Formula 1 pisti ihalesini kazanan ancak şartnamedeki “1 ay içinde Formula 1 ile protokol yapma” hükmünü yerine getiremeyen Can Bilim Eğitim’in “Pistin şu anda yarış yapmaya uygun olmadığı” iddiasına İTO Başkanı Avdagiç yanıt verdi: Tesisi tastamam teslim ettik. Vakıflar Genel Müdürlüğü de, tesisin tam ve sözleşmeye uygun olarak teslim alındığına dair gerekli evrakları düzenledi.
Türkiye’nin tek Formula 1 pisti İstanbul Park’ta yarışların 2026’da Türkiye’ye gelip gelmeyeceği henüz netlik kazanmazken, ihalenin akıbetine ilişkin tartışmalar sürüyor. Zira ihaleyi kazanan Can Bilim Eğitim Kurumları, şartnameye göre “Yarışları Türkiye’ye getireceğine ilişkin protokolü sözleşmeden itibaren 1 ay içinde İdare’ye sunma” yükümlülüğünü yerine getiremedi. Söz konusu şirket kaynaklarından bazı basın yayın organlarına yapılan açıklamada ise “Pistin şu anda yarış yapmaya uygun olmadığı” iddia edildi.
“TESİSİ TAM VE SÖZLEŞMEYE UYGUN TESLİM ETTİK”
İstanbul Park’ı 156 milyon Dolar yatırımla yapan ve 20 yıl boyunca işletmeciliğini üstlenen FİYAŞ’ın ortaklarından İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç, İstanbul Park’ın tahliye sürecini EKONOMİ’ye anlattı. İhaleyi kazana firma yetkililerinin, “İstanbul Park’ta bazı binaların yıkıldığı, bazı ekipmanların götürüldüğü, bu nedenle yarışların yapılması zor olduğu” iddialarına karşılık veren Avdagiç, “İstanbul Park’ta bizim Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün talebi ile yaptığımız bir yatırım var. Sonrasında ise kiracımız olan şirket, kendi iş süreçlerine göre bu tesise bazı modüler yapılar ekledi. Dolayısıyla tesis teslim edilirken de o modüler yapılar temizlenerek çıkıldı. Yani ortadan kaldırılan modüler yapılar, tahliye için belirlenen çerçeveye göre o tesisi teslim ederken kaldırılması gereken bölümlerdi” diye konuştu.
Avdagiç, “Tesisi tastamam teslim ettik. Vakıflar Genel Müdürlüğü de, tesisin tam ve sözleşmeye uygun olarak teslim alındığına dair gerekli evrakları düzenledi. Dolayısıyla içinde İTO, TOBB ve İBB’nin de olduğu FİYAŞ, süreci sözleşmeye uygun olarak tamamlamıştır” diye konuştu.
“PİST DAHA YOKKEN PROTOKOLÜ İMZALAMIŞTI”
İstanbul Park projesinin ortaya çıkışını ve yarışların Türkiye’ye gelme sürecini anlatan Avdagiç, şöyle devam etti: “2000 yılının başında o zamanki İTO yönetimi ‘Artık İstanbul’da Formula 1 pisti yapalım’ dediler ve bununla ilgili çalışmalara başladılar. Sonrasında bir karar verildi, yer alındı. Daha pist yapılmadan da 2005-2011 yılları arasında yarışların Türkiye’de yapılması için Formula 1 şirketi ile mutabakat sağlandı. Devlet de bununla ilgili bir garanti verdi ve 7 yıl boyunca 100 milyon dolara yakın ciddi bir ödeme yaptı. Şunu da hatırlatmak isterim ki, bu imzalar atıldığı, bu iradenin ortaya konduğu yıllar 2001 krizinin yaşandığı yıllardı.”
“ESKİ TOSFED BAŞKANI İLE VERİMLİ BİR SÜREÇ YÜRÜTTÜK”
Daha sonra Mart 2005’te Murat Yalçıntaş’ın başkanlığında İTO yönetimine geldiklerini, ağustos ayında yarışın start verileceği pistin ise o sırada sadece yüzde 40’ının tamamlanmış olduğunu hatırlatan Avdagiç, “6 ay sonra tekerlek dönmeliydi. Ancak yeterli kaynak yoktu, oysa ciddi bir bütçe gerekliydi. Dönemin başbakanı olan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Spor Bakanı Mehmet Ali Şahin ve İBB Başkanı Kadir Topbaş ile bir toplantı yaptık. TOBB da dahil oldu ve çok hızlı karar aldık. Böylece İTO’nun yüzde 40, TOBB’un yüzde 40, İBB’nin 3 şirketi ile yüzde 15, İl Özel İdaresi’nin de yüzde 5 ortak olduğu bir yapı oluştu, kaynak bulundu. O zamanki yönetim kurulu ve meclis üyelerimizden oluşan bir ekip kendi işlerini güçlerini bırakıp sabahtan akşama kadar şantiyedeydiler, bizler için işleri takip ettiler. Bu konuda hiç tevazu göstermeyeceğim, olağanüstü bir çalışmayla inşaatın kalan yüzde 60’ını 6 ay gibi kısa bir sürede tamamladık. Allah nasip etti, 7 yıl boyunca da Formula 1 yarışlarını düzenledik” ifadelerini kullandı.
