AÇIK
Türkiye ekonomisinin yaşadığı zorlu geçiş süreci, şirketlerin yatırım stratejilerini yeniden gözden geçirmesine neden oluyor. Ancak Akfen Holding, bu dönemi bir fırsat olarak görerek, planlı yatırımlarını sürdürmeye ve stratejik sektörlerdeki varlığını güçlendirme- ye devam ediyor. Holdingin bu kararlı duruşunun en somut örneklerinden biri ise, İstanbul’un kalbinde yepyeni bir yaşam alanı sunan Terminal Kadıköy projesi. Biz de Türkiye’de İş Dünyası dergisi olarak Akfen Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve Terminal Kadıköy Yönetim Kurulu Başkanı Pelin Akın Özalp ile özel bir röportaj gerçekleştirdik. Özalp, Akfen Holding’in güncel stratejik önceliklerini, enerji, alt2q1yapı ve gayrimenkul sektörlerindeki projelerini ve özellikle yenilenebilir enerji alanındaki vizyonlarını detaylandırdı. Röportajımızın merkezinde ise, yıllardır atıl durumda olan bir alanı İstanbul’un yeni buluşma noktasına dönüştüren, özgün mimarisi ve zengin konseptiyle dikkat çeken Terminal Kadıköy yer aldı. Özalp, bu projenin alışveriş merkezi tanımının ötesine geçerek nasıl bir yaşam ve deneyim alanı sunduğunu, 7DE7 markası altında Mutfak Sanatları Akademisi (MSA) iş birliğiyle oluşturulan benzersiz gastronomideneyimini, kültür-sanat etkinliklerini ve sürdürülebilirlik odaklı yaklaşımlarını aktardı. Akfen Holding’in bu stratejik hamlesi, hem bölgesel kalkınmaya katkı sağlayacak hem de iş dünyası için ilham verici bir dönüşüm hikâyesi sunacak.
Akfen Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve Terminal Kadıköy Yönetim Kurulu Başkanı Pelin Akın Özalp, Türki- ye’nin yaşadığı ekonomik tabloyu bir “geçiş süreci” olarak gördüklerini ve yatırım kararlarında temkinli ancak kararlı davrandıklarını belirtti. Özalp, “Biz Akfen Holding olarak bu dönemi bir ‘geçiş süreci’ olarak görüyoruz ve yatırımlarımızda herhangi bir geri adım atmak yerine, önceden planladığımız projeleri tamamlamaya ve stratejik sektörlerde derinleşmeye odaklandık” dedi.
Holdingin bu dönemdeki ana odak noktalarını; mevcut yatırımları tamamlamak ve operasyonel verimliliği artırmak, sürdürülebilirliği her projenin merkezine koymak, finansal istikrarı koruyarak büyümeyi sürdürmek ve yeni iş alanları ile stratejik sektörleri radara almak olarak sıralayan Özalp, 2024 ve 2025 yıllarının sonunda toplam 910 milyon dolarlık yatırım planlarını hayata geçirmeye kararlı olduklarını, bunun Akfen’in finansal dayanıklılığına ve Türki- ye’nin uzun vadeli ekonomik potansiyeline olan inançlarına dayandığını ifade etti.
Akfen Holding’in yatırım portföyünün Türkiye’nin ihtiyaçlarına cevap veren, sürdürülebilirlik temelli bir vizyona sahip olduğunu belirten Özalp, enerji, altyapı ve gayrimenkul sektörlerinde hem yurt içinde hem de yurt dışında önemli projelerinin bulunduğunu söyledi.
Akfen Yenilenebilir Enerji’nin 15 yılda 7 MW’tan 700 MW’ın üzerinde tamamı temiz kaynaklardan oluşan bir portföye ulaştığını aktaran Özalp, portföyde 228,7 MW HES, 348,9 MW RES ve 121,4 MW GES bulunduğunu belirtti. Mevsimsel dalgalanmalara karşı dayanıklı bir sistem kurduklarını, 86 MW kurulu gücündeki Hibrit GES projesinin tamamlanma aşamasında olduğunu ve 102 MW’lık RES kapasite artışı için 160 milyon dolarlık yatırımın yönlendirildiğini ifade eden Özalp, hedeflerinin 2027’ye kadar bu kapasiteyi 1.200 MW’a çıkarmak olduğunu dile getirdi.
