DOLAR 34,5467 0.18%
GBP 43,3470 -0.52%
EURO 36,0147 -0.62%
ALTIN 3.005,411,48
BIST 9.549,891,94%
BITCOIN 34076710.88859%
ETH 1188564.58911%
İstanbul

ŞİDDETLİ YAĞMUR

Sektörün potansiyeli Türkiye lehine çevrilmeli

Sektörün potansiyeli Türkiye lehine çevrilmeli

26/07/2024 15:24

Demir çelik sektörü küresel ekonomide önemli bir rol oynar ve endüstriyel üretim süreçlerinde temel bir bileşeni oluşturur. Ülkemiz ekonomisi için de oldukça önemli olan bu sektör; inşaat, otomotiv, enerji, makine imalatı gibi birçok sektörün de altyapısını hazırlar. Ülkemizde sektörün potansiyeli yüksek olmasına rağmen aldığı payın düşük olduğunu söyleyen Kocaer Çelik Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Kocaer, sektörün perspektifini çizerek yapılması gerekenleri anlattı.

Küresel ölçekte toplam 1,9 milyar ton ham çelik üretimi ile oldukça büyük olan sektörde, Türkiye ise gerçekleştirdiği 33,7 milyon ton ham çelik üretimi ile dünyada sekizinci Avrupa’da ise üçüncü üretici konumunda. Ülkemizin bulunduğu konuma ve barındırdığı potansiyele rağmen toplam üretim içerisindeki payı ise ne yazık ki yüzde 1,7 seviyelerinde. İhracat 2023 yılında miktar bazında 23.8 milyon tona ulaşarak Türkiye’yi dünya sıralamasında yedinci sıraya taşıdı. İthalat ise 17.8 milyon tona yükseldi. Bazı ürünlerde iç üretimin yetersiz olması, katma değeri yüksek ürün üretiminin toplam miktar içerisinde düşük kalması ve ham madde fiyatlarındaki artış ithalatı da artıran en önemli unsurlar. Dış ticaret dengesine bakıldığında 6 milyon ton civarında bir cari açığın bulunduğu ve 2023 yılında Türkiye’nin demir çelik toplam ithalat tutarının yüzde 14,8 azaldığı, aynı dönemde toplam ihracat tutarının ise yüzde 39,6 oranında düşüş kaydettiği gözlemlendi. Ülkemizin bu potansiyelini artırmak ve hak ettiği konuma ulaşması için yapılması gerekenleri anlatan Kocaer Çelik Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Kocaer, öncelikli olarak katma değerli ürünlerin payının artırılıp, standart ve marjı düşük ürünlerin üretiminin azaltılmasının gerekli olduğunu söylüyor.

SEKTÖRDEKİ DARALMA NET BİR ŞEKİLDE GÖRÜLÜYOR

Demir çelik sektörünün dünyadaki görünümüne değinen Kocaer, teknolojik yatırımlara ilişkin de konuşarak şu bilgileri paylaştı; 

“Dünya çelik üretiminde 2023 yılının 12 aylık döneminde bir önceki yıl ile yaklaşık aynı seviyelerde üretim gerçekleşti. Dünya Çelik Birliğinden edindiğimiz verilerde küresel çelik endüstrisinin dünya genelinde ham çelik üretimi 2023 yılında bir önceki yıla kıyasla aynı mertebede kalarak 1 milyar 888,2 milyon ton olarak gerçekleşti. Demir çelik sektöründe 2023 yılında Türkiye verilerine baktığımızda yaşanan daralmayı net bir şekilde görüyoruz. Dünyanın en büyük sekizinci çelik üreticisi konumunda olan Türkiye’de ham çelik üretimi 2023’de bir önceki yıla göre yüzde 4 azalarak 33,7 milyon ton seviyelerine geriledi. 2024 yılının henüz başında olduğumuz bugünlerde demir çelik sektörünün ikinci çeyreğindeki beklentiler, Orta Doğu’daki altyapı yatırımları ve dünya genelindeki pandemi nedeniyle yavaşlayan yatırım hamlelerinin artmasıyla birlikte sektörün canlanması öngörülüyor. Ancak bu dönemde sektörün karşılaştığı yapısal sorunların etkisi göz önüne alındığında, stratejik planlamaların ve sektöre özgü çözümlerin önemli bir rol oynayacağını düşünüyoruz.”

