ABD Başkanı Donald Trump’ın Kanada ve Meksika’ya yönelik gümrük vergilerini sınır güvenliği önlemleri karşılığında durdurma kararı ve Çin’in ABD ürünlerine ek tarifeler getirme yanıtı, küresel piyasalarda dalgalanmalara neden oldu.
ABD’nin Kanada ve Meksika’ya getirdiği yüzde 25’lik gümrük vergileri, bu iki ülkenin sınır güvenlik önlemlerini artırma taahhüdü karşısında durduruldu. Bu gelişme, özellikle Avrupa Birliği’nde (AB) tarifelerden kaçınabileceği yönünde bir iyimserlik yaratmış olmasına rağmen, analistler bu iyimserliğin AB için henüz çok erken olduğunu belirtiyor.
ABD’nin ek tarifelerle ilgili AB’ye yönelik kararları beklenirken, Brüksel’in ABD ile müzakere yollarını açık tutması öngörülüyor.
Trump’ın bu kararı, kısa vadede piyasalarda rahatlama sağlamış olsa da, uzun vadede ABD’nin ticaret politikalarının ne yöne evrileceği konusunda belirsizlik devam ediyor.
Çin, ABD’nin ithal ürünlerine getirdiği yüzde 10’luk ek tarifeye karşılık olarak, ABD’den gelen bazı ürünlere benzer oranda gümrük vergisi uygulama kararı aldı. Bu ürünler arasında ham petrol, tarım ekipmanları, yüksek emisyonlu taşıtlar ve kamyonetler bulunuyor.
Ayrıca, kritik madenlerin ihracatının kontrol altına alınması ve Google’a yönelik tekelleşme soruşturması başlatılması, Çin’in ABD’ye yönelik misillemelerinin bir parçası olarak öne çıkıyor.
Trump’ın Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile görüşme planının belirsizliğini koruması, piyasalarda endişe yaratıyor.
Analistler, Çin’in tarifelerine verdiği yanıtın sınırlı olduğunu belirtse de, bu karşılıklı hamlelerin küresel ticaret akışını ve ekonomik büyümeyi olumsuz etkileyebileceği konusunda uyarıyor.
ABD’de açıklanan JOLTS açık iş sayısı ve fabrika siparişleri verileri, beklentilerin altında kalarak ekonomik büyümeye ilişkin endişeleri artırdı. Özellikle, ADP özel sektör istihdamı verisi ve cuma günü açıklanacak olan istihdam raporunun piyasalar için belirleyici olması bekleniyor.
Kurumsal tarafta da dalgalanmalar dikkat çekiyor. Merck’in hisselerinde yaşanan düşüş ve Palantir’in hisselerindeki yükseliş, bilanço sezonunun ne kadar oynak olabileceğini gösteriyor.
ABD’nin 10 yıllık tahvil faizlerinin ve dolar endeksinin yatay seyri, yatırımcıların belirsizlik içinde olduğunu ortaya koyuyor.
Altın fiyatlarının rekor kırması ve Brent petrolün varil fiyatındaki yükseliş, ABD’nin İran’a yönelik yeni politikalarının etkisini yansıtıyor. New York Borsası’nda endekslerin yükselişi, ABD’nin iç piyasalarının güçlü kaldığını gösterirken, negatif seyir ile başlayan vadeli kontratlar, piyasaların endişelerini yansıtıyor.
Avrupa borsalarında genel olarak alış ağırlıklı bir seyir izlenirken, Euro Bölgesi’nde açıklanacak ÜFE verisi, enflasyon beklentileri üzerinde etkili olabilir.
Asya’da ise Çin’in ek gümrük vergilerinden sonra satıcılı bir seyir gözleniyor. Japonya ve Çin’deki hizmet sektörü PMI verileri, bölgesel ekonomik aktivitenin durumu hakkında bilgi verirken, Asya piyasalarında karışık bir tablo hakim.
Yurt içinde BIST 100 endeksinin değer kazanması, yerel yatırımcıların genel olarak pozitif bir görünüm içinde olduğunu gösteriyor. Dolar/TL’nin sınırlı hareketleri, Türkiye ekonomisinin küresel gelişmelere karşı nispeten stabil olduğunu yansıtıyor.
Analistler, BIST 100 endeksindeki direnç ve destek seviyelerine dikkat çekerek, piyasaların küresel gelişmelere duyarlı olacağını, özellikle de ABD ve Euro Bölgesi’nden gelecek verilerin piyasa yönünü belirleyebileceğini belirtiyor.