Yükselen Değer bölümümüzde işlemeye karar verdiğimiz tarım konusuyla ilgili olarak, Güvenilir Ürün Platformu tarafından tarımda doğru bilinen yanlışlara dikkat çekmek amacıyla Gıda, Tarım ve Orman Bakanlığı himayesinde başlatılan “Tarım Varsa Hayat Var” projesinin ilk toplantısına katılım gösterdik. “Türkiye’nin Tarım Stratejileri” başlığı ile Karacabey TİGEM’de gerçekleştirilen toplantıya katılan Gıda, Tarım ve Orman Bakanı Prof. Dr. Vahit Kirişçi, Türkiye’nin tarımsal ticarette artan nüfusa, göçe ve turiste rağmen net ihracatçı olduğuna vurgu yaptı.
Yükselen Değer bölümümüzde işlemeye karar verdiğimiz tarım konusuyla ilgili olarak, Güvenilir Ürün Platformu tarafından tarımda doğru bilinen yanlışlara dikkat çekmek amacıyla Gıda, Tarım ve Orman Bakanlığı himayesinde başlatılan “Tarım Varsa Hayat Var” projesinin ilk toplantısına katılım gösterdik. “Türkiye’nin Tarım Stratejileri” başlığı ile Karacabey TİGEM’de gerçekleştirilen toplantıya katılan Gıda, Tarım ve Orman Bakanı Prof. Dr. Vahit Kirişçi, Türkiye’nin tarımsal ticarette artan nüfusa, göçe ve turiste rağmen net ihracatçı olduğuna vurgu yaptı.
Anadolu toprakları üzerine kurulan ve bereket ve bolluğun ana vatanı olan Türkiye, tarım ülkesi olma düsturuna uygun hareket etmek adına çok önemli hamleler yapıyor. Son dönemde globalde var olan savaşın etkisiyle gıda ürünlerine yetişmenin teknolojinin varlığıyla çözülemediğine değinen Prof. Dr. Vahit Kirişçi, Türkiye’nin tarım noktasındaki çalışmalarına hız vermesi gerektiğini önemsiyor. “Bugün 23,4 milyon hektar tarım arazimiz var ve bunun 8,5 milyon hektarı ekonomik olarak sulanıyor. Söz konusu tarım arazi varlığımızla yine kendi değerlendirmemizi yapmamız gerekiyor” diyen Vahit Kirişçi, Türkiye’nin tarım yolculuğundaki gelişmeleri bizler için anlattı… “Bakanlığımızın hali hazırda 150 bin çalışanı var. Çalışan sayısı bakımından dünyada 5’inci sıradayız. Hem Bakanlığa hem de sektörlere yetişmiş teknik eleman konusunda projeler ve çalışmalar devam ediyor” diyerek personel kanadındaki detayları aktaran Bakan Kirişçi, Pandemi ve Rusya Ukrayna savaşı nedeni ile gıdalara ulaşmakta yaşanan gecikmelere de değindi. “Teknolojinin varlığının yetmediğini, gıda ürünlerine yetişmekte güçlük çektiğimizi bu süreçte öğrendik. Söz konusu süreçte gıda güvenliği konusunda ülkelerin ne kadar milliyetçi bir duruş sergilediğini, kendi ihtiyaçlarının temini konusunda daha agresif politikalar izlediğini gördük” diyen Kirişçi, gıdanın vazgeçilmez bir sektör olduğuna da dikkat çekmiş oldu. Türkiye’nin tohumda kendine yetebilen bir ülke olduğunu söyleyen ve tarımda belirli karakteristik özellikleri olduğuna vurgu yapan Kirişçi, “Türkiye’nin tohumda kendine yeterliliği son 20 yılda yüzde 31’den yüzde 94’e çıktı. Bu alandaki hedef ise yüzde 100’e çıkmak. Uzunca süreden bu yana üç kavram öne çıkmaktadır; tarım, gıda ve su. Dördüncüsü de enerji oldu. Bunlar artık bizim için son derece kritik başlıklar. Türkiye su zengini bir ülke değil. Elimizde su kısıtlaması var. Bugün 23,4 milyon hektar tarım arazimiz var ve bunun 8,5 milyon hektarı ekonomik olarak sulanıyor. Söz konusu tarım arazi varlığımızla yine kendi değerlendirmemizi yapmamız gerekiyor” dedi.
