Türk mutfağı için 13 yıllık emek

Ülkemizde son dönemlerde gastronomi anlamında birçok gelişme ve başarı yaşanıyor. Bu kapsamda uluslararası gastronomi yarışmalarında Türk şeflerin başarılarını değerlendiren Şef Refika Birgül, “Aslında daha her şeyin başında olduğumuzu bu başarıların daha sonra gelecek başarıların başlangıcı olduğuna inanıyorum. Çünkü bu topraklar dünyaya ilginç gelecek, dünyayı besleyecek özelliklere sahip. Bizim doğalını çok iyi bildiğimiz ve kabul ettiğimiz pek çok şeyin bilinmediğini insan gün geçtikçe daha iyi anlıyor ve görüyor. Bu bilgi ile yaratıcılığı, özgürlüğü birleştirdiğimizde çıkabileceklerin daha yüzde 1'ine bile çıkarmadığımız düşüncesindeyim. Dolayısıyla böyle gittikçe, eğitimli şefler arttıkça ve ülkesini gezen insanlar çoğaldıkça çok acayip yemekler, işler çıkacağına eminim” diye konuştu.

GASTRONOMİDE EĞİTİM

“Gastronomi okullarında verilen eğitim kitaplarının ve eğitim şeklinin biraz daha değişmesi gerektiğine inanıyorum” diyen Birgül, gastronominin ülkemizdeki gelişimi için yapılması gerekenleri şöyle sıraladı; “Yaptığımız yemeklerin çeşitliliği çok farklı olabilir ama özündeki tekniklerin, konulan malzemelerin hangi sebeple ve nasıl konduğunun aşçılara anlatıldığı şekilde yapılması her şeyi çok değiştirecektir. Dolayısıyla bu eğitimin hazırlanması önemli. Mutfak üzerine verilen eğitimlerin bir kısmı yabancı dil eğitim verirken bir kısmı ise Türkçe eğitim veriyor. Yabancı dil eğitimi veren okulların çoğunda da Türk mutfağı iki ders, en fazla üç ders gibi okutuluyor. Türk mutfağının anlaşılması için 13 senedir gece gündüz çalışıyorum ve hala kendimi yolun başında gibi hissediyorum. Dolayısıyla her sene ders içeriklerinin Türk mutfağının girişinden ileri mutfak teknikleri üzerine tatlılarından farklı farklı derslerinin olması gerektiğine inanıyorum. Öte yandan şeflerin dünya mutfağını bilmesinin kendi mutfağının değerini anlayabilmesi ve ön plana çıkarabilmesi adına oldukça önemli ve gerekli bir durum olduğunu düşünüyorum.”

“HEPİMİZİN SORUMLULUĞU VAR”

Ülkemizin gastronomi turizminde çekici bir destinasyon haline gelmesi için işin kalitesinden hepimizin sorumlu olduğunu söyleyen Refika Birgül, konu ile ilgili görüşünü şu örneği vererek açıkladı; “Diyelim ki Kayseri’de pastırma yapılıyor o pastırmanın güzel olması, hakkı ile yapılıyor olması sadece o firma ile ilgili değil. Adına Kayseri pastırması denen ürünün o kalitede çıkması, ülke meselesi olarak algılanmalı.” Ülkemizde, özellikle de Anadolu'da her şehrin imza esnafı ve gıda üreticisi olduğuna değinen Birgül, bunların Kültür Bakanlığı tarafından korumaya alınıp, özel statülerde olması gerektiğinin altını çizdi.

TANITIM ÇALIŞMALARI ÖNEM ARZ EDİYOR

Kalitenin korunması ve işin dokusunu bozmadan dünya çapında olabilmesi için tanıtım çalışmalarının önemli olduğunu vurgulayan Birgül, “Gastronomi, turizmi en kolay geliştirebilecek konulardan bir tanesi. Temel olarak üç şeye bakılıyor; ben nereleri gezebilirim, nasıl tecrübe yaşarım ve neler yerim. Lezzetlerinin unutulmayacağı yemeklerimizin olduğunu hepimiz biliyoruz. Bunlar üzerinden iletişim yapıldığında Efes Harabeleri veya İstanbul’daki pek çok güzellikte ‘aman mutlaka gidelim’ haline dönüşüyor. 2010 yıllarında İstanbul dünyada en çok gidilmek istenen şehir olmuştu. O günlerden bu günlere çok hızlı değişimler oldu ama o arzunun geri gelmemesi için hiçbir sebep yok. Bunun organizasyonu hepimizin yapabileceği bir şey” diye konuştu.