Söz konusu 7 yılda sadece Formula 1 yarışlarını değil, MotoGP, Dünya Turing Otomobil Şampiyonası, Dünya RallyCross Şampiyonası gibi birçok uluslararası etkinliği de gerçekleştirdiklerini hatırlatan Avdagiç, dönemin TOSFED Başkanı Mümtaz Tahincioğlu ve ekibi ile tüm süreçte verimli çalışmalar yürüttüklerini de sözlerine ekledi.
“FORMULA 1 YARIŞLARINDA ÖNCÜ OLDUK”
Formula 1 ile yapılan 7 yıllık sözleşme süresinin bitmesinin ardından yaşananları anlatan Avdagiç, “7 yıl sonunda Formula 1 yarışlarının devam etmesi için yine Başkanımız Murat Yalçıntaş ile Spor Bakanlığı nezdinde çok yoğun girişimlerde bulunduk. Ama o zaman ki Spor Bakanımız Suat Kılıç önümüzü açmadı, farklı çözümleri olduğunu ifade etti. Ancak o çözümler de işe yaramadı ve Formula 1 yarışlarına devam edecek formül bulamadık” ifadelerini kullandı.
Avdagiç, “İTO bir öncüydü. Biz bir rüzgâr estirerek, Formula 1 yarışlarında öncü olduk. Devletimize ve yarış severlere bu tadı yaşattık. Nihayetinde işletme görevimizin sona erdiğini düşündük ve tesisi, kiralamak için 2011 yılında ihaleye çıktık. Şeffaf bir ihale yaptık ve ihaleyi kazanan şirkete tesisleri kiraladık. Biz burayı yap-işlet-devret modeliyle yaptık ve süremizin sonuna kadar da buradaydık. Kolay değil 156 milyon dolarlık bir yatırım yaptık ve bunun yaklaşık yüzde 20’si bize geri geldi. Kalanını ülkemize bir tesis olarak bırakmış olduk. Bu onuru bir ömür boyu madalya gibi göğsümüzde taşıyacağız” dedi. Intercity’nin kiracı olduğu dönemde de tesislerin etkin bir şekilde kullanıldığına dikkat çeken Avdagiç, “O dönemde de burada 2 kez Formula 1 ve birçok ulusal ve uluslararası etkinlik düzenlendi. Kendi kiracı oldukları dönemde o pisti Formula 1 yarışları yapılacak kalitede tuttular” diye konuştu.
“HAKARETLERİ MİSLİYLE İADE EDİYORUZ”
Yap-işlet-devlet modeliyle hayata geçirdikleri İstanbul Park’taki 20 yıllık sözleşme süresinin sonuna gelindiğinde uzatma talebinde bulunduklarını, uzun süre bu konuda süreçlerin devam ettiğini, ancak taleplerinin uygun görülmediğini, süre uzatımı görüşmelerinin yapıldığı süreç nedeniyle kendilerine Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından bir ek protokol ile ilave süre verildiğini vurgulayan Avdagiç, “Dolayısıyla bazı saygısızların ve küstahların iddia ettiği gibi İTO da FİYAŞ da asla işgalci olamaz. Bu kurumlar çizgi dışı iş yapmaz. Biz her yerde devletin belirlediği kural ve kaideye göre iş yaparız. Biz bu iftirayı atanları ve hakaretlerini misliyle kendilerine iade ediyoruz. Ama gerçeklerin her zaman ortaya çıkma gibi bir huyu vardır. Biz 20 yıl boyunca ve sonrasında ek protokol ile tanınan ilave süre boyunca oradaydık, sonrasında sözleşme şartlarına uygun olarak tesisimizi 29 Mayıs’ta Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne iade ettik. Üstlendiğimiz bir misyonu alnımızın akıyla yerine getirdik. Şimdi süreci izleyeceğiz” şeklinde konuştu.