Dijitalleşen dünyada tarımın önemine dikkat çeken Kirişçi, “Tarım, gıda ve hayvancılık sektörlerinin de diğer sektörler gibi dijitalleşmesi gerekiyor. Tarım ve hayvancılıkta da dijitalleşme ve yapay zekâdan yardım almak istiyoruz. Bu anlamda hayvanlarla ilgili e-nabız oluşturmayı
arzu ediyoruz… Nasıl insanlarda e-nabız varsa hayvanlarla ilgili de istediğiniz hayvanı elektronik ortamda girerek istediğiniz bilgisine ulaşabilirsiniz. Bu noktada da e-devlet uygulaması ile yurt dışından finansal destekle bir uygulama gerçekleştirmek adına çalışma yürütüyoruz” diye konuştu. TARSİM uygulaması hakkında da bilgi aktaran Kirişçi, şunları söyledi; “Bir mühendis olarak Tarım Komisyonu Başkanlığı dâhil, önemli kanunları mevzuata kazandırdık. Türkiye’de tarım tarım diyerek dillerine dolayanların tarım kanunu düne kadar yoktu. Tarım sigortası dünyada bile nadir ülkelerde uygulanır. Türkiye’nin 65 yıllık özlemi olan bir uygulama TARSİM yürürlüğe girdi. 2005’te kanun çıktı, 2006 ilk poliçe kesildi. Üzerinden 16 yıl geçti, 8 grupta 20 milyon poliçe kesildi. Bunu neden söylüyorum, sizin kendi üreticilerinizin faaliyetlerini sürdürmesi için onların ihtiyacı olan sistemi sunmanız gerekiyor. Islahatçı hakları kanunu çıktı. Fidan fide üretilmesi TİGEM misyonudur. Bu hususta 2002 yılında bizim kendimize yeterliliğimiz yüzde 31’di şimdi yüzde 94’lere çıktı. İthal ediyoruz ama ihracatta var. Hedefimiz yüzde 100’e ulaşmak.”
Türkiye’nin tohumda kendi kendine yetip yetmemesi konusuyla ilgili de açıklama yapan Kirişçi, “Bu nereden baktığınıza bağlı. Globalleşirken mutlak yeterlilikten söz etmek asla mümkün değil. Buna ABD de dahil. Bu noktada önemli olan; stratejik ürünlerde kendinize ne kadar yetiyor olduğunuz. 2002’de tarımda 3,5 milyar Dolar ihracat varken bugün 27-28 hatta 30 milyar Dolarlara doğru dayandı. Buradan nereye gelmek istiyoruz. Türkiye tarımsal dış ticarette ihracatçı konumdadır. İthalatta elbette var. Ancak net olarak söylemem gerekir ki ihracatçı konumdayız. Türkiye tarımsal ticarette artan nüfusa, göçe, turiste rağmen net olarak ihracatçıdır.” Köyden kente göçü tersine çevirmek adına da birtakım çalışmalar içinde olduklarını ifade eden Kirişçi, “Özellikle kadınların güvence altına alınması yoluyla kırsalın takip edilmesi ve kırsalın cazibe merkezi haline getirilmesi açısından Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile bir çalışma içerisindeyiz. Kadın şu açıdan önemlidir. Kadın ailenin merkezinde duruyor. Kadını kırsalda tutarsak ailenin diğer fertleri de kırsalda olacaktır. Bunun yanı sıra Millî Eğitim Bakanlığı ile planladığımız köy okulları projemiz bulunuyor” dedi. Gıda, Tarım ve Orman Bakanlığı olarak gençleri de unutmadıklarını dile getiren Kirişçi, gençlerin kırsalda tarımsal faaliyetler yürütmesi durumunda onlara sundukları desteklerin de olduğunun altını çizdi.
GÜNDEM KORİDORU
22 Aralık 2024