Yazarlar

Türkiye dünyanın gıda fabrikası olacak

TİM Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri Sektör Kurulu ve bünyesinde bulunan tüm İhracatçı Birlikleri, Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF) ve Ev Dışı Tüketim Tedarikçileri Derneği (ETÜDER); dünyanın en büyük gıda fuarına imza atmak hedefiyle “Türkiye Gıda Platformu” adı altında güçlerini birleştirdi ve olanlar oldu…

6dk okuma
Türkiye'de İş Dünyası10.10.2023
Türkiye dünyanın gıda fabrikası olacak

TİM Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri Sektör Kurulu ve bünyesinde bulunan tüm İhracatçı Birlikleri, Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF) ve Ev Dışı Tüketim Tedarikçileri Derneği (ETÜDER); dünyanın en büyük gıda fuarına imza atmak hedefiyle “Türkiye Gıda Platformu” adı altında güçlerini birleştirdi ve olanlar oldu… WorldFood İstanbul’a verdikleri destek ile TÜYAP’ta gerçekleşen fuarda 161 ülkeden toplam 64 bin 146 ziyaretçi ve 38 ülkeden bin 117 katılımcı yer aldı. Bir önceki seneye göre ziyaretçi sayısını yüzde 67 artıran Gıda Fuarı “Türkiye Gıda Platformu” desteği ile bu yıl tarihi bir başarı elde etti. "Türkiye dünyanın gıda fabrikası olacak" diyen Türk gıda üreticileri ile Türkiye’de İş Dünyası Dergisi için konuştuk.

Peynirle ilgili Türkiye’nin önünün açık olduğuna ilişkin gelişmeler var. Peynirde kaliteyi yakalamış durumdayız. Gıda sektörü de yükselişte. Önümüzdeki dönemlerde peynir de bu yükselişe dahil olabilir mi? Diye düşünmeden duramıyor ve soruyu İstanbul Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Üyesi Recep Salih Al’a yönlendiriyoruz. Cevabı şu şekilde oluyor; “Peynirde Türkiye’nin önü çok açık. Süt ve süt ürünlerinde biz geleneksel yöntemleri hiçbir zaman için bırakmadık. Butik üretime hala devam ediyoruz. Yani butik üretimden kastımız bizim süt tuz ve mayadan ibaret, olgunlaşmaya dayalı fermente olarak tabir ettiğimiz üretimlerimiz hala en iyi şekilde devam ediyor. Bizde kahvaltı kültürü olduğu için peyniri çok seviyoruz. Bu yüzden kaliteyi hiçbir zaman elden bırakmadık. Bunu dün[1]yaya kabul ettirmemiz lazım. Yeter ki dünya bizim önümüze set çekmesin, bahanelerle ürünlerimizi satın almamak için direnç göstermesin. Kendi üreticisini koruma adı altında bunu yapıyor. Ancak reklamlarında dünyanın her yerinde kendi peynirleri geçerli gibi bir algı oluşturuyorlar. Biz ne zaman kendi peynirimizle Avrupa ve gelişmiş ülkelerin insanlarını tanıştırırız, lezzetimizi damaklarında bırakırız. Önümüz çok açık. Gençlerimiz çok çalışıyor. Yeter ki devlet ve millet el ele versin. Devletimiz de gençlerimizin önünü desteklerle açsın. Biz çok daha iyi yerlere geleceğimize inanıyoruz.

MAKARNADA POTANSİYEL ARTACAK

Yeni dönemde Türkiye’de başka alanlarda sıkıntılar olsa da gıda sektöründe ihracatının arttığını görüyoruz. Bu sektörlerden biri de makarna. Özellikle Orta Doğu pazarında çok iyi durumdayız. Makarnanın potansiyelini daha da artıracağını söyleyen Mutlu Makarna Yönetim Kurulu Üyesi Ali Göymen, “Kendi sektörüm adına makarna ve un için bu potansiyelin daha da artacağını düşünüyorum. Yeni tarımsal politikalarla birlikte elimizin daha da güçleneceğini düşünüyorum. Dünyada her geçen gün artan küresel ısınma konuşulurken bugün Türkiye’de verimliliğin her geçen gün arttığını görüyoruz. İlerleyen yıllarda makarna ve un pazarında özellikle ham madde yönünden kuvvetlenerek ihracat potansiyelimizi artıracağımızı düşünüyorum” dedi.

