomik belirsizlikler, demografik trendler ve sosyal eşitsizlikler gibi çeşitli faktörlerle şekillenmektedir. Küresel işsizlik oranları genel olarak düşüş gösterse de, özellikle kırılgan gruplar ve düşük gelirli ülkelerdeki yüksek işsizlik oranları önemli bir sorun teşkil etmektedir. Gelecekteki iş piyasasının zorluklarına karşı hazırlıklı olmak için eğitim sistemlerinin, işverenlerin ve hükümetlerin işbirliği içinde politikalar geliştirmesi ve uygulaması gerekmektedir.
GÜNDEM KORİDORU
30 Nisan 2025