Akfen İnşaat’ın Türkiye’nin en büyük Kamu-Özel İşbirliği (KÖİ) portföylerinden birine sahip olduğunu söyleyen Özalp, Eskişehir, Isparta ve Tekirdağ Şehir Hastaneleri’nin yatırımcısı ve işletmecisi olduklarını, Amasya ve İsken- derun Devlet Hastaneleri’nin inşaatını sürdürdüklerini kaydetti. Özalp, yurt dışında ise Hırvatistan’ın başkenti Zagreb’de depremde hasar gören tarihi Sister of Mercy Hastanesi’nin renovasyonunu üstlendiklerini belirtti.
Gayrimenkulde Bodrum Loft’un ardından Bodrum Yalıkavak’ta 29 villalık yeni bir projeyi hayata geçirdiklerini aktaran Özalp, İstanbul Söğütlüçeşme’deki Terminal Kadıköy’ün ise Akfen GYO çatısı altında gerçekleştirdikleri ve Türkiye’de bir ilk olan yeme-içme konseptli açık hava pazarı olduğunu vurguladı.
Teknoloji ve dijitalleşmenin her sektörün temel yapı taşı haline geldiğini ifade eden Özalp, Akfen Holding olarak bu dönüşümü erken gören gruplardan biri olduklarını belirtti. İş süreçlerinde dijitalleşmenin hem verimlilik hem de sürdürülebilirlik açısından temel öncelikleri arasında yer aldığını söyledi.
Enerji santrallerinde uzaktan izleme, otomasyon sistemleri ve veri analitiği ile performans optimizasyonu yaptıklarını, Akfen İnşaat projelerinde ise Yapı Bilgi Modellemesi (BIM) gibi yeni nesil teknolojilerle verimliliği artırdıklarını aktaran Özalp, özellikle Terminal Kadıköy gibi yüksek ziyaretçi trafiğine sahip projelerde güçlü dijital altyapı kurduklarını, kiracı analizleri, ziyaretçi davranış haritaları, dijital yönetim ve pazarlama otomasyonlarını devreye aldıklarını belirtti. Özalp, gelecek dönemde yapay zekâ destekli karar sistemleri ve akıllı bina uygulamalarını yakından takip ettiklerini ve uygulamalarına adapte ettiklerini söyledi.
Terminal Kadıköy’ün kendileri için bir gayrimenkul projesinden çok daha fazlası olduğunu dile getiren Pelin Akın Özalp, projenin İstanbul’un en yoğun ulaşım akslarının kesişiminde, yıllarca atıl kalmış bir alanı dönüştürme hedefiyle yola çıktığını anlattı.
Özalp, “Terminal Kadıköy’ü betonarme bir yapı olarak değil, dünyanın önde gelen açık hava pazarlarını örnek alarak tasarladık. Borough Market (Londra), Mercat de la Boqueria (Barselona), Time Out Market (New York), Depo (Moskova) gibi modelleri inceledik ve Kadıköy’ün ruhuna uygun yepyeni bir konsept ortaya çıkardık” dedi. Proje mimarı Melkan Tabanlıoğlu ile geliştirilen bu tasarımda, tamamen açık hava alanlarında restoranlar, sokak lezzetleri, şarküteriler, tatlıcılar, kafeler ve yerel üreticilerin bir araya geldiğini belirten Özalp, Fenerbahçe Stadı’nın hemen yanı başında, yeşil alanlarla bütünleşen, üstü kapalı olmayan, özgürce dolaşılabilen yaklaşık 45 bin metrekarelik bir yaşam alanı oluşturduklarını söyledi.
Terminal Kadıköy’ü farklı kılan en önemli unsurun, “7DE7” markası altında Mutfak Sanatları Akademisi (MSA) iş birliğiyle kurulan gastronomi deneyimi olduğu- nu vurgulayan Özalp, 120 aşçının görev aldığı bu alanda, Türkiye’nin dört bir yanından 24 farklı mutfak kültürünün temsil edildiğini açıkladı. Özalp, çibörekten Kore sokak lezzetlerine, Karadeniz pilavından İtalyan pizzalarına kadar oldukça zengin ve özgün bir gastronomik harita sunduklarını belirtti.
