Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, İstanbul’da düzenlenen “Finansın Geleceği” etkinliğinde Bloomberg TV sunucusu Joumanna Bercetche’ye yaptığı açıklamalarda, Türkiye’nin ekonomik politikalarına dair önemli bilgiler paylaştı.
Bakan Şimşek, Türkiye ekonomisinin en büyük önceliğinin enflasyonu düşürmek olduğunu belirtti. Dezenflasyon programının sonuçlarından bahseden Şimşek, 2000’li yılların başında yapılan gibi tek haneli enflasyon ve yüksek büyüme hedeflerine ulaşmayı amaçladıklarını söyledi.
Büyümenin dengelenmesi gerektiğini vurgulayarak, “Büyümeyi yeniden dengelememiz gerekiyor” dedi. 2023 ortasında başlayan dezenflasyon programı ile büyümenin yüzde 5’ten yüzde 3’e düşmesinin geçici olduğunu ve bu durumun tarihsel ortalamaların altında kaldığını ifade etti.
Şimşek, büyümenin iç talep yerine daha dengeli bir yapıya kavuşması gerektiğine dikkat çekerek, geçici olarak düşük büyüme oranlarının, enflasyonu kontrol altına almak için önemli olduğunu belirtti.
İş gücü piyasasının güçlü olduğunu ve geçen yıl yüzde 3 büyümeyle 1 milyon istihdam yaratıldığını vurgulayarak, istihdamın politik ve ekonomik açıdan önemli bir faktör olduğunu açıkladı.
Şimşek, sosyal konut arzına yapılan yatırımların altını çizdi. Deprem bölgelerinde ve ülke genelinde konut stokunu artırmak için çalışmalar yapıldığını belirtti.
Maliye politikalarının sıkılaştırıldığını, gelir politikalarının ise 2024’e göre daha destekleyici olduğunu açıkladı. Elektrik ve doğal gaz fiyat düzenlemelerinin Merkez Bankası’nın hedefleriyle uyumlu olacağını ve vergi ayarlamalarının hedefin altında gerçekleştiğini ifade etti.
Enflasyonla mücadele için arz tarafına destek verildiğini, Merkez Bankası’nın da sadece talep yönetimi değil, aynı zamanda arz tarafında da maliye politikasına yardımcı olduğunu söyledi.
ABD yönetiminin uyguladığı tarifeler ve korumacılık politikalarına değinen Şimşek, Türkiye’nin bu tarifelerden doğrudan etkilenmeyeceğini düşündüğünü belirtti. ABD’ye yapılan ihracatın çok düşük olduğunu ve zaten yüksek tarife statüsüne sahip olunduğunu söyledi.
Türkiye’nin serbest ticaret anlaşmaları yoluyla dünya ticaretine entegre olduğunu, ihracatının büyük kısmının Avrupa Birliği, Orta Doğu ve Afrika’ya yapıldığını anlattı. Bu durumun, Türkiye’yi küresel korumacılığa karşı nispeten dirençli hale getirdiğini ifade etti.
Şimşek, Türkiye’nin demografik avantajları, düşük borçluluk oranı ve çeşitli sektörlerdeki güçlü performansı sayesinde küresel ekonomik dalgalanmalara karşı dayanıklı olduğunu belirtti.
Avrupa’daki ekonomik zorluklar ve düşük büyüme oranlarına rağmen, Türkiye’nin bu zorlukları aşabilecek potansiyele sahip olduğunu söyledi.
Bakan Şimşek, Türkiye ekonomisi için en öncelikli konunun enflasyonu düşürmek olduğunu belirtti.
Şimşek, Türkiye’nin ABD’nin tarifeleriyle hedef ülkeler arasında olmayacağını, ABD’ye yapılan ihracatın çok düşük olduğunu ve zaten yüksek tarife statüsüne sahip olduklarını belirtti.
Dezenflasyon programı, büyümeyi dengelemek üzere ilerliyor. Programın başlangıcından bu yana büyüme yüzde 5’ten yüzde 3’e düşmüş olsa da, bu düşüşün geçici olduğu ve enflasyonun kontrol altına alınmasına yardımcı olduğu ifade ediliyor.