‘Makarnada artık İtalya’ya da satabilecek kaliteye sahibiz’ şeklinde değerlendirmeler var. Bu konu ile ilgili de görüşlerini paylaşan Göymen şöyle konuştu; “Kendimizi alanımızda her geçen gün geliştiriyoruz. İhracat rakamlarına bakıldığında Türkiye’nin sıralamada her geçen gün kendini daha yukarı taşıdığını görüyoruz. Önemli bir potansiyele sahibiz. Her geçen gün katma değerli ürünleri portföyümüze katmaya çalışıyoruz. Globalde rekabete baktığımızda İtalyanlara karşı katma değerli ürünler ürettiğimizi, farklılık oluşturacak çeşitlerde yeni ürünler eklediğimizde farkımızı ortaya koyacağımızı düşünüyoruz. Bununla birlikte sadece Avrupa kotası değil diğer dünya ülkelerinde de potansiyelimiz arttı. Mesela Venezuela gibi bir pazar oluştu. Böylelikle farklı pazarlarda da ihracata başlamış olduk. Yalnızca İtalya değil genel olarak dünya pazarındaki üreticilere karşı da katma değerle hem de çeşitlerle kendimizi öne çıkaracağımızı düşünüyorum.”

KLASİK YAPIDAN KATMA DEĞERLİ ÜRÜNE

Türkiye’nin gıda sektöründeki ağırlığı dünyada her geçen gün artıyor. Bu ağırlıkta markaların yeni üretim biçimlerinin çok önemli bir fonksiyonu var. Özellikle de bakliyatta çok önemli aşamalar kat ediyoruz. Türkiye’nin bu alandaki ihracatını ve son dönemdeki gidişatını değerlendiren Yayla Agro Marka Pazarlama ve İletişim Müdürü Nuray Erdoğan, “Gıda, talep noktasında dünyada ve ülkemizde değişmeyen bir yapı. Herkes yemek yemek durumunda. Bizim ürün grubumuz da temel gıda olarak adlandırılan kategoride. Kendi şirketimize ithalat ve ihracat olmak üzere çift taraflı baktığımızda 2022 yılında 500 milyon Dolarlık bir ticaret hacmi görüyorum. Kendi ülkemizdeki bakliyat çeşitliliğini işleyerek, katma değer sağlayarak göndermek bizim için esas. Yayla mevcut olan bakliyatta koruyucu kullanmadan, insanların hayatını kolaylaştıran lezzetler haline çevirerek sunmanın, ihraç etmenin peşinde olan bir firma. Bildiğimiz klasik yapıdan katma değerli ürüne evriliyoruz bu da ihracatın artmasını sağlıyor” şeklinde konuştu. Yurt dışında markalarını tanıtmak ve satmak adına ciddi destekler aldıklarını dile getiren Nuray Erdoğan, şunları söyledi; “Bu yapı toplamda ihracatın yurt dışı tarafında büyümesini sağlıyor. Bugün 100 ülkeyle bağımız devam ediyor, bu sayı neden 150-200 olmasın? Bu, hem doğru ürün üretmemizle hem de devletimizin üreticilere verdiği destekle paralel olarak ilerlemekte. Şu anda aldığımız desteklerle birlikte işimizi her sene büyütüyoruz.”

“İHRACATTA 30 ÜLKEYE ULAŞTIK”