“KÜRESEL ÖLÇEKTE ÖNEMLİ BİR TEDARİKÇİYİZ”

Demir çelik sektöründe faaliyet gösteren Kocaer Çelik ise bu sektöre yaklaşık 60 yılını vermiş köklü markalarımızdan biri. İlk üretimine Denizli’den başlayan firmayı şöyle anlatıyor Hakan Kocaer; “1996 yılında, üretim faaliyetlerimizi Denizli’den, limanlara ve hammadde tedarikçilerine yakınlığıyla stratejik bir konuma sahip olan İzmir Aliağa’ya taşıdık. İzmir Aliağa’da toplam 280.000 metrekare alanda 800.000 ton/yıl kapasiteli 3 Çelik Profil Fabrikası, Avrupa ve Türkiye’de LEED v4 Gold sertifikasına sahip ilk ve tek tesis olarak öne çıkan 100.000 ton/yıl kapasiteli Galvaniz Fabrikası, 120.000 ton/yıl kapasiteli Çelik Servis Merkezi ve binin üzerinde çalışanımız ile üretime değer katmaya devam ediyoruz. Katma değerli ürünlerimizle birlikte, 60’a yakın farklı kalitede kimyasal kompozisyon içeren çeşitli cins, ebat ve kalınlıklarda 12.000’den fazla ürünü farklı sektörlerden müşterilerimize sunuyoruz. Üretim gücümüz ve esnekliğimiz, geniş ve katma değerli ürün portföyümüz, geliştirdiğimiz yenilikçi ürünler ve hizmetler sayesinde küresel ölçekte önemli bir tedarikçi konumundayız.” Kocaer Çelik’in Ar-Ge faaliyetlerine de değinen Hakan Kocaer, 2015 yılında sektörde ilk Ar-Ge merkezini kurarak önemli bir dönüm noktasına imza attıklarını söyledi. Kocaer, sözlerini şu şekilde sürdürdü; “Bu önemli adımı takiben, Çelik Servis Merkezi’mizi yine aynı yıl içerisinde kurduk. Mühendislik gücümüz, Ar-Ge ve inovasyon yatırımlarımız ve katma değeri artırma vizyonumuz doğrultusunda üretimi zor, kısıtlı ve proje bazlı butik üretim gerektiren ürünlere yöneldik.”

“DOĞAYA VE İNSANA SAYGI FELSEFESİNİ BENİMSİYORUZ”

Demir çelik sektörü çevresel etkilerle de karşılaşır. Özellikle yüksek enerji tüketimi, karbon emisyonları ve atık yönetimi gibi konular, sektörün sürdürülebilirlik açısından ele alınması gereken en önemli konuları arasında yer alır. İnsan ve doğaya saygı felsefesiyle geleceğe daha yaşanabilir bir dünya bırakma amacı benimsediklerini belirten Hakan Kocaer, “Demir çelik ürünlerinin üretim süreçlerinden kaynaklanan karbon emisyonlarını sıfırlamak için yaptığımız yatırımlar, şirketimizin çevresel sorumluluklarını yerine getirme çabasını göstermektedir. Şirketimiz, teknolojik gelişmeleri ve yenilikleri yakından takip ederek, kaynak verimliliğini artırmayı, yeşil enerji kullanımını teşvik etmeyi, karbon yakalama teknolojilerini benimsemeyi ve sürdürülebilir üretim yöntemlerini benimseyerek stratejik planına dahil etmeyi amaçlamaktadır.

