Yazarlar

TÜSİAD Başkanı Turan, "İstanbul Sözleşmesi'ne dönmeliyiz"

TÜSİAD, “İkinci Yüzyılında Cumhuriyet Hedeflerini Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ile Yakalamak” konferansını gerçekleştirdi. Etkinlikte 6 Şubat tarihli deprem felaketinin etkileri de ele alınmasının yanı sıra kadın haklarını ve cinsiyet eşitliği ile ilgili bilgiler verildi.

6dk okuma
Türkiye'de İş Dünyası20.03.2023
TÜSİAD Başkanı Turan, "İstanbul Sözleşmesi'ne dönmeliyiz"

TÜSİAD, “İkinci Yüzyılında Cumhuriyet Hedeflerini Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ile Yakalamak” konferansını gerçekleştirdi. Etkinlikte 6 Şubat tarihli deprem felaketinin etkileri de ele alınmasının yanı sıra kadın haklarını ve cinsiyet eşitliği ile ilgili bilgiler verildi.

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan;

-“ Afetin olumsuz etkilerini azaltabilmek için, toplumsal cinsiyete duyarlı kriz yönetimi stratejilerine öncelik vermeliyiz. Kamu politikalarında ve özel sektör eylemlerinde tüm odağımız, mevcut eşitsizliklerin derinleşmesini engellemek olmalı. Şimdi; afet bölgesinde ve göç alan illerimizde kız çocuklarının eğitime erişimine, her zamankinden daha fazla özen göstermek zorundayız. Şimdi; istihdamın dışında kalan kadınların tekrar çalışma hayatına dönebilmelerinin koşullarını oluşturmak için, daha fazla çaba sarf etmek durumundayız. Ve şimdi; çocuk yaşta evlilik, taciz, kadına şiddet gibi toplumsal yaralarla mücadelede çok daha hassas ve dikkatli olmak zorundayız. Tam da bu nedenle, ulusal düzeyde elimizdeki en güçlü yasal düzenleme olan 6284 sayılı “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Kanunu’na daha sıkı sarılmak ve en etkili şekilde uygulamak zorundayız. Bunun yanında uluslararası düzeyde şiddetle mücadelede en geçerli dayanak olan İstanbul Sözleşmesi'ne bir an önce yeniden dönmeliyiz” ifade etti

Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı ve Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı;

-“ Kız çocuklarının eşitlikçi bir anlayışla, nitelikli bir eğitim alması için önlerini açacak itici güç olmalı ve bunun için var gücümüzle taviz vermeden çalışmalıyız. Biliyoruz ki, nitelikli eğitimin en kritik yapı taşlarından biri olan öğretmenlerden bağımsız bir şekilde bu meseleyi ele alamayız. Okullulaşmada eşitliği sağlamak ve niteliği arttırmak her zaman ana hedefimiz olmalıdır.  Cumhuriyetimizin kurucusu, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, ‘Yalnız erkeklerin ilerlemesiyle o millet yükselemez.' sözüyle kadınların hayatın her alanında eşit bir konumda bulunmasının gelişmiş bir toplum için vazgeçilmez olduğunun altını çizmiş ve kadınların bu mücadelede önünü açmıştı. Cumhuriyetin ikinci yüzyılına girerken ulaşılması zor olmayan bu hedefe iş dünyasının önderlik etmesi yakışır. Sadece eşitlik yetmez, şirketlerimizde kalıcı bir kültür dönüşümü sağlamalıyız. Şirketlerimizin eşitlik, hakkaniyet ve kapsayıcılık alanlarında kendilerini geliştirmelerini öncelikli konumuz haline getireceğiz. Eşitliğe ve kapsayıcılığa verilen önem, şirketlerimizde performans kültürünün bir parçası olmalıdır” dedi.

Açılış bölümünün ardından TÜSİAD'a farklı dönemlerde başkanlık yapmış olan Boyner Grup Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Boyner ve Allianz Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Cansen Başaran Symes “Başkanların Perspektifinden” başlıklı oturumda bir araya gelerek “Çoklu Krizler Çağında Cumhuriyeti İkinci Yüzyılına Kadınlarla Taşımak” konusunu çeşitli yönleriyle ele aldılar.

TÜRKİYE İKİNCİ YÜZYILINA KADINLARIN HAKLARINDAKİ EKSİKLİKLERİ İLE TAŞINAMAZ

Ümit Boyner;

-“Bundan tam 100 yıl önce çok sağlam ilkeler üzerine kurulan Cumhuriyetimizin; siyasal, ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda bize sunduğu reformlar sayesinde bugün çağdaş bir yaşam sürüyoruz. Bu reformlar arasında kadın hakları, eğitimde köklü değişiklikler, laiklik ilkesinin benimsenmesi, hukuk sisteminin yenilenmesi gibi pek çok önemli adımlar yer alıyor. Cumhuriyet ile gerçekleştirilen kadın hakları reformu; muasır medeniyetler ölçüsünü kabul ederek toplum içerisinde kadını olması gereken eşitlik düzeyine getirdi. Tam 100 yıl önce atılan bu çok önemli adımlara rağmen, bugün ne yazık ki durum pek iç açıcı değil. Türkiye'de kadınların sosyal, kültürel ve ekonomik olarak temsiliyetlerinde büyük eksiklikler var. Kadınlar şiddet görürken, iş hayatında yer bulamazken veya cam tavanlar ile uğraşırlarken toplum ahenk içinde ilerleyemez. Türkiye ikinci yüzyılına kadınların haklarındaki eksiklikler ile taşınamaz. Bu yüzden toplumsal cinsiyet eşitliği konusundaki cesur yaklaşımımızı tereddütsüz korumalıyız. İçinde bulunduğumuz yüzyılda eşitliğin sağlanmasının bir tercih değil zorunluluk olduğunu vurgulamaya devam etmeliyiz.”

TEKNOLOJİ, YENİ KÜRESEL BÜYÜMENİN GÜÇLÜ KAYNAĞI

Cansen Başaran-Symes şu ifadeleri kullandı: “Bu dönemi, “bir değişim tünelinin içindeyiz” diye tanımlamayı tercih ediyorum. Geleceğin iş gücünün beş karakteristik özelliği var: Veri okuryazarı olmak. Yapay zeka, makine öğrenimi ve robotlarla çalışma konusunda rahat olmak. İyi işlerin değerini anlamak, saygı duymak ve sabırlı olmak. Kendini güçlü, yetkin ve yetkili hissetmek. Haklar, adalet ve çevre konularında ilerleme sağlamaya kararlı olmak. Kadınların tüm bu özelliklerde güçlü olduğunu gözlemliyorum. Geleceğin dünyasında, kadınların bu özelliklerinin avataj yaratacağını düşünüyorum. Çoklu krizler çağında parçalanmış bir dünyada ancak kadın yeteneğinin her alanda güçlü temsiliyle başarılı olunabilir. Geleceğin vatandaşı toplumu ve dolayısıyla kendini etkileyen her konuda bir fikri, yönlendirici veya denetleyici bir etkisi olan, toplumun diğer paydaşlarıyla dayanışma içinde kendi varlığı ve anlamını yaratan insanlar olmalıdır. Burada, "vatandaş" bir statü veya bir kimlikten ziyade bir yaşam biçimini ifade ediyor.”

Türkiye'de Gündem
Yorum Yaz