Türkiye son dönemde ihracatını artırıyor ve katma değerli ürünlerle bunu pekiştiriyor. Gıda üretiminde Türkiye’nin çok önemli bir rol alacağını düşündüklerini aktaran Neli Pide Aktaşlar Lezzet Durağı Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Aktaş, “Halihazırda çok önemli bir rolde aslında. Pandemi öncesine baktığımızda 8-9 ülkeye ihracat yaparken bugün 30 ülkeye çıkmış durumdayız. Hangi fuara gidersek gidelim Türkiye olarak çok ilgi çekmeye başladık. O yüzden Türkiye dünyanın gıda fabrikası olabilir belki de. Özellikle bu fuar da buna hizmet eden bir fuar. Dünya tatlarının/lezzetlerinin buluştuğu bir fuar. Bizler de ürünlerimizi satıp ülkemizi temsil ederek ihracatımızı güçlendirmek istiyoruz. Bugün bunun için buradayız. Ordu’da doğmuş, büyümüş ve fabrikamızı da orada kurmuş bir firmayız Bulunduğumuz yaşadığımız şehre katma değer katarak istihdam sağlamak istiyoruz. Biz pide üretiyoruz ve bunu çıktığı, doğduğu yerden yapmak istedik çünkü dünyaya satarken de ciddi PR katkısı sağlıyor. Orduda olmak, istihdam oluşturmak, ihracat yapmasını sağlamak bize keyif veriyor gururlandırıyor” diye konuştu.

“HER YIL BÜYÜYEREK İLERLEYECEĞİZ”

Ülkemizin tarihindeki en büyük fuarı gerçekleştirmekten dolayı mutlu ve gururlu olduğunu söyleyen İHBİR Başkanı Kazım Taycı, “Türkiye’deki bütün gıda üreticilerinin STK temsilcileriyle, önde gelen isimlerle bir araya geldik ve Türkiye Gıda Platformu adında bir çatı birlik oluşturduk. Yeni bir oluşumdan ziyade Worldfood’la birlik olalım, halihazırda var olan bir oluşuma katkıda bulunalım dedik. Geçen yıl 25 bin metrekare olan fuarın oturum alanını bu yıl 40 bin metrekareye taşıdık. Katılımcı firma sayısını 700'lerden bin 150'lere taşıdık. Hedefimiz ilerleyen yıllarda yaklaşık 100 bin metrekarelik bir alana yerleşerek toplamda 3 bin 500 - 4 bin firmanın katıldığı bir fuar oluşturmak. Avrupa ve Asya’nın birleştiği, İstanbul gibi güzel ve tarihi bir şehirde insanların gıdayla ilgili aradıkları her şeyi bulabilecekleri bir fuar olsun istiyoruz. Anuga’dan sonra büyük alternatif bir fuar olacak” açıklamalarında bulundu. Önümüzdeki dönemde gıda ihracatında öngördüğü gelişmeleri ve rakamları aktaran Taycı, şöyle konuştu; “Tarım ve gıda sektörü olarak depremden en çok etkilenenlerden biriyiz. Buna rağmen 2022 ve 2023 yıllarının ağustos ayını karşılaştırdığımızda döviz bazında yaklaşık yüzde 11’lik bir büyüme gerçekleştirdik. 8 milyar Dolarlık bir ihracatımız oldu. İstanbul hububat özelinde baktığımızda yüzde 15’lik bir performans gösterdik. İhracattaki büyüme hızımız oldukça iyi. Türkiye’nin jeopolitik konumu itibarıyla gıda sektörümüzün giderek büyüyeceğine inanıyoruz. Mersin limanımıza baktığımız zaman hububat ve bakliyatın resmen bir dağıtım merkezi haline geldiğini görüyoruz. Tahıl koridorunu Rusya-Ukrayna savaşına rağmen çok iyi yönettik. 1 milyon tonluk buğdayın Rusya’dan alıp Türkiye’de işlendikten sonra un haline getirilip Afrika ülkelerine verilmesi projesinin büyük ihtimalle gerçekleşeceğine inanıyoruz. Hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamullerinde Türkiye hem bu işin üreticisi hem de trafiğin kesişim noktası. Bu sebeple gerekli önlemlerin alınması ve müdahalelerin yapılmasıyla birlikte her yıl gelişerek, büyüyerek ilerleyeceğini düşünüyoruz.