Bu kapsamda 14064 Kurumsal Karbon Ayak İzi Hesaplama ve Doğrulama, ISO 14067 Ürün Karbon Ayak İzi Hesaplama ve ISO 14046 Su Ayak İzi Hesaplama ve Doğrulama gibi uluslararası standartları kullanarak şirketimizin karbon ayak izini belirlemekte ve bu alandaki çabalarımızı ölçüyoruz. Karbon azaltım süreçlerimiz kapsamında yenilenebilir enerji tesislerimizde ürettiğimiz temiz enerjiyi de sertifikalandırıyoruz. Ayrıca, SKDM (Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması) tüzüğünde zorunlu olan kategori 1 ve kategori 2 karbon ayak izi hesaplamalarını, ISO 14064-1:2018 standardı çerçevesinde doğrudan ve dolaylı emisyonları da içerecek şekilde gerçekleştiriyor ve doğruluyoruz” dedi. Sürdürülebilir üretim ve tüketim stratejisi açısından öncelikli olarak yenilenebilir enerji projelerine odaklandıklarını ifade eden Kocaer, fabrikalarında elektrik enerjisi ihtiyacının yüzde 33’ünü, 9,2 megavatlık çatı üzeri Güneş Enerji Santrali ile kendi ürettikleri yenilenebilir enerjiden karşıladıklarını aktardı. Hedeflerinin ise enerji ihtiyaçlarının tamamını yenilenebilir kaynaklardan karşılamak olduğunu aktaran Hakan Kocaer, şu şekilde devam etti; “Aydın Kuyucak’ta 120 megavatlık güneş enerjisine eşdeğer 24 megavatlık Jeotermal Enerji Santrali (JES) için yatırım çalışmalarına da devam ediyoruz. Bu yatırımın tamamlanmasıyla üretimdeki enerji ihtiyacımızın yüzde 100’ünü yenilenebilir kaynaklardan karşılamayı ve kalan yenilenebilir enerji üretiminin de satışını gerçekleştiren bir yapıya dönüşmeyi planlıyoruz. Gerçekleştirdiğimiz bu yenilenebilir enerji yatırımlarıyla elektrik kaynaklı emisyonlarda karbon nötr hale gelmeyi ve enerjide bağımsızlığı sağlayarak uluslararası rekabet avantajı elde etmeyi amaçlıyoruz.”

“KÜRESEL REKABET GÜCÜMÜZÜ ARTIRMAYI HEDEFLİYORUZ”

Türkiye’nin özel sektörde en büyük 87’nci sanayi şirketi, en büyük 50’nci ihracatçısı ve 6 yıldır aralıksız Ege Bölgesi demir çelik sektörü ihracatında lider konumunda olan Kocaer Çelik; Türkiye, Avrupa ve dünyanın birçok ülkesinde hizmet veriyor. 2023 yılına ilişkin bilgiler paylaşan Hakan Kocaer, rakamsal verilere de değinerek şöyle devam etti; “Mayıs ayında Aliağa-A2 fabrikamızın yatırım sürecinde gerçekleşen 32 günlük üretim duruşuna rağmen, ocak-eylül 2023 döneminde toplam net satış hacmimizi önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 8,4 artırdık.” Son olarak 2024 yılını perspektifini çizen Kocaer, sözlerini şu şekilde sonlandırdı; “Gelecek yıllardaki büyüme hedeflerini gerçekleştirmek için yatırım stratejimizi yenilenebilir enerji yatırımları ve yüksek katma değerli yeni ürün yatırımları olarak belirledik. Çelik ürünlerinin, gelişen dünyaya ancak katma değerli şekilde, yenilenerek ve dönüşerek ayak uydurabileceğine inanıyoruz. Bu nedenle modern üretim tesislerimizde, üstün mühendislik gücümüzle çeliğin daha farklı ve kapsamlı alanlarda kullanılmasını sağlayacak yüksek katma değerli ürünlere yöneldik. Bu faaliyetlerimiz sonucunda toplam satış hacmi içinde yüksek katma değerli ürünlerin payını 2021 yılındaki yüzde 33’den 2022 yılında yüzde 42 seviyesine yükselttik. Bu oranı daha da yükseltme hedefimize paralel olarak, planladığımız revizyon ve kapasite artırma yatırımlarımıza son hızla devam ediyoruz. Aliağa-A2 fabrikasındaki yatırımlarımızın tamamlanmasının ardından, yeni katma değerli ürünlerin üretimine yönelik Aliağa-A1 fabrikasında da son teknolojiyi kullanarak revizyon yatırımlarına 5 Ocak 2024 tarihi itibari ile başladık. Aynı zamanda Servis Merkezi’mizin 120.000 ton/yıl olan kapasitesini yakın bir zaman içerisinde 180.000 ton/yıla çıkaracağız. Önümüzdeki dönemde devreye alacağımız yeni ürünler ile katma değerli üretim miktarımızı, küresel rekabet gücümüzü ve ihracatımızı daha da artırmayı hedefliyoruz.”

En az 10 karakter gerekli