Ekonomideki toparlanmanın giderek düzene oturmaya başladığına vurgu yapan Garanti BBVA Genel Müdürü Recep Baştuğ, enflasyonun yılın ikinci yarısında düşüş trendine gireceğini ancak, önümüzdeki yıl da enflasyon sarmalından kurtulmak için aynı kararlılığın sürdürülmesi gerektiğine dikkat çekti. Ekonomideki toparlanmaya ek olarak seçimden sonra yabancı yatırımcının Türk varlıklarına ilgisinin de arttığını söyleyen Baştuğ, ülkeye 20 milyar doları bulan bir girişin olduğunu vurguladı.
Sürdürülebilirlik ve kapsayıcı büyümeyi ana stratejilerinden biri olarak gören Garanti BBVA, Avrupa Yeşil Mutabakatı (AYM) uyum sürecinde Türkiye’deki yatırımların önünü açmak ve ihracat süreçlerine destek olmak amacıyla başlattığı ‘İhracatta Sürdürülebilir Gelecek’ buluşmalarını sürdürüyor. Bugüne kadar İstanbul, Gaziantep, İzmir ve Bursa’da düzenlenen buluşmaların beşinci durağı sanayi çeşitliliğiyle dikkat çeken illerden Adana oldu.
Recep Baştuğ’un ev sahipliğini yaptığı buluşmaya konuşmacı olarak katılan isimler arasında Dr. Mahfi Eğilmez ve Öğretim Üyesi Prof. Dr. Etem Karakaya yer aldı. Buluşmada Türkiye’deki enflasyondan ve ihracatın geleceğindeki sürdürülebilirlikten, dünyadaki iklim krizine kadar birçok önemli konuya dikkat çekildi.
“ENFLASYON SARMALINDAN KURTULMALIYIZ”
Toplantının açılış konuşmasını yapan Recep Baştuğ, ekonomi politikalarındaki normalleşmeyle birlikte öngörülebilirliğin arttığı bir zeminin oluştuğunu ifade etti. Öngörülebilirliğin artmasıyla mevcut politikaların tüm paydaşlarca kabul göreceğine değinen Baştuğ, “Bu yılın pek çok göstergede dengelenme gördüğümüz bir yıl olmasını bekliyoruz. Ben bu çerçevede iki önemli konuya değinmek istiyorum. Birincisi, en önemli konumuz enflasyon. Bu konuda kararlı bir mücadele var. Yılın ikinci yarısında baz etkisinin de katkısıyla düşüş trendi başlayacak. Ancak, enflasyon sarmalından kalıcı olarak çıkmamız için, önümüzdeki yıl da aynı kararlılığın sürmesi ve yapısal reformlarla bu mücadelenin desteklenmesi kritik önem taşıyacak” dedi.
İkinci olarak önemli gördüğü konunun TL’deki güvenin artması olduğunu söyleyen Baştuğ, “Son dönemde programa ve dolayısıyla Türk lirasına artan güvenin altını çizmek isterim. Yabancı yatırımcının Türk varlıklara ilgisi özellikle seçimden sonra artmaya başladı. Seçim sonrası ülkeye 20 milyar doları bulan bir giriş oldu. Bütün bu gelişmelerle birlikte, piyasa ile barışık adımlar atılması, ekonomik programın tüm paydaşlarca desteklenmesi, uluslararası ve yerli yatırımcının güveninin artması oldukça pozitif gelişmeler oldu. İstikrarlı bir şekilde bu resmi devam ettirmeliyiz. Biz de bankacılık sektörü olarak, programın gerektirdiği tüm konularda ekonomi yönetimiyle son derece açık bir iletişimle etkin bir koordinasyon halinde çalışıyoruz” şeklinde konuştu.
“İKLİM KRİZİ EKONOMİ İÇİN BÜYÜK SORUN”
İklim krizinin ekonomiye etkisinin çok büyük bir sorun olacağının altını çizen Recep Baştuğ, “İklim krizinin hayati bir sorun olarak her geçen gün derinleştiğinin altını çizmek isterim. Hepimizin görevi durum daha da kötüleşmeden önlemler almak ve dünyayı daha yaşanabilir hale getirmek olmalı.” diyerek konuya dikkat çekti.
Bu kapsamda Baştuğ, Avrupa Yeşil Mutabakatının önemine de vurgu yaparak, Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’nın finansal açıdan 1 Ocak 2026’da devreye gireceğini ve karbon kredisi alımına başlanacağını söyledi.
Ayrıca AB kriterleri çerçevesinde üretim tekniklerininde dönüşüme uğraması gerektiğini belirten Baştuğ, “SKDM dışında, AB kriterleri arasında üretim tekniklerimizi hızla dönüştürmemizi gerektirecek farklı standartlar da söz konusu olacak. Dolayısıyla, daha uzun ömürlü, geri dönüştürülebilir, düşük karbon ayak izli üretim yapmamızın önemi artıyor. Belirlenen kriterlere uygun üretim yapmayan ihracatçı şirketler ne yazık ki rekabette geride kalacak. Şimdiden buna hazır olmamız gerekiyor” dedi.
Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uyum sürecinde de ülkemizdeki şirketleri desteklemeyi ve sürdürülebilir yatırımların önünü açmak istediklerini belirten Baştuğ, 2025 yılına kadar en az 400 milyar TL tutarında destek sağlamayı hedeflediklerinin altını çizdi.
