Yazarlar

Yeni dünya erkek egemen bir sistemden mi oluşacak?

Yapay zekânın hayatımıza yerleşmesiyle iletişim dünyası yeniden şekillenmeye başladı. Medya ve iletişim sektörüne yaşamını adamış duayen bir isim olan desiBel Ajans Başkanı ve İletişim Danışmanlığı Şirketleri Derneği (İDA) Başkanı Mustafa Kutlay doğru kullanıldığında bu teknolojinin fırsata dönüşeceğini belirtirken bir riski olduğunun da altını çizdi; “Yapay zekâ gibi teknolojileri mühendisler geliştiriyor ve mühendislerin büyük çoğunluğunun erkek olduğu istatistiki bir gerçek. Dolayısıyla yapay zekâyı şu anda erkekler inşa ediyor” diyerek “Yeni dünya erkek egemen bir sistemden mi oluşacak? sorusunu geleceğe bırakıyor.

6dk okuma
Türkiye'de İş Dünyası08.09.2023
Yeni dünya erkek egemen bir sistemden mi oluşacak?

Yapay zekânın hayatımıza yerleşmesiyle iletişim dünyası yeniden şekillenmeye başladı. Medya ve iletişim sektörüne yaşamını adamış duayen bir isim olan desiBel Ajans Başkanı ve İletişim Danışmanlığı Şirketleri Derneği (İDA) Başkanı Mustafa Kutlay doğru kullanıldığında bu teknolojinin fırsata dönüşeceğini belirtirken bir riski olduğunun da altını çizdi; “Yapay zekâ gibi teknolojileri mühendisler geliştiriyor ve mühendislerin büyük çoğunluğunun erkek olduğu istatistiki bir gerçek. Dolayısıyla yapay zekâyı şu anda erkekler inşa ediyor” diyerek “Yeni dünya erkek egemen bir sistemden mi oluşacak? sorusunu geleceğe bırakıyor.

Her şey değişse de iletişim sadece biçim değiştirir” sözünün altını çizen Mustafa Kutlay yapay zekâ teknolojisinin medyaya ve hayata etkisini yorumladı. Kutlay, doğru kullanıldığında yapay zekânın kolaylaştırıcı etkisine işaret ederken bu teknolojinin mühendisler tarafından geliştirildiği için gelecekte ataerkil bir sistem oluşma ihtimaline dikkat çekti.

Onlarca markaya iletişim danışmanlığı yapan desiBel adlı kuruluşun kurucusu olarak iletişimin tarifini bilinenden farklı olarak yapan Mustafa Kutlay; “İletişim giderek güçlenen bir alan. Çok doğru, planlı ve kurum ve markaların iş ya da itibar hedeflerine hizmet edecek şekilde dikkatli yapılması gereken bir iş. Bakın sıkça kullandığım bir örnekle iletişimin ne olduğunu anlatayım. Aynı şeyi, tamamı doğru ama farklı iki cümle seti ile anlatacağım. İlkinde; “Keserek öldür, cesedi parçala, parçaları çocukların sıvısına batır, kızart”… İğrenç bir şeyden bahsettim değil mi? Oysa günlük hayatımızda bunu şu cümle seti ile anlatıyoruz; “Tavuğu kes, parçala, parçaları yumurtaya bula ve kızart”… Bakın hiç yalan söylemedim. Ama ilkinde mideniz bulandı, ikincisinde iştahınız kabardı. Bir anlamda sizin duygularınızı manipüle ettim. Doğruyu söylemenin her zaman dürüstlük olmadığını da anlatan bir örnek bu. İletişimde neyi, ne zaman hangi tonda söyleyeceğiniz kitleler üzerinde oluşturacağınız etkiyi belirliyor. Bu nedenle bu kadar kuvvetli bir silah doğru kullanılmazsa kaş yapayım derken göz çıkartmak çok olası. Ülkemizde ve dünyada iletişim tarihi iletişim hatalarının markalara verdiği onarılması çok güç olan büyük zararları anlatan örneklerle dolu” diye konuştu.

Her gün hayatımıza biraz daha entegre olan yapay zekâ ve robot teknolojilerinin iletişim dünyasını nasıl şekillendireceğini anlatan Mustafa Kutlay, “Yapay zekâ henüz çok prematüre bir alan. Ancak neler yapabileceğiniz konusunda size güçlü fikirler veriyor. Pek çok alanda olduğu gibi yaratıcı endüstrilerde de yapay zekâ kendine alan bulacak. Bu tartışılmaz. Ben yapay zekâ teknolojilerine mesafeli ve şüpheyle bakanlardan değilim. Teknoloji her zaman hayatı kolaylaştırdı, yapılamayanı yapma gücü verdi. Yapay zekâ da bence bizim sektörümüzde hizmet üretiminde önemli yükleri alacak ve bizlere yaratıcı fikirler geliştirme konusunda zaman ve enerji verecek. Bana kalırsa yapay zekâ ile ilgili en büyük zorluk onu nasıl doğru ve verimli kullanacağınız ile ilgili olacak. Tamamen sizi anlama ve öğrendikleri üzerinden size geri bildirim verme üzerine kurgulanan bu teknolojide kendinizi en doğru şekilde yapay zekâ uygulamalarına anlatmanız gerekiyor. Bu beceriyi kazananlar işlerinde gerçekten fark oluşturacak işlere imza atacak ”ifadelerini kullandı.

