Avro Bölgesi’nde ekonomiye güven şubatta yükseldi

0

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu’nun şubat ayına ilişkin iş ve tüketici anketi sonuçları açıklandı; Avro Bölgesi’nde ekonomi güven endeksi, aylık bazda 1 puanlık artışla 96,3 seviyesine ulaşarak piyasa beklentilerini aştı. AB genelinde ise endeks 1,1 puan yükselerek 97,1’e çıktı ve tüketicilerin ekonomik duruma dair beklentilerinde hafif bir iyileşme gözlendi.

EKONOMİ GÜVEN ENDEKSİNDEKİ ARTIŞ VE BEKLENTİLER

Avro Bölgesi’nde ekonomi güven endeksi, şubat ayında 95,3’ten 96,3’e yükselerek 1 puanlık bir artış kaydetti; bu seviye, piyasa analistlerinin 96 puanlık beklentisini aşarak dikkat çekti. AB genelinde ise endeks 96’dan 97,1’e çıkarak 1,1 puanlık bir sıçrama yaptı; bu gelişme, bölgedeki ekonomik iyimserliğin kademeli olarak toparlandığını gösteriyor. Bu artışın, Avrupa Merkez Bankası’nın faiz indirimlerinin etkilerinin yavaşça hissedilmeye başlaması ve enerji fiyatlarındaki düşüşün hanehalkı üzerindeki baskıyı hafifletmesiyle ilişkili olabileceğini ortaya koyuyor.

Endeksin 100’ün altında kalarak hala uzun vadeli ortalamanın gerisinde olması, tam bir iyimserlikten söz edilemeyeceğini işaret etse de, bu yükseliş iş dünyası ve tüketiciler arasında güvenin artmaya başladığına dair ilk sinyalleri veriyor. Hizmet sektörü güven endeksinin şubatta 6,2’ye gerilemesine rağmen sanayi güven endeksinin -12,9’dan -11,4’e iyileşmesi, üretim tarafında bir toparlanma beklentisini destekliyor. Uzmanlar, bu verilerin, Avro Bölgesi’nin ekonomik büyüme hızının 2024’ün ikinci yarısında ivme kazanabileceği öngörüleriyle uyumlu olduğunu belirtiyor; bu da bölgedeki resesyon endişelerini bir miktar hafifletiyor.

TÜKETİCİ GÜVENİNDEKİ İYİLEŞMEDE SEKTÖREL DİNAMİKLER

Avro Bölgesi’nde tüketici güven endeksi, şubatta 0,6 puanlık artışla -14,2’den -13,6’ya yükseldi; bu, tüketicilerin genel ekonomik duruma ilişkin beklentilerinde hafif bir iyileşme olduğunu gösteriyor. AB genelinde ise tüketici güven endeksi 0,4 puan artarak -13,3’ten -12,9’a çıktı; bu rakamlar, hanehalkının satın alma gücündeki erozyonun yavaşladığını ve reel gelirlerdeki artışın güveni desteklediğini yansıtıyor.