MSA’nın 7DE7’nin gastronomi deneyimini tasarlarken 1,5 yıl boyunca yoğun bir çalışma yürüttüğünü, 250’yi aşkın tedarikçiyle iş birliği yapıldığını ve 400’den fazla tarif denendiğini belirten Özalp, 7DE7 konsepti ve 520 metrekarelik hazırlık mutfağında toplam 36 aşçı ve pastacının çalıştığını, ekibin yüzde 80’ini MSA mezunlarının oluşturduğunu dile getirdi.
Terminal Kadıköy’ün aynı zamanda bir kültür platformu olduğunu ifade eden Özalp, açık hava sinemaları, klasik müzik konserleri, genç sanatçılara alan açan sergiler ve etkinliklerle çok yönlü bir sosyal yaşam deneyimi sunduklarını belirtti. Ayrıca, Paribu’nun hayata geçireceği 1500 kişilik sahne ve kültür sanat merkezinin İstanbul’un kültürel hayatına yeni bir soluk getireceğini söyledi. Özalp, Mayıs 2025’te açılan Terminal Kadıköy’ün ilk günden itibaren yoğun ilgiyle karşılandığını ve kendilerini İstanbul’un yaşam haritasına değer katan kültür-sanat ve gastronomi alanlarıyla aynı ligde gördüklerini vurguladı.
Terminal Kadıköy’ün açıldığı günden itibaren çok ciddi bir ilgiyle karşılandığını belirten başarılı iş kadını, konumunun başlı başına bir avantaj olduğunu ancak asıl fark oluşturan, lokasyonu alışılmış ticari kalıpların dışında, özgün bir kamusal deneyim alanına dönüştürmüş olmaları olduğunu ifade etti. Özalp, perakende sektöründeki değişimleri yakından takip ettiklerini ve insanların artık sadece alışveriş yapmak yerine vakit geçirmek, keşfetmek ve bağ kurmak istedikleri mekânlara yöneldiğini kaydetti.
İlk aylardaki performanslarının, ziyaretçi yoğunluğu ve sosyal medya etkileşimleri açısından oldukça pozitif olduğunu belirten Özalp, 12 farklı caddeye yayılan konseptleri sayesinde farklı kitlelere hitap ettiklerini söyleyerek, “Kadı- köylüler, gençler, gurmeler, aileler, turistler, sanatseverler… Bu çember daha da genişleyecek” diye konuştu. Geleceğe dönük olarak ise daha fazla kültür etkinliği, yerli üretici pazarları ve uluslararası iş birlikleri planladıklarını dile getiren Özalp, Terminal Kadıköy’ü sadece bir İstanbul projesi değil, Türkiye’nin marka değeri yüksek yaşam alanlarından biri haline getirmek istediklerini ve bunda başarılı olacaklarına inandıklarını ifade etti.
Terminal Kadıköy projesinin her aşamasında sürdürülebilirlik ilkesini merkezde tuttuklarını belirten Özalp, buranın sadece “yeşil görünen” değil, gerçekten çevresel etkiyi minimize eden ve doğayla entegre yaşam alanları sunan bir proje olarak tasarlandığını söyledi.
Peyzaj çalışmaları için İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi ile iş birliği yaptıklarını, alanın iklimine ve toprak yapısına uygun, düşük su tüketimli ve yerli bitki türleri tercih ederek projenin yeşil alan kapasitesini üç katına çıkardıklarını aktaran başarılı iş kadını, tüm yapı elemanlarında doğaya zarar vermeyen, yerel malzemeler ve geri dönüştürülebilir unsurlar kullanıldığını vurguladı. Atık yönetiminden enerji verimliliğine, aydınlatmadan su tasarrufuna kadar tüm süreçlerde çevre dostu çözümler uygulandığını ve kiracılarla yapılan sözleşmelerde çevresel duyarlılığı teşvik eden maddeler bulunduğunu belirten Özal, özellikle 7DE7 markası altında sürdürülebilir gastronomi, yerel üreticiye destek ve karbon ayak izini azaltma konularında aktif çalışmalar yürüttüklerini sözlerine ekledi. Başarılı iş kadını, geleceğe yönelik olarak ise; “Güneş enerjisi kullanımını artırmak, yağmur suyu toplama sistemlerini yaygınlaştırmak ve karbon ayak izini ölçümleyerek azaltmaya yönelik sertifikalı adımlar atmak da hedeflerimiz arasında yer alıyor” diye konuştu.
GÜNDEM KORİDORU
23 Temmuz 2025