“ÖNEMLİ OLAN HABERİN KOKUSUNU ALMAK”

Yapay zekânın iletişim üzerindeki etkisini değerlendiren Kutlay şunları söyledi; “Bu teknoloji doğru kullanıldığı zaman büyük fırsatlar içeriyor. Yaptığınız işle ilgili yükü sizden alıp daha fazla fikir ve daha fazla strateji üretebilmeniz için zaman tanıyor. İşimizde bunu nasıl doğru yere konumlandıracağımız konusunda kafa yormaya başlamamız lazım. Haber yazıyor olması gazetecilerin işinden olacağı anlamına gelmiyor. Neyin haber olduğu konusunda ona kafa yormak ve peşine düşmek gazetecinin hakkı. Ama bunu ona yazdırmak gazetecinin hayatında olmasa da olur şeyler. Önemli olan haberin kokusunu almak. Yapay zekâyı doğru şekilde kullanmak işimizi kolaylaştıracak bir şey. Tek risk şu ki; yapay zekâ gibi teknolojileri mühendisler geliştiriyor ve mühendislerin büyük bir çoğunluğu erkek. Yapay zekâyı şu anda erkekler inşa ediyor.”

Her gün hayatımıza biraz daha entegre olan yapay zekâ ve robot teknolojilerinin iletişim dünyasını nasıl şekillendireceğini anlatan Mustafa Kutlay, “yapay zekâ henüz prematüre bir alan. Ancak neler yapabileceğiniz konusunda size güçlü fikirler veriyor" diyor.

“KADINLARIN ÇALIŞMA DİSİPLİNİ ERKEKLERDEN DAHA FAZLA”

Gelecekteki iletişim teknolojisinin erkek egemen zihniyeti tarafından yönetileceğini öngören Mustafa Kutlay sahada rollerin değiştiğini kadınların alanda başrol oynadığını belirterek şunları söyledi: “Kadınların çalışma disiplini erkeklerden daha iyi. Kadınlar markalarla daha sağlıklı iletişim kuruyorlar. Benim en zorlandığım şey gazetecilikten gelmemdi. Her şeye gazetecilik gözüyle bakıp söylediğiniz zaman halkla ilişkiler dünyasının doğasına aykırı oluyorsunuz. Ama diğer yandan gazetecinin neye ihtiyacı olduğunu çok iyi anlıyorsunuz. Bunu eğer doğru tonlarda markaya anlatıyorsanız işinizi iyi yapıyorsunuzdur.”

Yaşamını iletişim dünyasına adamış bir sektör lideri olarak Türkiye’de halkla ilişkiler ve reklamcılığın konumundan ve öneminden bahseden Mustafa Kutlay “Türkiye’de iletişime yeterince önem veriliyor ama hak ettiği bütçeler ayrılmıyor. Bir toplumda davranış değişikliği yaratmak istiyorsanız ya da bu dünyanın geleceğiyle ilgili duyduğunuz endişeleri gidermek istiyorsanız elinizdeki en güçlü silah iletişimdir. Bir kurumda iyi çalışmanız yetmiyor, iyi çalıştığınızı hissettirmeniz anlatmanız gerekiyor. PR dünyanın hala en güçlü işlerinden biri ve gelecekte bu meslek kaybolur mu diye düşünülen mesleklerden biri değildir. Her şey kaybolabilir ama iletişim sadece format değiştirir. Değişmeyen tek şey iyi içerik üretmek ve bu içeriğin paydaşlara nasıl iletileceği konusunda doğru stratejileri geliştirme becerisi“ dedi.

“AFET ANINDA İLETİŞİMİN İYİ YÖNETİLMESİ GEREKİYOR”

İletişimin büyük bir güç olduğunu söyleyen Mustafa Kutlay kriz ve afetlerde temel ihtiyaç olduğunun altını çizerek şunları söyledi; “6 Şubat depreminde büyük bir iletişim eksikliği yaşadık. Afet koordinasyon grupları var ancak iletişimciler yoktu. Afet anında iletişimin iyi yönetilmesi gerekiyor. Bunu tecrübe ettiğimiz için afet iletişim konusunda hazırlık yapmaya başladık. Bizim de afet planımız olmalı, kimlerle temas edeceğiz, markaları nasıl yöneteceğiz gibi soru işaretlerini gidermek gerekiyor. Çünkü afetlerde yardım ettiği halde iletişimini yapmayanlar sosyal medyada eleştirildi. Bu anlamda biz hem İDA (İletişim Danışmanlığı Şirketler Birliği) olarak hem de sektörümüzdeki diğer derneklerle afet iletişim stratejisi çalışmaya başladık. “

“BİZ BU İŞİ FARKLI VE DAHA İYİ YAPARIZ”

Sektörde 10. yılını dolduran desiBel’in kuruluş hikayesinden ve çalışma biçiminden söz eden Mustafa Kutlay şu ifadeleri kullandı; “25 yıla yakın, 17 yılı Hürriyet Gazetesi Ekonomi Müdür Yardımcılığı ile geçen gazetecilikten sonra dört yıl Turkcell’de Medya İlişkileri Müdürü olarak görev yaptım. Bu sürede ajanslarla çalışma ve kurumsal iletişim alanında da deneyim kazandıktan sonra Turkcell’deki iş arkadaşım ve benim gibi eski bir gazeteci olan Gökay Çako ile birlikte “Biz bu işi farklı ve daha iyi yaparız” diyerek kendi isteğimiz ile ayrıldık. Çünkü iletişimin medya ve kurum tarafında deneyimimiz vardı ve artık bunu bir ajansa taşıma zamanı gelmişti. O tarihlerde etkinlik ve yaratıcı işler yapan bir ajansı olan Burak Korucu’yu da aramıza alarak 2013 yılının Ocak ayında desiBel Ajansı kurduk. Maslak’ta 500 metrekarelik bir ofis kiraladık. Zor ama heyecanlı günlerdi."

Yorum Yaz