“ELİMİZİ TAŞIN ALTINA KOYDUK”

Fuardaki katılımcı sayısındaki artıştan ve ilgiden dolayı mutlu olduklarını dile getiren Oğuz Holding CEO’su Enes Örer, “Her sene katıldığımız bu fuarda gözle görülür bir ivme yaşıyoruz. Hem firma sayısı hem ziyaretçi sayısı hem de alan genişliğinin arttığını görüyoruz. Bu artık kabına sığmayan bir heyecan oluşturmuş durumda. Katılımcı profilleri gerçekten bu işi bilen, takip eden insanlar. Tüm dünya ülkelerinden katılımcıları görüyoruz. Yurt dışında düzenlenen fuarlara da katılan bir firma olarak gelecekte o fuarların da üzerine çıkacak potansiyele sahip olduğumuzu net bir şekilde ifade edebilirim. Bunun çok daha hızlı bir şekilde olması için taşın altına elimizi koyduk. Ülkemizi bu noktaya getirmemiz lazım. Çok güzel bir ışık var. Son olarak ‘Türkiye gıda ihracatında ve ticaretinde önemli bir paya sahip olur mu’ sorusuna yanıt veren Örer, şunları aktardı; “Kesinlikle diyebiliriz. Çünkü ülkemizin üretimine, markalarına, buradaki firmalarına karşı bir güven var. Dünyada çok ciddi krizler var; siyasi çekişmeler, savaşlar… Orta yollu bir politika ile onlardan sıyrılmış bir durumda olduğumuz için ticaretin devam edeceği güvenli bir bölgeyiz. Burada bayrak taşıyıcı bir role sahibiz.”

FUARA LEZZETİYLE DAMGA VURDU

Geleneksel lezzetlerin 70 yıllık üreticisi Seyidoğlu Gıda, Türk gıda sektörünün buluşma noktası WorldFood İstanbul: Uluslararası Gıda Ürünleri Teknolojileri Fuarı'na katılarak yeni ürünlerini yerli ve uluslararası ziyaretçilere sergiledi. Fuarda en çok ilgi çeken ürünlerin başında ise tost helva ve hamburger helvalar oldu. Hamburger ekmeği içinde sıcacık helvalar ziyaretçilerin büyük beğenisini topladı.

ÜRÜN ÇOCUKLARDAN TAM NOT ALDI

Çocuklara ve gençlere helvayı sevdirmek için çalışmalar yürüten Seyidoğlu Gıda’nın yeni ürünleri çok seviliyor. Çizgi film karakterlerinden ve sevimli kahramanlardan yola çıkarak ambalajından içeriğine kadar değişen yeni konsept ürünler sağlıklı beslenme bakımından da anne babalara kolaylık sağlıyor. Helvacık adı verilen atıştırmalık helvalar bu anlamda en çok rağbet gören ürünler arasında yer alıyor. 20 gramlık tüketimi kolay helvacıklar okula giden çocukların beslenme çantalarında yerini aldı. Ürünün ambalajıyla da çocukların ilgisini çektiğini ifade eden Seyidoğlu Gıda Genel Müdürü Mehmet Göksu, “Tahin besleyiciliği ve zinde tutması bakımından okul çağındaki çocuklar ve gençler için çok önemli bir besin. Fuarda geleneksel tüketim alış[1]kanlıklarının dışına çıkarak helvalarımızla nasıl menüler hazırlanabileceğini göstermek istedik. Aileler hamburger ekmeği ve tost ekmeğiyle ürünümüzü tüketiyor. Bize ilham olan bu uygulamayı hem mağazalarımızda hem de fuar standımızda tüketiciye uygulamalı olarak gösterdik. Sıcacık ekmek arasında eriyen helvalarımız harika bir lezzet ortaya çıkardı” ifadelerini kullandı.

PİKNİK ÜRÜNLERİNDE GÜNLÜK 1 MİLYON ÜRETİM

Ev dışı tüketim olarak adlandırılan piknik grubu ürünlerde büyük talep aldıklarına dikkat çeken Genel Müdür Göksu, “Yeni fabrikamızın da devreye girmesiyle birlikte, helvacık tarzı minik ürünler için son teknoloji robot yatırımları yaptık. Yeni nesile geleneksel ürünleri sevdirmek için sürekli inovasyon yatırımları ve yeni ürün çeşitleri pazara sunuyoruz. Oteller, kurumsal firmalar, yemek firmaları, cezaevleri gibi kurumlara günde 1 milyon civarında bu ürün grubundan satış yapıyoruz. Hedefimiz ürün çeşitlerini artırarak 2 milyon adetlere ulaşmak” dedi.

Gündem Koridoru
Yorum Yaz